Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.48
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2436.6
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64765.06$

NEREDE NE KONUŞULACAĞINI BİLMEK LAZIM?

29 Nisan 2016, Cuma 08:30

T.B.M.M. Başkanı İsmail KAHRAMAN Yeni Anayasa için öyle açıklamalarda bulundu ki yenilir yutulur gibi değil. Ülkenin içinde bulunduğu durumu görmez midir acaba?...

Ne diyor Sayın KAHRAMAN Yeni Anayasada Laiklik olmayacak, Yeni Anayasa dindar olacak diyor. Yahu Allah aşkına şunlar söylenecek laf mıdır? İşte iktidar bu konuşmaların yüzünden güç kaybeder…

Anayasada Laiklik mutlaka geçmelidir. Laiklik öyle din ile devlet işlerini ayırmak falan değildir. Laiklik isteyenin istediği dini seçme ve ibadet özgürlüğüdür. Cumhuriyetin ilk anayasasında devletin dini İslam diye geçmiş ancak üniter bir yapıya sahip devlet, bu hatadan dönüp bu maddeyi kaldırmıştır.

Unutulmamalıdır ki devletlerin DİNİ olmaz. Devlet Laik olmak zorundadır. Kişilerin dini olur, kişilerde laik olamaz.

Biz bu Meclis Başkanlarımızdan çok çektik. Sayın Bülent ARINÇ, Meclis Başkanı iken, ‘Casus Belli’ koduyla Yunanistan’a savaş açma durumumuzu deşifre edip, böyle şey olur mu diyerek, Yunanistan’ı sevindirmiştir. M. Ali ŞAHİN Beyi hapis yatan milletvekillerinin hülle yoluyla özlük haklarını alma çabalarıyla biliriz. Cemil ÇİÇEK ha bire vekillere ve emeklilerine zam yapılırken, ‘Onların itibarı var’ diyerek, vatandaşın itibarsız olduğu intibasını uyandırdığını biliriz. Aslında biz itibarın parayla değil insanlıkla olduğunu bilenlerdeniz.

Yine Cemil ÇİÇEK’in Yeni Anayasa çalışmalarını nasıl eline yüzüne bulaştırdığını biliriz. Kafalarında oluşturdukları Meclis Anayasasını HALKA kabul ettirme çabalarını biliriz. Halkın fikrini almadan, halk anayasası yapılmayacağını biliriz. Biliriz de biliriz…

Bir de şunu anlamıyorum Meclis Başkanı illa yaşlı olmak zorunda mıdır? Genç dinamik temsil yeteneği çok yoğun biri olsa olmaz mı?

Maalesef AK Parti, bazen Bakanlık seçiminde hatta milletvekili seçiminde bile yanlışlık yapmakta, hem kendilerini hem de ülkeyi güç durumda bırakmaktadır.

Yine en önemli konu, bütün bu olanlar karşısında Ak Partililerin yanlışı savunma durumunda olmalarıdır.

Ensar vakfı açıklamalarıyla Aileden Sorumlu Bakan’ı maalesef savunma durumunda kalıp, yanlışa sahiplenmişlerdir.

Meclis Başkanımız açıklama yapıyor. Dedik ya açıklama devletin temel ilkeleriyle bağdaşmıyor diye… Sonra aynı Meclis Başkanı ben öyle demek istememiştim. Şöyle şöyle demek istemiştim falan filanla ÇARK edip, adeta Kemal KILIÇDAROĞLU’nu andırıyor. İsmail KAHRAMAN’ın konuşmalarının SÖZLÜK’te yer almaması onu güç durumda bırakıyor.

Cumhurbaşkanımızın konu ile ilgili, Hırvatistan’dan yaptığı açıklamayı da hayretle karşılıyoruz.

Cumhurbaşkanımız Meclis Başkanımızın sözlerine “O onun şahsi fikridir’ demiştir. Eğer makamlar tek bir kişi ile temsil ediliyorsa söyledikleri her söz kendilerini değil, makamlarını bağlar. Yani o sözler İsmail KAHRAMAN’ın şahsi sözleri olamaz, T.B.M.M. Başkanının sözleridir.

Yine Cumhurbaşkanımız konu ile ilgili Muhalefetin ve diğer kurumların sert açıklamalarına gündem yaratmaya çalışıyorlar derse biz buna güleriz. Çünkü gündemi Sayın İsmail KAHRAMAN yaratmıştır.

Yine Cumhurbaşkanımızdan tutunda siyasi iktidar ve Ak Partililer yanlışı savunmak durumunda kalmışlardır. İsmail KAHRAMAN Beyi Meclis Başkanı seçtirirseniz, bunlara katlanacaksınız. Kuyuya bir taş atılmıştır buyurun çıkarabilirseniz çıkarın…

1 MAYIS BAYRAMMIDIR?

Her 1 Mayıs geldiğinde benim ülkemde, bir sıkıntı başlıyor. 1 Mayıs işçi bayramı gibi gösterilse de kazın ayağı öyle değildir. 12 Eylül 1980’den sonra 1 Mayıs Resmi tatil olmaktan çıkarılmış 22 Nisan 2009’da Ak Parti iktidarında yeniden resmi tatil olmuştur.

Bu ülkenin ne kadar ihanet kokan odakları varsa 1 Mayıs’ı Bayram olmaktan çıkarıp KAOSA dönüştürmektedirler.

Özellikle bazı sendikalar buna çanak tutmakta ve bunun organizesini sağlamaktadır. Yıllar önce Ahmet İsvan Belediye Başkanı iken 1 Mayıs 1977 TAKSİM’de kutlamaya başlamış ve provokasyonla 34 vatandaşımız katledilmiştir.

TAKSİM adeta Cumhuriyet ve devlet düşmanlarının simgesi haline gelmiş ve terör örgütlerinin 1 Mayısı burada kutlamak için dayatmaları, İstanbullular, esnafa hayatı zehir etmiştir.

Bu yılda ŞER odakları yine 1 Mayıs Taksimde kutlamak adına yine her yeri yakıp yıkacaklardır. Kendilerine gösterilen yerlerde 1 Mayıs’ı kutlamayıp ısrarla Taksim dayatması artık bir İHANET ve İSYAN olarak kabul edilip, gereği buna göre yapılmalıdır. Terör örgütlerinin gövde gösterine müsaade edilmemeli, ülkenin içinde bulunduğu durum gözetilerek bunlar etkisiz hale getirilmelidir. Her gün şehitlerimizin geldiği bu ortamda bu hainlerin bu ülkede yaşamasına boy göstermesine fırsat verilmemelidir.

Diğer yıllarda olduğu gibi 1 Mayıslarda polis SÜS olmaktan çıkarılmalı ve gereği mutlaka yapılmalı artık, kan akacaksa akmalı, bu teröristlerin başka zamanda hainliklerine müsaade edilmemelidir.

Sonra bakıyoruz 1 Mayıs’ta devlete ihanet eden hainler canlı bomba oluyorlar veya askere, polise saldırıyorlar. Sonra da biz onları medyada polisle çatışırken, polise taş atarken görüyoruz.  Bugün taş atanların yarın mermi, Molotof, roket atıyor. Bunları güneydoğu da görüyoruz.

1 Mayıslarda bir acı olay da 1 Mayısın Taksim’de kutlanılması için milletvekillerinin yollara düşmesi, adeta terör örgütlerine destek vermesini görüyoruz. CHP’li bazı vekiller ve terörü alenen destekleyen ve terör örgütünün siyasi temsilcisi olan HDP’li vekiller 1 Mayıslarda başrollerdeler. Onlara da ağır bir bedel ödetilmelidir.

Türkiye bu ihanet şebekelerinden, terör belasından kurtulmak istiyorsa bu kadar yumuşak karınlı olmamalıdır. Halkı rahatsız eden, günlük yaşamı çekilmez hale getirenler mutlaka bedel ödemelidirler.

Ak Partinin en büyük yanlışlarından biri de Parti Kapatma ile ilgili yasanın iptal edilmesidir. Bugün HDP yüzlerce kez kapatılmalı idi. Terör örgütleri isimlerinin sonuna PARTİ kelimesini getirince her şeyden kurtulacak mı?

Her yıl 1 Mayıslarda sıkıntı çekmek istemiyorsak, 1 Mayısları kaosa döndürenlerden hesap sormalı, ağır cezalara çarptırmalıyız. Yok bu milletvekili yok bu akademisyen, yok bu sendikacı, yok bu öğrenci aman bunlara dokunmayalım dersek her 1 Mayıs terör örgütlerinin gövde gösterisi olmaya devam eder. Unutmayalım ‘Kıyakçılığın sonu ayakçılıktır’ Esen Kalın.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.