Konya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2381.9
  • BIST
    10234.52
  • BTC
    61598.94$

TADIM, TUZUM KALMADI…

06 Mayıs 2021, Perşembe 09:04

Bazen ne yazayım diye düşünürsünüz. Konu çoktur, hangisine öncelik vereyim, hangisi daha günceldir dersiniz. Bazen bir iki gün önceden şunları yazayım dersiniz.

Tam kapanmadaki aksamaları, kuralsızlıkları, denetimsizlikleri yazacaktım. Yazmadan önce telefonuma el attım. Her sabah birbirimize GÜNAYDIN, HAYIRLI SABAHLAR diyen elli altmış dostun mesajlarına bakacaktım. Cep telefonları ve sosyal medya aslında bir nimettir.

1988’de Çorluda 61.Top.A.2nci Top.Tb.Kh. ve Srv Bl. Komutanıyım. Askerlerimle vatan sevdalısıyız. Her zaman adını en üst sıralara koyacağım  Depo Çavuşum, Samsun Havzalı Turan GÜNEY’den bahsediyorum.

Şehitliği kabul edilmeyen, elinde el bombası patlaması sonucu rabbine kavuşan zira arkadaşım Cezmi ÖZSEZER’in şehitlik payesini alması için verdiğimiz mücadelede en ön sırada yer almıştı. Havza’ya gidip Cezmi’nin mezarını bulan kişidir.

Turan GÜNEY kardeşimiz, sosyal medyada asker arkadaşlarıyla bir whatsapp gurubu kurup bizleri de dahil ettiler. 30 yıl önceki anılarımız tazelendi, ücra köşelerde ki askerlerimizle mesajlaşma imkanı bulduk.

Cuma günleri mesajlaşıyoruz. Hastalık, sağlık haberlerimizi ulaştırabiliyoruz.

İşte bugün (5 Mayıs 2021) göz attığım whatsapp gurubunda, askerlerimden Mehmet PAPUŞÇU’nun 19 yaşında oğlunu kaybettiğini öğrendim.

Baba Mehmet, oğlum Adem trafik kazasında vefat etmiştir diyor. Bir baba için en zor olanı bu haberi yazmak olsa gerek. Aradım acısını paylaştım. İhtiyarlığın göstergesi, göz yaşlarımı tutamadım. On dokuz yaşında bir can gitmiş. Baba ile görüştük de anne nasıldır acaba. Rabbim metanet versin.

Olay Denizli’de oluyor. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Gençliği gözümün önüne geliyor. Yıl 1979 Şubat’ın 23. Babamı kaybettiğim gün. Babam henüz 59 yaşında. Ben ise 23 yaşındayım. Babaannem sağ. İsmi Havva Mevlana sülalesinden, inanılmaz güzellikte bir kadın. Asabiyet hiç yok.

Babamı defnettik eve geldik. İçin için ağlıyorum. Babaannemize biz “Havvaanne” derdik. Hiç babaanne demedik. Havvaannem kulağıma eğildi. Oğlum dua et Allah size evlat acısı vermesin dedi. O gün, bu gündür hep dua ederim.

Zor dostum zor iş. Havvaannem evlat acısına dayanamadı ve 1979 20 Mayıs’ında sessizce aramızdan ayrıldı. Babamın vefatına üç ay dayanabildi.

Sık sık mezarlarını ziyaret ederim. Fatihamı eksik etmem. Babam, annem, ablalarım, amcam, yengem, dedem, Havvaannem, Havvaannemin akrabaları, amcaoğlumun eşi, kazaya kurban giden baldızı, amcaoğlu hepsi bir aradalar. Her gittiğimde, derler ya gözümde canlanır koskoca mazi diye, evet mazi canlanır ve bir iki damla göz yaşımı bırakırım.

Dünya fani dedikleri şey bu olsa gerek. Evlat acısı; ben hepimiz için dua ediyorum. Rabbim hiç birimize evlat acısı vermesin.

HAYAT DEVAM EDİYOR…

Evet bu acı haberi yazdıktan sonra hayatın devamı gereği yazımıza devam ediyoruz. Vallahi kalem zor gidiyor.

Tam kapanmadan bahsedeceğim. 7 milyonu aşkın kişiye muafiyet belgesi verilmiş. Yani bu 7 milyon kişi dışardalar, görevlerinin başındalar. Çiftçilere muafiyet belgesine gerek yok diyor bakanlık, çiftçilik belgesi yeterlidir diyor. Tam kapanmışız ama pencereler açık kalmış, ceryan yapıyor.

Bazı sektörlerin sıkıntıya gireceğini düşünememişiz. Meyve sebze hem üretim yerlerinde hem de hallerde çürümeye başlamış.

Geç de olsa karar almışız. 8 Mayıs ve 15 Mayıs günü semt pazarları kurulacak, meyve sebzeler satılacak.

Bu yıl patates, soğan dahil epey ürün zayiatı verdik veriyoruz. Zamanında alınmayan önlemler, özellikle sebzede sürgüne ve çürümeye sebep oldu.

Biz biraz hazırlıksız kararlar alıyoruz. İçini sonradan doldurmaya çalışıyoruz.

İlk hafta sonu kısıtlamasını biliyorsunuz, saat 22’de duyurup, saat 24’te yasakların başlayacağını duyurmuştuk. Ortalık ana baba gününe dönmüştü. Herkes dışarda, kimi sigara kimi ekmek kimi süt derdinde çocuğunun gıdası maması peşindeydi. İnanılmaz bir kaos yaşadık. Gecenin ilerleyen saatlerinde fırınlar, bakkallar v.s açık olacak denildi. Bunları önceden söyleseydiniz de, bu ortam yaratılmasaydı.

İnsan kırk düşünür bir karar verir. Galiba biz bir düşünüp kırk karar veriyoruz.

Şimdide bakıyoruz “Gözlükçüler” gündemde. Gözlükçüler açık mı olsun yoksa kapalı mı?

Efendim her ilçede bir gözlükçü nöbetçi olsun buyurmuşlar. Gözlükçü konuşuyor; bana gelen müşterimizin gözlük camını sipariş vereceğim. Bir veya iki günde cam gelecek. Benim nöbet bitti. Ben o camı nasıl alıp, çerçeveye takıp, müşteriye teslim edeceğim diyor. Olayı irdelemeden iş yapıyoruz. her yer açık gözlükçüler açılırsa fazla olur diyorlar herhalde.

Yaşımız geldiği için bazı olayları geçmişle özdeşleştirip açıklıyoruz.

1970’li yıllarda Hürriyet Gazetesinde çizgi le ifade edilen “Pırtık” vardı. Bizimkiler diye ifade edilirdi. Meşhur Hüdaverdi vardı.

Pırtık sabah parkta bankın üzerinden uyanıyor, esniyor. Yahu her tarafım tutulmuş, gene parkın kapısını kapatmamışlar, ceryan yapmış diyor. Her taraf açık, parkın kapısı açık olunca iş bozuluyor.

Kimse kusura bakmasın, ben tam kapanmayı buna benzetiyorum. Esen kalın, hayırlı ramazanlar.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Turan Güney
    13-05-2021 11:58

    Sizin gibi değerli komutanım in askerleri olarak sizinle gurur duyuyorum yazıların çok anlamlı

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.