Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.90
  • ALTIN
    2423.9
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64239.048$

Kooperatif, korporatif

21 Aralık 2021, Salı 09:01

Kooperatif konusunu çok önemsediğim ve bu yöndeki örnekleri gördükçe, duydukça sevindiğim ve okurla paylaşmak istediğim için, Ziraat Yüksek Mühendisi Ayfer Ulusoy’un Kurucu Başkanı olduğu S.S. Boğazlıyan Merkez, Uzunlu Kasabası Belören Gövdecili Yeşilhisar ve Yoğunhisar Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin bir marka oluşturmasını ve ulaşılan noktayı kamuoyuna ulaştırmak istedim.

Bu vesile ile başkaca diyeceklerim de var…

 

Alkışlanacak girişim

 

Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinin köylerindeki yöresel ürünleri ‘BOZOK’ adı altında markalaştıran Kooperatif, Ayfer Ulusoy’un alkışlanacak çabalarıyla hem doğrudan hem de sosyal medya aracılığıyla satış yapma aşamasına gelmiş ki, bu, en önemli engellerin aşıldığı bir yol açıklığı demektir. Virüs olumsuzlukları ortadan kalktığında hızla yol alınması mümkün olacaktır.

Şimdiden Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde yetişen çok sayıda ürün bu Kooperatif yoluyla organik ürüne dönüştürülerek pazarlanıyor. Çörek Otu Yağından Sarı ve Yeşil Mercimek Ununa, Lavanta Yağından Çavdar Ununa kadar geniş bir ürün yelpazesi mevcut. Ketencik Yağı bile var.

Ayfer Ulusoy’un başarılarını kayıt altına alma adına şunu da belirtip devam edeyim yazıya: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kenevir ekin…” diyerek adeta bir kampanya başlatmıştı. Buna ilk uyan ve Ankara’dan gidip Yozgat’ta 10 dönüm arazi üzerine kenevir eken o oldu. Kendini bilmezler, hasat yapılmadan ürünleri ve tarlayı mahvetmesine rağmen yılmadı; yine etki, bir daha ekecek! Bu hadise bir başka yazı konusu olacak kadar önemli…

Türkiye geneli düşünüldüğünde küçücük bir nokta bile sayılmayacak bu kooperatif olayını özellikle duyurmamın sebebi, kooperatiflerin kalkınmanın çok önemli bir aracı olduğuna inanmamdandır. Başta Avrupa olmak üzere dünyada bunun o kadar çok örneği var ki… Bizde de var ama yetersiz.

 

Korporatif dönemi

 

Fransız İhtilalinin ardından ortaya çıkan ulus devletlerin özellikle de totaliter rejimlerin bir kalkınma modeli olarak kullandığı ‘korporatizm’ ürünü korporatiflerin aksine, girişimciliğe ve kazanmaya dayanan kooperatifçilik ne yazık ki Türkiye’de gereken ilgiyi görmüyor.

Korporasyon denen meslek teşkilatları devlet eliyle kurulup yürütülürken, kooperatifler bireylerin bir araya gelerek kurduğu ama devletin denetlediği bir imece kalkınma modeli.

Korporatizm, iki dünya savaşı arasında birçok ülkede özellikle de Faşizmin hüküm sürdüğü İtalya, Almanya ve İtalya’da rağbet görüp uygulanırken, kooperatifçilik, demokratik ortamlarda yeşermiş ve başta Avrupa olmak üzere birçok ülkenin kalkınma modeli olmuştur.

 

Ne yapmak gerekiyor?

 

Yapılacak şey çok basit: Bulunduğunuz yörenin özellikle tarım alanında neyi ya da neleri meşhursa onları üretenlerin bir araya gelerek kuracağı kooperatif, ‘birlikten kuvvet doğar’ın gereğini yerine getirecek ve herkesin kazanacağı bir sonuç verecektir. Bu kadar basit!

Önerim: Hem kooperatif kurulmalı hem de kurulmuş olanlara her türlü destek verilmeli.

Ki kalkınabilelim…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.