Konya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.40
  • EURO
    34.94
  • ALTIN
    2399.7
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    58992.31$

AH BE İNSANOĞLU!

02 Mart 2023, Perşembe 00:01

Ağustosu hiç sevmezdim, şimdi de buna Şubat eklendi. Bugüne kadar, nice kaybettiklerimiz oldu, sevdiklerimiz, anamız, babamız, arkadaşımız. Onlar, bir mezarlık haline getirmişti kalbimizi. Zaman, hiçbir şeye ilaç olmadı, üzerlerini toprakla değil hep dua ile örtmek istedik, kaybettiklerimizin.  Ama gün geçmiyor ki, sadece mezarlık deyip geçemiyoruz bu içimize, artık kutsal bir türbe oldu. Gidenler, kalanlar, hepsi farklı bir duygu yoğunluğu yaşattı bize.

Sıcak yatağımızdan, gözlerimizi bir felakete açtık. Yatak sıcak, dışarısı ayaz, hiç birinden haberimiz yok. Zannettik ki, sabah olmuş, meğer güneş bazı insanların üzerine doğmamış. Anladık ki, biz de hala karanlıkların içerisindeyiz. Hem karanlık, hem de enkaz üstüne enkaz. Belki onlar da, o sıcak yataklarında geceden kalan hikâyelerin ve hayallerinin peşine düşeceklerdi sabahın aydınlığıyla. Ama gün aydınlanmadı onlar için, her yer karanlık ve soğuk.

Belki son kez birbirlerine gülümsediler, baba evladına, kadın kocasına son kez sarıldı, belki de küs uyudular. Belki mutlu uyudular, ama her şeyden habersiz gittiler ve geriye hüzün, gözyaşları ve yıkık dökük binalar kaldı.

Ah be Şubat, Ağustos gibi kalbimi böldün, hem de paramparça ettin, delik deşik yaptın. Gariban bir balıkçının parçalanmış ağı, bir garibin yamalı bohçası gibi.

Kiminin anası, kiminin evladı, gittiler işte. Bizim de canımızdan can gitti. Değil mi ki, başkasının acısını hissetmek, insan olabilmenin şartıdır. Değil mi ki bir başkasının derdiyle dertlenmek, dertleri paylaşmak vicdan meselesidir. Değil mi ki, hayat paylaşınca güzel, verince değerlidir.

Sözün bittiği yer. Bir varmış bir yokmuş, varlığın yok olduğu, mahşerin provası sanki. Ağlayanlar, donup kalarak ağlayamayanlar, çaresizce oturup bekleyenler ve koşuşturanlar. Belki biri kalmıştır umuduyla, “kimse var mı?” diye bağıranlar. Umutla bekleyenler, umudun bitmediğini gösteren, kurtulanlar.

Ah be insanoğlu, sen ne bitmez tükenmez, hırsa, ihtirasa, mal sevdasına sahipsin. Ne kadar sahtekâr, ne kadar ikiyüzlü bir varlıksın. Ne zaman emrolunduğun gibi doğru olmayı seçeceksin?

Ne zaman anlayacaksın, başkasının hayatına mal olacak sömürü ve hırsızlığının nelere mal olduğunu?

Ne zaman anlayacaksın, göz göre göre insanları kandırmanın, kendine bile bir faydası olmadığını?

Ne zaman anlayacaksın, fırsatçılığın ve sahtekârlığın seni de vuracağını, aç kalıp kandırdıklarınla aynı yokluğu paylaşacağını?

Ne zaman anlayacaksın, birinin acısından nemalanmak için duygularını sömürürken, ne kadar gaddar olduğunu?

Çok garip bir varlıksın be insanoğlu. Soruyorum sana ama anlamayacaksın, anlamadan okuyup geçeceksin. Belki de anlayacaksın ama bir süre sonra unutacaksın. Ateş düştüğü yeri yakar ama o ateş, bir gün seni de yakar. Kazanma hırsıyla çalma, sömürme, ders al, vicdanına sahip ol. Vicdanı olmayan açgözlünün, gözünü toprağın doyurduğunu anla artık.

Ah be Şubat, ilk defa şimdi anladım, ne kadar soğuk olduğunu. İlk defa olmasa da şimdi daha iyi anladım, “birileri donarken, bizim ısınamayacağımızı, birileri feryat ederken bizim gülemeyeceğimizi.”

Ne zormuş ya Rabbi! Ne zormuş çaresizlik, ne zormuş umutla beklemek. Umudumuzu alma, bize akıl ver, sabır ver, doğruları görme, uygulama gücü ver. Hüzün yeri olan dünyada bizi sıkıntılarda bırakma, hırstan, açgözlü davranışlardan uzak eyle!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.