Konya
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.49
  • EURO
    34.75
  • ALTIN
    2489.8
  • BIST
    9494.38
  • BTC
    63562.5$

TÜRK BİZİM ORTAK ADIMIZDIR

18 Mart 2021, Perşembe 08:55

 

Türk kelimesi son zamanlarda çok gündeme geldi, getirildi.

Son zamanlarda Türk ve Atatürk’ten rahatsız olanların sesi yükselmeye başladı.

Biraz insaf.

Atatürk bu ülkenin kurucusudur. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusudur.

Üzerinde yaşadığımız, yaşadığınız vatan, temsil ettiğiniz makamlar bu ülkeyi kuranların bize hediyesidir.

Gelelim TÜRK kelimesine.

1982 Anayasası yani cari olan Anayasamızın 66 maddesine göre “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” tanımı yapılmıştır. Yani biraz açalım bu ülkenin vatandaşlarına TÜRK denir.

Türk kelimesi bizi, birbirimize bağlayan, kardeşliğimizin ifadesidir. Türkiye’de 26-42 etnik köken yaşar. Bunlar birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yaşarlar ve bu vatandaşlara TÜRK denilir. Bu kelimeden rahatsız olanları anlamak mümkün değildir.

O zaman yüreklice çıkın biz şuyuz deyin.

Kimse PKK ağzıyla konuşmasın. Defalarca söylüyoruz, Anayasamızda geçen Türk kelimesi bir ırkı ifade etmez, birliktelikte ortak adımız.

Bu kelimeye takılıp, bunlarla uğraşanlara yazıklar olsun.

Ben asker kökenliyim. Biz askerlerimize bilirsek adıyla, bilmezsek “Mehmetçik” deriz. Türk askerinin dünya literatüründe adı budur. Mübalağalı benzetiyorum. Siz diyorsunuz ki o Mehmetçik değil, Ali, Veli, Süleyman, Rıza, Hasan. Kardeşim biz ortak adımızdan bahsediyoruz anlayın yaa!

Yani siz diyorsunuz ki o Türk değil, Arap, Boşnak, Pomak, Laz, Kürt v.b. İşte bizim bu 26-42 etnik köken aralığında ki ortak adımızdır.

Bir milleti millet yapan en büyük özelliklerden biri “DİL BİRLİĞİ” dir. Dil ortak değerimizdir. Birbirimizin dilinden anlamıyorsak, birbirimizi anlamıyorsak nasıl bir olacağız, birlik olacağız.

Bu ülkenin bir resmi dili vardır. O da TÜRKÇE dir. Ortak dil kullanmazsak, parçalanacağımızın, bölüneceğimizin göstergesidir.

Herkes anadilini de özgürce kullanmalı ancak anadil de eğitim gibi bizi ayrıştıracak uygulamalardan kaçınmalıdır.

Keşke mümkün olsa, dünya ortak dil kullanıp birbirlerini anlasa…

Bu arada bir şey daha söylemek isterim. Sözüm kürtçülük yapıp bağımsız kürt devleti hayaliyle yaşayıp, cinayetlere sessiz kalanlaradır. Benim en samimi arkadaşlarım KÜRT kökenlidir. Ben ne kadar Türk’sem onlarda o kadar Türk’tür. Onlar ne kadar Kürt’se bende o kadar Kürt’üm. Etnik kökenimiz değil insanlığımız, ortak dilimiz bizi birbirimize bağlar.

Yine yeri gelmişken söyleyeyim. Kur’an’ı okuyoruz. Söyler misiniz Kur’an’nın ne dediğini bilmezsek, dini nasıl yaşarız. Bazı hocaların istekleri onlar ne derse dindir şeklinde… Lütfen Kur’an’ı mealiyle okuyun.

Böyle başladım mı aklıma gelen şeyleri yazacağım, gazetede ki bana ayrılan yeri de aşacağım.

Bakın Atatürk ne diyor! İnsanlarımıza Kur’an ne diyor öğretmeliyiz diyor. Bazı cahiller, arap alfabesi varken okuduğumuz Kur’an’ı anlıyoruz zannediyor. Sadece gülünür.

Atatürk; Mehmet Akif ERSOY’un meali hazırlayabileceğini söylüyor.

Hani Mehmet Akif ERSOY İstiklal Marşımızın yazarı, hani Rabbim! Benim ömrümden alda Mustafa Kemal’in ömrüne ver diyen kişi.

Atatürk, herhangi bir cemaatle, tarikatla bağı olmasın, muhtaç olmasın diye maaşa bağlayalım diyor.

Mehmet Akif bu öneriyi kabul etmiyor. Öneri Elmalılı Hamdi Yazır’a götürülüyor. Şu anda herkesin, diyanetin müracaat ettiği kaynak, Elmalılı Hamdi Yazır mealidir.

Mehmet Akif, SAFAHAT adlı şiirlerini derlediği kitabın ön sözünde, mealde Hamdi Yazır’a yardım ettiğini belirtir.

Şimdilerde Atatürk düşmanı olan din adamlarına bakmayın, bulundukları makamı, aldıkları parayı Mustafa Kemal ATATÜRK’e borçludurlar.

23 Nisan 1920 T.B.M.M.’nin açılışıdır. Mustafa Kemal’in önerisiyle daha önce bir tarihte açılabilecek T.B.M.M. 23 Nisan 1920 de açılır. Cuma günüdür. Topluca Ankara Hacı Bayram camiinde kılınan Cuma namazının ardından Meclis dualarla açılır.

Atatürk her Cuma gecesi Çankaya Köşkünde Kur’an okutturur. Kendisi de hafızlık derecesinde Kur’an’ı bilenlerdendir. Kur’an okuyan hocaya surede, ayette ne denildiğini sorar, yeterli cevabı alamayınca, mealin hazırlanması burada ortaya çıkar.

Cehalet kötüdür, okumanın sadece cehaleti alması bazı şeylerin baki kalması daha kötüdür.

Unutmayın! Her Cuma namazı hutbesi NAHL suresi 90’ncı ayetle bitirilir. “Düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor” der. İyi düşünün!

ANDIMIZ!

Danıştay kararıyla okunmalı denilen Andımız aradan birkaç yıl geçince okunmamalı denildi. İki farklı karar. İkisi de aynı yüksek adalet kurumumuzdan. Ne değişti de yasak olmadı zorunlu oldu, ne değişti de yasak oldu. Bence değişen karar veren insanlar.

Andımızda geçenler herhalde birilerini rahatsız etti. Yine içinde Türk ve Atatürk var, doğruluk var, çalışkanlık var. Saygı var sevgi var. Andımızla ilgili çok şey yazacaktık ama gene yerin sonuna geldik.

Kimse kusura bakmasın! Andımız bu ülkenin dağına taşına işlenmeli. Resmi bayramlarda Atatürk’le beraber posterleri yanına asılmalı. Büyüklere de okutulmalı.

Parti Kongrelerinde, (iktidarıyla, muhalefetiyle) dernek, vakıf, oda, borsa, kongre ve toplantıların da mitinglerde, sempozyumlarda İstiklal Marşından sonra hep bir ağızdan okunmalı, yer gök inlemeli.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Esen kalın.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.