10 OCAK GAZETECİLER GÜNÜ
10 Ocak 2024, Çarşamba 00:011961 yılı, Türk basın tarihi adına önemli bir yıl.
Bu tarihten 100 yıl önce ilk Türk özel gazetesi Tercüman-ı Ahval Gazetesinin yayın hayatına başlamasıyla birlikte, gazetecilik mesleği de fiilen başlamış oldu.
Tarihi süreçte çok sayıda gazete çıkarken, bu mesleğe gönül veren ve bu meslekten geçimini sağlayan ilk yıllarda yüzlerce idealist, günümüzde de on binlerce gazeteci ordusu meydana geldi.
Tüm meslekler içinde en korunaksız ve en dar gelirli meslek olan gazetecilik mesleğinin, 100 yıl boyunca herhangi bir güvencesi ve yasası olmamıştı.
Kamu yararına çok düşük maaşlarla çalışan gazetecilerin kaderini, gazete patronlarının insafı belirlemekteydi. Türkiye’nin en ünlü gazetecilerinin bile çeşitli sebeplerle kapının önüne konulduğu yıllar, hafızalardan silinecek yıllar değildi.
“Sanki bugün çok farklı mı?” diye, sorabilirsiniz.
Bazı alanlarda farklı olmamakla birlikte, en azından sosyal ve ekonomik haklar alanında geçmişle kıyaslanması mümkün değil. Gazeteciler sağlık hizmeti, işten ayrılmaları halinde tazminat alabildiği gibi, meslekten emeklide olabiliyor.
27 Mayıs 1960 darbesini yapan kurmayların aklına, 100 yıllık Türk basın tarihinde kimsenin aklına gelmeyen basın çalışanlarının hakları meselesi geldi.
Bugünkü Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın babası olan Muzaffer Özdağ, 1960 darbesinin önemli subaylarından birisiydi. Özdağ ve bir grup darbeci arkadaşının gayretleriyle Basın Çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan 212 Sayılı Fikir İşçileri Kanunu, 4 Ocak 1961 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girdi.
Darbeci subayların çıkartmış olduğu kanun o dönem gazete patronları tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Gazete çıkartma boykotları falanda olmuştu ama geçiciydi bunlar.
1962 yılından itibaren her yıl 10 Ocak tarihi Türkiye’de gazetecilik mesleğinde faaliyet gösterenlerin kutlama günü olmuştur. Günümüzde bu tarih, Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanmaktadır.
10 Ocak gazetecilik mesleğinin gurur günüdür.
BİR AÇIKLAMA VE SEHVEN
Önceki günkü yazımızda adı geçen bir takım kişilerin rahatsız olduklarını üzülerek öğrenmiş bulunmaktayım. Hiç birini şahsen tanımadığım bu kişilerle ilgili, herhangi bir sebeple önyargılı davranmamız söz konusu bile olamaz. O yazının kaynağının bizim için değerli ve güvenilir bir siyasetçi olduğunun bilinmesini özellikle belirtmek istiyorum.
Bu arada fena mı oldu derseniz, fena olduğunu da söyleyemem.
Aday adayları son bir hamle ile vaziyeti lehlerine çevirebilirler belki. Yazı o fırsatı veriyor, rahatsızlık duyanlara.
SEHVEN
Aynı yazıda Karapınar ve Kadınhanı belediye başkan adaylarının yer ve isimlerinin karıştığını gördüm. Seydişehir’de de bir başkan adayının adının yanlış olduğunu da gördüm. Derbent Belediye Başkanı’nın çok iyi bildiğimiz halde soyadının “Ayten” yerine, “Aytekin” olarak yazıldığını da gördüm.
Bunlar, bu mesleğinde doğasında olan yanlışlardır, istemeden olabiliyor maalesef. Görüşme esnasında alınan, tutulan notlar yazı sürecinde karıştırılabiliyor. Hepimiz yapabiliyoruz bunu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.