Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.27
  • EURO
    34.75
  • ALTIN
    2400.4
  • BIST
    10279.37
  • BTC
    61570.46$

Alternatif Tedavilere Bakış (Bitkisel Tedavi ve Benzerleri) (3)

20 Haziran 2017, Salı 07:23

Modern tıbbın son yıllarda doğadan elde edilen kanser ilaçları dışında doğrudan kansere dönüşen hücrelerin hücre içi ve dışı mekanizmaların incelenmesi ve hücrenin kontrolsüz büyümesini uyaran veya bozulmuş engelleyici basamakların tanımlanması ile olmuştur.

 Bu tanımlanan mekanizmalara yönelik geliştirilen çoğu antikor özelliğindeki ilaçlar (hedeflenmiş veya akıllı ilaçlar) ise neredeyse birçok kanser türünde etkinlikleri son derece anlamlıdır. Kronik myelösiter lösemi, lenfoma, gastrointestinal stromal tümör, meme kanseri, böbrek hücreli kanser, bunlardan sadece bir kaçıdır.

 Bu hastalıklarda kemoterapiler ile bu grup ilaçların kombinasyonu ile elde edilen sonuçlar ise neredeyse bir devrim niteliğindedir. Kanser tek bir hastalık değildir. Aynı histoloji ve aynı evreye sahip kanserli bir hastada bile bu gün birçok alt tip ve genetik farklılıklar ortaya konmuş ve tedaviler bireyselleşmiştir. Tüm bu gelişmeleri yok sayarak sınırlı bilgi düzeyleri ve birkaç eskimiş argümanlar ile bireylerin alternatif tıp alanına yönlendirmesi insan haklarının ihlâli olup artık günümüz koşullarında bir suç sayılmalıdır.

Amerikan İntegratif Onkoloji Derneği (SIO) tarafından 2007 yılında yayınlanan integratif (bütünleyici) tıp uygulamaları rehberi önerileri:

1.Hastaların hepsine TAT kullanıp kullanmadığı sorulmalı.                                                                                     2.Hastaların hepsine TAT hakkında kanıta dayalı rehberler sunulmalı.                                                                       3.Beyin-Vucut modaliteleri anksiete, mood bozuklukları, kronik ağrı ve yaşam kalitesini artırmak için önerilmeli.       4.Kemoterapiye bağlı erken bulantı kusmada, yanıt alınamıyorsa akapunktur önerilmeli.                                5.Radyoterapiye bağlı ağız kuruluğunda akapunktur önerilmeli.                                                                           6.Masaj onkoloji alanında eğitimli masaj uzmanlarının yapması koşulu ile önerilmeli (anksiete, ağrı, lenf drenajı).       7.Kanserli hastalarda sigara klasik yöntemler ile bırakılamıyorsa akupunktur önerilmeli                                           8.KT sırasında egzersiz fiziksel ve mental fonksiyonlara katkı sağlar, önerilmeli.                                             9.Yüksek doz C vitamini ve A vitamininden kaçınılmalı.

Bitkisel ürünler ve vitaminler;

Bitkisel ürünler ve vitaminler neredeyse tüm dünyada en popüler olan tamamlayıcı ve alternatif tıp yöntemlerindendir. Vitaminler ve yüksek doz vitamin kullanımı geçtiğimiz 20 yılda antioksidan özellikleri, yaşlanmayı önleyici özellikleri ile fazlasıyla gündemde kaldı ve ülkelerin ciddi ekonomik kayıplarına neden oldu. Son 5 yılda yapılan çok sayıda iyi dizayn edilmiş klinik ve gözlemsel çalışmalarda toplumun bu ürünlere ulaşabilen kesimlerinin ekonomik düzeylerinin orta ve üst düzey olduğu, bu insanların vitamin eksikliği taşımadan bu ürünleri kullandıkları, bu sentetik ürünlerin antioksidan özelliklerinden çok potansiyel prooksidan etkileri ile karşı karşıya kaldıkları, beklenmeyen son derece olumsuz sonuçların gözlendiği saptanmıştır. Bunlara sigara içen bireylerde A vitamini, beta karoten ve E vitamini kulanımı ile akciğer kanserinden ölümlerin arttığı veya en azından yarar sağlamadığı, yüksek doz multivitamin alan erkeklerde dirençli prostat kanserleri, bayanlarda ise cilt kanserine yatkınlık gösterdiği saygın tıp dergilerince yayınlanan çalışmalarda işaret edilmiştir.

 Tedavi altındaki kanser hastalarında kullanılan antioksidan ürünlerin ve vitaminlerin tedavi etkinliğini azalttığı yönünde veriler giderek artmaktadır. Tüm bunlar ortaya koymuştur ki gerek sağlıklı gerekse kanserli bireyler gerekli ve eksikliği görülmediği sürece tedavilerini sürdüren doktorlarının önerilerinden bağımsız bu tür ürünlerden uzak kalmalı, mümkün olduğunca vitamin ve antioksidan gereksinimlerini zengin mikronutrientleri içinde barındıran sebze ve meyvelerden almalıdır.

 Bitkisel ürünler ise ülkemizde de son yıllarda yoğun bir ticari alan elde etmiştir ve hızla da bu sektör yabancı ve yerli ürünlerin kullanıma sunulması ile büyümektedir. Bu ürünlerin suiistimalinde en önemli sorun ruhsatlarını tarım bakanlığından almaları ve bir ilaç değil gıda maddesi şeklinde pazara sunulmasıdır. Aşağıda tabloda yer aldığı gibi bu ürünler aktif tedavi alan hastalarda hemen birçok kanser ilacı ile etkileşmekte, ilacın yan etkisini artırmakta veya kimi zaman etkinliğini azaltmaktadır. Ayrıca bitkisel ürünlerin hemen çoğunluğu bir takım yan etkilerde içerir.   

Kanserde tedavi ve/veya destek tedavi amaçlı çok sayıda bitkisel ürün klinik çalışmalar ile denenmiş zencefilin bulantıyı azaltıcı etkisi dışında pratik uygulamaya girecek bir ürün kanıtı ortaya konamamıştır. 

Bu gün ülkemizde hekim kimliği taşıyan bireylerin ve alternatif tıp uygulayıcılarının bu ürünlere yönelik olumlu söylemlerini destekler iyi klinik çalışmalar maalesef yoktur ve iddiaları ancak invitro çalışmalar hayvan çalışmaları ve kendi bireysel gözlemlerine dayanmaktadır. Tıpta gelişmeler bireysel hekim gözlemleri, hayvan modelleri ve hücre kültür çalışma sonuçlarının rutin klinik pratiğe yansıtılması sonucu ortaya çıkabilecek olumsuz olayları kabul edemeyecek düzeyde tanımlanmış ve gelişmiştir.

Kaynak: medikal onkoloji derneği

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.