Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2496.7
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    62139.44$

Virüslü Günlerde KAHRAMAN POLİSLERİMİZ…

14 Nisan 2020, Salı 08:37

Gözümüzün önündeki kahramanlarımız. Polis günü, polis haftasını kutlayacağız ama 365 gün 6 saat görevde olan bu insanları anmak, bu kadar kısa süreli olmamalı.

Sağlıkçılar ön planda, Eyvallah…

Sağlıkçılarımızı saygı ile anıyoruz. Emeklerini inkar etmek mümkün değil.

Ancak polislerimize gereken övgünün verilmediğini düşünüyorum. Her görevde polisimiz var.

Kamu binalarını, özellikle hastanelerimizi onlar korur.

Siyasetçileri, bürokratları onlar korur. Yasakları onlar denetler.

Karantinaya aldığımız kişileri, tecrit için yurt önlerinde polisimiz görevlidir.

Kavgadan tutun, hırsızlıktan tutun, kaçakçılıktan tutun, ekleyin ekleyeceğiniz kadar görevleri polis yapar.

Acaba klasik devlet memuru gibi sekiz saat mi görev yaparlar.

Ailesinden, uykusundan, sağlığından fedakârlık yapan yüce insanlar, Rabbim sizleri korusun.

Umreden dönen, şeytan taşlamaya gittiği yerden, adeta şeytan olarak dönüp polisimize, tükürüklü hakarette bulunan insanların bulunduğu bir ülkedeyiz.

Hamamı, kumarhane yapıp, kumar oynayan insanların bulunduğu bir ülkedeyiz.

Kaçak maske ve dezenfekte üretmeye çalışanların bulunduğu ülkedeyiz.

Korona testi pozitif çıkınca, hastaneden kaçanların olduğu bir ülkedeyiz.

Bunları çoğaltabiliriz. Hepsinde haydi polis göreve…

İstanbul’da sokağa çıkma yasağı olduğu sırada, polise fırın soran vatandaşa, erzağını ekmeğini veren polisimiz, ağlattın beni yaaa.

Aslında sen ülkeme değil, dünyaya insanlık dersi verdin.

İhtiyarların, ihtiyaçları olanların yardımına koşan yiğit insanlar hepinize selam olsun, alnınızdan öpüyorum vatandaş olarak.

Bu arada üzüldüğüm şeyler oluyor. Bursa’nın Yıldırım ilçesinde, yasağa rağmen dışarda top oynayan çakal takımını ikaz eden polisimize taşlı sopalı saldıranlar oluyor.

En çok üzüldüğüm hadise, İstanbul’da gerçekleşiyor. Bir benzinliğin marketini açtırmaya çalışan sabıkalıya, bölgeden geçen polis ekibi müdahale ediyor. Kargaşadan yararlanan sabıkalı, polisin silahıyla iki polisimizi yaralıyor. Sevincim takviye gelen polisler, sabıkalıyı çatışmada öldürüyorlar.

Emekli bir asker olarak polislerimize bir uyarıda bulunmak isterim. Ne olur dikkatli olun. Sizin saçınızın teline zarar gelsin istemeyiz. Ama ne olur şu söyleyeceklerimi dikkate alın.

Bu ülkede anasının mesleğiyle anılan bir sürü it var. Babasının kimliği, korona virüse yapılan test sayısı kadar DNA testiyle ortaya çıkacaklar var. Ne olur dikkatli olun. Sizin canınız, sağlığınız, insanlığınız bizim için çok önemli. Bir ricam da içinizdeki çürük elmaları barındırmayın.

BÖYLE YASAK OLMAZZZ…

10 Nisan Cuma akşamı 22 sularında, 24 den sonra 2 gün süreyle sokağa çıkma yasağı uygulanacağı duyuruluyor.

İhtiyacı olan, sıkıntısı olan yola koyuluyor. İnanılmaz bir kaos. Bunlar benim gözlemlerim. Fırın önleri mahşeri kalabalık. Araçlar gelişi güzel park etmiş, trafik adeta felç.

İçişleri Bakanımız yasağı açıklıyor. Aslında ben yaptım oldu diyor. Öyle olmuyor. Yüzbinlerce insan, maskesiz, sosyal mesafesiz sokaklarda… Virüs ancak böyle yayılır.

Sosyal medyadan eleştiriyoruz. Bilim kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş KARA hislerime tercüman oluyor. Vatandaş olarak şöyle isterdim diyor. Hafta sonu iki günlük yasak, Çarşamba’dan bildirilebilirdi diyor. Cuma’ya kadar herkes iki günlük ihtiyacını alırdı diyor.

Siz sigara tiryakiliğini bilmez misiniz?

Evinde çok az ekmeği olanın ruhi yapısını bilmez misiniz?

Çocuğunun maması, sütü olmayanın, bezi olmayanın durumunu bilmez misiniz?

Çocuğunuzu bıraktığınız ebeveyninizi Cumartesi sabahı görüp, kahvaltıyı birlikte edip, çocuğunu eve getireceğini bilmez misiniz?

Babasının maaşını çekip, parası kalmayan babasına cumartesi sabahı, parasını verecek evladın durumunu bilmez misiniz?

Bu örnekleri çoğaltırız. Benim üzüntüm bu zamanlaması yanlış yasak, vatandaşın güvenini azaltır.

Herkes sokağa çıkıp virüsle oynamaya başlayınca, yok fırın açık olacak, yok eczaneler açık olacak v.s. v.s. derseniz bu işi iyi idare edemezsiniz.

Ben rakamın 250 binin çok üzerinde olduğunu düşünüyorum. 63 milyonun yaşadığı yerlerden bahsediyoruz.

Önce Sayın İçişleri Bakanı kararının, zamanlamasının arkasında durdu. Sonra aklıselim galip geldi. Böyle bir durumu öngöremediğini, açıkça itiraf edip, eleştirilerin haklılığına dem vurdu. Hatta hakaretleri bile kabul ediyorum dedi.

Beni en çok sevindiren, Bakanımızın yanlışta ısrar etmemesiydi.

Hiç merak etmeyin. Bu yüce Millet yasaklara uyar. Yeter ki siz sürpriz yapmayın.

Sonra bir baktık, 12 Nisan Pazar akşamı Sayın SOYLU istifa etmiş. İstifasına bir grup sevinirken, bir grup üzüldü.

İstifasını, yasakla birlikte yaşanan kaosun sorumlusu olduğu için verdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanımız istifayı kabul etmedi. Her zaman bu tip olaylarda şeffaflık beklemeyiz, olmazda zaten.

Biz önümüzdeki hafta sonu daha dikkatli olup, yoğurdu üfleyeceğiz.

Eminim yine hafta sonu yasağı olursa, bu sefer dışarda pek kimseyi görmeyeceksiniz. Zira herkes tedbirini almış olacak.

Devlet milletine, millet de devletine güvenmek zorunda. Karşılıklı güven şarttır. Yoksa o zaman kaos olur.

Bu yüce millet inşallah bu virüsün hakkından gelecek. Yine tekrarlıyorum “Belki yarın, belki yarından da yakın.” Kalın sağlıcakla.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.