Konya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.41
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2396.0
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59878.15$

AHLAKİ FAY HATTI

22 Mart 2023, Çarşamba 00:00

Belki de toplumu yargılamadan önce kendimize sormamız gereken asıl şey şudur: "Niçin ahlâklı insanlar yetiştiremiyoruzdan önce, niçin kendimizi yetiştiremiyor, kendimizi geliştiremiyoruz?" Çağımız öyle bir hal aldı ki, gencimizden yaşlımıza hepimiz ahlaki çöküntüye uğradık. Nasıl olmasın ki, sosyal medyadaki laçkalıkları geçtim, herkesin evindeki canlı bomba olan TV’lerde günün belli saati değil her saatinde toplumu ahlaki çöküntüye uğratan yayınlar karşımıza çıkıyor. Bunu sadece kadınlar değil, çoluk çocuk, yaşlısı genci, kadını erkeği hep beraber seyrederek yozlaşmaya, ahlaki çöküşümüze elbirliğiyle neden oluyoruz. Devlet bunları kapatsın demekle olmuyor, ahlak fay hattı kırılınca talep meselesi ortaya çıkıyor ve bunlara prim veriliyor, belli bir kesim de bunu arz ediyor.

Fay hatları kırılıyor, toprak çatlıyor depremler oluyor. “Bundan daha büyük felaket yok” diyoruz. Aslında orada insanlar hayatını kaybediyor canlar gidiyor ama asıl en büyük fay kırıklığı, ne kuzey, ne güney, bizi insanlıktan çıkartıp, hayatımızın merkezinde kırılan ahlak fay hattı, toplumu ahlaki çöküntüye uğratıyor. Sosyal medya, işte en büyük tehlike. Ahlaksızlığın, yalan haberin, kışkırtmanın, ahlaksızlığın tam odak noktasına oturmuş durumda. Daha düne kadar evlerin perdesi kapalı tutulurken, bugün eşiyle birlikte yatak odası paylaşımları ve görsel Showlar, gözümüze gözümüze sokuluyor.

Tiktok ve instagram, eğlence adına aykırı davranışları süslü bir dünya gibi gözümüze sokarken, twitter denen lanetse, yalan haberler, kışkırtmalar ve sahteliklerle dolu. Hal böyle olunca ahlak fay hattının kırılması da kaçınılmaz bir hal alıyor.

İnanç yok, inanmayabilirsin, o senin problemin. Ama inançlara saygı gösterilmesi gerekirken, daha dün depremde, tekbir getirenleri aşağılayan bir zihniyetle karşılaştık.

Herkesin psikolojisi darmadağın. Bu kendiliğinden olan bir durum değil. Görsel ve yazılı medya ve lağım çukuru olan sosyal medyanın insanların üzerindeki olumsuz etkisi buna sebeptir. Birkaç kendini bilmezin bilerek ya da bilmeden yaptıkları hatalara karşılık belli bir kesime nefretini kusacak kadar aşağılık bir seviyedeyiz. Birinin hatası, o kesimin genelinin görüşünü yansıtmaz. Günaha ve ayıba düşman olacağımıza, günahı işleyenin nezdinde bir topluma düşman oluyor, söylemediğimizi bırakmıyoruz. Aslında bu bireysel durumların gündeme bile gelmemesi gerekiyor. Aptalın teki diyerek görmezden gelinmesi gerekirken, kin kusmanın âlemi yok.

Eskiden idealler üzerine bir siyaset ve tarafgirlik vardı. Günümüzde ahlaki fay hattının kırılmasıyla bu siyaset denen kurumun kimi yöneticileri, Show olsun diye ya kendini çektiriyor, ya da taraftarlarınca kurmaca senaryolar üreterek ucuz yönetmenlikler yapıyorlar. Bir acı var ve bu acılı insanlar üzerinden bile bunu nasıl yapıyorlar, inanın aklım almıyor. Siyasetinde ahlak fay hattı kırılınca, doğruya doğru, eğriye eğri diyemeyince, ahlaki yozlaşmayla insanlık da, nefret söylemleri de, insanların kutuplaşmalarına neden oluyor.

Maalesef, çirkinliklere bulaşma korkusundan dolayı siyaset dünyasında iyi insanlar kenara çekildi, yok oldular. Ah o iyi insanlar, bunun vebalinin birazda sizde olduğunu fark edin ve ön plana çıkın. Bilin ki, siz ön plana çıkmadığınız sürece sorumluluklarınızı terk etmiş oluyorsunuz ve bu vebal de size yeter. İyi insanların, “siyaset, ahlaksızlığın, yolsuzluğun ve yalanın yeri” diye geri durmasından dolayı, kötülerin at koşturduğu ve meydanı kendilerinin zannettiği, yalan ve iftiraların kol gezdiği yer haline geldi. Ahlaki ve milli değerler ayaklar altına alındı. Bu bir vebal işidir. Artık bir şeylere dur demenin ve iyilerin meydana çıkıp dengeyi sağlama vakti geldi de geçiyor.

Kırılan ahlaki fay hattını tekrar onarmak zorundayız. İlk önce kin, nefret ve nifak saçan çirkin düşünceli insanlara prim vermememiz, bu kırılmaya neden olan görsel-yazılı medyaya tepki koymak, ahlaksızlığın ve yalanın boy gösterdiği sosyal medyayı hayatımızdan çıkarıp atmamız gerekir.

Maalesef insan olarak hiçbirimiz yüklendiğimiz vebalin farkında değiliz. Hepimiz siyasi kaygılar veya maddi çıkarlar peşinde koşarken, geleceğimiz olan gençlerin ahlaki eğitiminin farkında değiliz. Tabii ki bu normal. Çünkü kendi ahlaki fay hattımız, modernlik adına toplumun dibine dinamit koydukları için çoktan kırılmış ve her sapıklığı hoş görmeye, her yalanı doğruymuş gibi yaymaya çoktan alışmışız, bizim de verecek bir şeyimiz kalmamış.

İşte yüzyılın depremini, felaketini yaşadık. Ahlaksızlığın, sahtekârlığın ve hırsızlığın tavan yapmasıyla, her şey yerle bir oldu. Dün var olanlar bugün yok oldular. Ama bundan bile ders almadık, dezenformasyona, yalana, sahtekârlığa devam ettik, acıdan nemalanmaya çalıştık. Sahi, aklımızı başımıza alıp, birlik beraberlik içinde “kırılan ahlaki fay hattını” onarmak için başımıza daha nasıl bir felaket gelmesi gerekir?

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.