19 Eylül Cumartesi sabahı IŞİD elinde bulunan, 46 sı Türk üçü ıraklı 49 elçilik çalışanı kurtarıldı. 101 gündür adeta esir hayatı yaşayan elçilik görevlilerimiz ülkemize döndüler.

Bu arada muhalefetin bu konu ile ilgili ilk gündem, yüz birinci güne kadar olan tutumunu hayretle izlediğimi ifade edebilirim.

Ana muhalefet milletvekili çıkıyor, hükümet IŞİD e terör örgütü diyemiyor. diye veryansın ediyor. Kardeşim sen nasıl vekilsin, nasıl bu ülkenin vekilisin. Hükümet çıksa bağıra bağıra IŞİD terör örgütüdür dese IŞİD’ DE bu konuşmaya istinaden elindeki rehineleri katletse sen ne diyeceksin?

49 rehineye ne olursa olsun ama hükümet güç kaybetsin. Olacak şey değil.

Sayın KILIÇDAROĞLU çıkıyor efendim aylar geçti hükümet rehinelerle ilgili hiç açıklama yapmıyor diyor. Bu konuların kamuoyu önünde tartışılmayacağını bilmiyor herhalde Sayın KILIÇDAROĞLU

Hele Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi rehineler kurtarılacak Recep TAYYİP ERDOĞAN pirim yapacak denilmesi de garibime gitmiştir. Devlet adamlığı misyonunu taşımayanların, devletin işlerine karışmaması gerekir.

Ramazan Bayramında elimi açıp Allah’ıma rehinelerin kurtulması için çok dua ettim. Bir ben değil bütün halkımız dua etti. Şükürler olsun bu günlere geldik. Ülkemle, devletimle, inancımla, Türklüğümle gurur duyuyorum.

KILIÇTAROĞLU’NUN MEKTUBU

Geçtiğimiz günlerde Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU’na sözde bir mektup yazıyor önce internette yayınlanıyor. Paralel yapı ve paralel yapıya yakın banka savunuluyor.

Sayın KILIÇDAROĞLU her halde başka bir ülkenin vatandaşı ki benim ülkemin başbakanına mektup yazıyor.

Aslında KILIÇDAROĞLU’nun yaptığı hiç etik değil. Mektup yazmakta neymiş? Çık televizyona ne söyleyeceksen söyle. Ha bu arada mektupta Cumhurbaşkanımız için “o zat” kelimesi Sayın KILIÇDAROĞLU’na yakışır diyorum.

Rehinelerin kurtulması hükümete tabii ki pirim yaptırdı. Bu pirime KILIÇDAROĞLU’nun yine itiraz edeceği düşünüyorum.

KILIÇDAROĞLU 49 rehinenin kurtulmasında Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU’na yine mektup yazar diye düşündüm ama KILIÇDAROĞLU hepimizi şaşırtıp telefon açtı. Hayret! Kamuoyu önüne çıkıp hükümeti tebrik etse daha şık olurdu.

ANKARA’NIN SUYUNA BAK

CHP milletvekili NAZLIAKA hanım. Ankara şehir şebekesinin suyundan ishal olduğunu söyleyip Melih GÖKÇEK’e sataşıyor. Sonra araştırılıyor ve gerçek ortaya çıkıyor. CHP li hanım milletvekilinin oturduğu site kaçak kuyu suyu kullanıyor. Vekil hanımın oturduğu sitede su için daire başına 2 lira ödeniyor. Edendim bu 2 lirayı da hanımefendinin eşi ödediği için hanımefendinin konudan haberi yokmuş.

İshal, olunca Melih GÖKÇEK’i suçlamayı biliyorsunuzda 2 lira su parası (aylık) öderken neden dünyadan haberiniz yok?

CHP li hanımefendi pişkinlikle üste çıkmak için ASKİ den gelen ve sitelerini kontrol eden görevlileri kastedip beni korkutamazsın Melih GÖKÇEK diyor. Hanımefendi neden ishal olduğunuzun sebebini öğrenmeden başkalarını lütfen suçlamayın. Kamuoyunu yanıltmayın.

EY HDP LİLER!

Rehinelerin kurtulması ile ülkemin, devletimin büyüklüğü bir kere daha ortaya çıktı. Birileri ülkemin gücünü, büyüklüğünü sınamaya çalışıyor. Sözüm HDP ye… Gelin vazgeçin bu sevdadan zararlı çıkarsınız

Esen kalın…