Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.48
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2446.9
  • BIST
    9872.93
  • BTC
    64344.43$

SELÇUKLU BELEDİYESİNİN EDEPLİ (!) ZABITA MEMURU..

08 Ocak 2016, Cuma 08:36

Tarih 31 Aralık 2015 Perşembe. Saat 15.00 civarı. Yer: Nalçacı Caddesi, Selçuklu Ecza Sitesi.. Yani anlayacağınız 2015’in son günü… Hava soğuk mu soğuk… Selçuklu Ecza Sitesinin yanında kaderine terk edilmiş saldım çayıra mevlâm kayıra zihniyeti ile hizmet sunulan 44 araçlık bir otopark var. Otopark girişinde ‘44 araçlık Selçuklu Belediyesi ücretsiz otopark’ levhası var. Tabii otopark ücretsiz olup kimsenin sorumluluğunda olmadığı için, bu otoparkı vatandaş değil de, ticaret erbapları kullanıyor. Bir işyerinin 8-10 aracının buralarda park ettiğini söylememe gerek yok… Selçuklu Kaymakamlığının hemen yakınında olan, yine Büyükşehir Belediyesine 100 metre mesafedeki bu parkın ücretsiz olduğunu anlamak mümkün değil. Vatandaş Belediye ve Kaymakamlıktaki yarım saatlik işi için park yeri ararken 44 araçlık ücretsiz park yeri vatandaşın değil de, ticari zihniyetin kullanımına açık. Selçuklu Belediyesinin ücretli otopark açacak yasal durumu yok. Burayı Büyükşehir’e devretmeli… Bunun için iki yıl önce hem Selçuklu hem de Büyükşehir’e müracaat ettim. Kara masamı, Beyaz Masamı neyse oraya bile müracaatım var. Bırakın bu müracaatı, Selçuklu Belediye Başkanı Sayın Uğur İbrahim ALTAY’a 2014 yılı Kurban Bayramı sonrasında, klasik Cuma Namazı sonrası vatandaşla sohbet bölümünde, Kemal Onsun Cami çıkışında bizzat arzettim.. Ama Başkan’ın kafasında ‘Kelebekler’ olunca vatandaşın sıkıntısının lafımı olur.

Gelelim asıl konuya. 31 Aralık 2015’de Selçuklu Belediye Zabıta ekibi 42 SZ 436 plakalı resmi araçla Selçuk Ecza Sitesinin araç otoparkında faaliyet gösteren ecza deposunu kontrole gelmişler. Bu deponun ruhsatını kim verdi bilmem ama bu depoya TIR’larla hasta bezi geliyor. İçerde yanıcı maddelerde olduğunu, bu ecza deposundan emekli olan birinden öğreniyorum. Allah korusun bir yangın esnasında ‘Zümrüt Apartmanı’ndan beter bir durumla karşılaşabiliriz. Ben bunları da Selçuklu Belediyesine ilettim. Konuyu daha önceki bir yazımda da gündeme getirdim. Biz teker kırılmadan uyaralım dedik.

Selçuk Ecza Sitesinin yanındaki sağlık sitesinde oturuyorum. Dedik ya önümüzde 44 araçlık ücretsiz otopark. Biz aracımızla buradan geçip apartmanın arkasındaki apartmana ait otoparkımıza ulaşacağız. Sık sık karşılaştığımız durum. Gelişigüzel araç parkaları yüzünden otoparkımıza giremiyoruz. Bahsettiğim tarihte apartmanın otopark girişinde otomatik bariyerin önüne hayvanın biri araç park etmiş. Otopark gelişi güzel araç parkıyla adeta panayır alanı gibi. Bizde bu durumu hazır Selçuk Ecza deposunu kontrole gelen Selçuklu Belediyesinin Zabıtalarına anlatacağız. 42 SZ 436 plakalı aracın şoförü taşeron olduğunu sıkıntımı zabıtalara söylemem gerektiğini belirtiyor. Bekliyoruz. Selçuklu Ecza Sitesinin otoparkından üç zabıta memuru çıkıyor. Benim hitabım: Memur Beyler bir bakar mısınız?

Bu üç zabıtadan her halde en kıdemlisi, en ukelâsı olduğunu tahmin ettiğim birisi: ‘Buyurun’ diyor. Bir sıkıntımızın olduğunu, yardımcı olup olamayacaklarını soruyorum. Bu bahsettiğim zat cevap veriyor: ‘İlgi alanımızda ise tabii’ diyor. Kaderine terk edilen otoparkın vahim durumunu göstereceğim. ‘Bu otopark size ait değil mi?’ diyorum. Cevaba bakın: ‘Ben bilemem’ diyor. Tam da kendine yakışır bir tavırla. Sanırsınız Cumhurbaşkanı. Ben devam ediyorum: ‘Bakın otoparkın girişinde 44 araçlık Selçuklu Belediyesi ücretsiz otoparkı yazıyor’ diyorum. Görev yapmaya hiç niyeti olmayan, yardım nedir bilmeyen iğrenç zihniyet yine tekrarlıyor: ‘Ben bilemem’ diyor. ‘Yahu levha var’ diyorum. Adam hala ‘Ben bilemem’ diyor.

Benim yaşım 60… Ama bu delikanlı zabıtanın gururunu kırmak istemiyoruz. Etrafındaki yeni yetme iki zabıtaya da hava basıyor olabilir. Benim terbiyem müsait: ‘Sende bir B.k bilmiyon’ diyebilirim. Ama sen levhayı bile görmek istemeyip, ‘bilemem’ dersen; bende: ‘Sen bunları bilmiyorsan, ne söyleyeyim ki? Diyorum.

Zabıta efendi diğer zabıtalara ‘binin arabaya’ diyor. Hiçbir şey söylemeden, derdimizi dinlemeden ki, kendi görevi benim tabirimle defolup gidiyor. Sinirleniyoruz… Başkan yardımcısı Şükrü Bey’i arıyoruz. O sinirle ağzımıza ne gelirse telefona bakan Bünyamin ismindeki arkadaşımıza söylüyoruz. En ağır kelimemiz ‘Yavşak’…  Yargıtay bu kelimeyi bitin yavrusu olduğu ve hakaret içermediğini bildiğimiz içinde bizde kızgınlıkla bu kelimeyi söylüyoruz. Geleneksel ‘Şükrü  bey yerinde yoklar efendim’, ‘Gelince iletelim’ diyor kardeşimiz. ‘Siz geri dönmezsiniz’ diyorum. Arkadaş telefon numaramı alıyor. ‘Mutlaka dönülür’ diyor. Hatta yanılmıyorsam Ömer Bey diye birinin ismini zikredip, olayı ona anlatacağını söylüyor. Bu yazım malum bugün (Cuma) çıkıyor. Gazeteye Perşembe günü veriyorum. Beni ne arayan ne soran var. Herhalde bir KELEBEK kafesten kaçsa bütün belediye arkasına düşerdi. Ama vatandaşın derdiğini ipleyen yok…

Selçuklu Belediyesine sesleniyorum. Yahu kardeşim bu 44 araçlık otoparka bir sorumlu tayin edin. Araçları adam gibi park ettirin. Vatandaşı birbirine düşürüp, kavga ettirmeyin, görevinizi yapın.

Hiç değilse, kameralarla MOBESE sistemi gibi sistem kurun, gelişi güzel parkedip vatandaşları canından bezdiren bu insanlara bari ‘oturduğunuz yerden ceza yazın’… İnternet üzerinden Şems-i Tebriz’i Türbesi bu işi yapmış. Ben bu konularda AK Parti il yönetimini de göreve davet ediyorum. Vatandaşın sıkıntılarına bu kadar duyarsız bir belediye olabilir mi? Demek ki oluyormuş… Selçuklu Kaymakamlığının önünden Rauf Denktaş Caddesine çıkan bir Şahin Ağa sokak var. Trafik uyarı levhalarının nasıl katledildiğini, araç park yasağı olan yerlere nasıl araç park edildiğini bir görün.

Diyecek o kadar çok şey var ki! İcraat olmayınca ne diyeceksiniz.

Ama bir ricamız Zabıta memuruna vatandaşa nasıl davranılır, nasıl yardımcı olunur, bir öğretilse… Maaşlar nasıl hak edilir, o maaşı kimler verir, nasıl çalışması gerekir bir öğretilse…

Bizim bildiğimiz ‘At sahibine göre kişner.’

Esen kalın…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.