Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.94
  • ALTIN
    2439.6
  • BIST
    9717.13
  • BTC
    63485.14$

HOŞ BULDUK!

18 Ekim 2018, Perşembe 09:06

24 Haziran seçimlerinden önce, seçimden sonra yazmamaya karar verdim.

Seçim öncesi siyasilerin söylemleri bunda en büyük etken oldu.

Karşılıklı hakarete varan atışmalar, suçlamalar…

Yalanın, dolanın kol gezdiği bir seçim atmosferi.

Sanki ortada inanç ve ALLAH korkusu yok, ne söylersen söyle, istersen iftira et.

Bu kirli ortam beni çok gerdi.

Oy için her yol mubahtı adeta.

Kalemi bıraktım, hatta kırmak geldi içimden.

Yazmamaya başlayınca gerçek dostlar ortaya çıktı.

Yaz dediler, YAZ!

Sanki bir emir gibiydi.

Bir dostum, ‘bilgininde zekatı var’ dedi, ‘yaz’ dedi.

Sevindim! Kolay değil, ömrüm okumayla geçti ve geçecek.

Menfaatin kol gezdiği bir ortamda ‘Allah Rızası’ için yazmaya karar verdim.

Hani sivrisinek misali bizi biraz anlasınlar. Davul zurna ile doğruyu anlamayanlara yapacak pek bir şey yoktur.

Aklıma İskandinav kıyılarındaki hikaye geldi.

Hani bir adam sabahları uyanınca sahile inermiş. Karaya vurup ölmek üzere olan denizyıldızlarını denize atarmış. Biride bunu takip edermiş. Bir gün bu takip eden kişi, denizyıldızlarını her sabah denizle buluşturan kişiye;

- Şu anda milyonlarca denizyıldızı karaya vurmuş, hepsi ölecek. Sen ne yapıyorsun? Birkaç denizyıldızını kurtaracaksın, ne fark eder? demiş.

Adam elindeki denizyıldızını denize atmış.

- Bak demiş, şimdi o yaşıyor. Onun için fark etti diye…

Mesele bir kişiye bile doğruluğu, düzgünlüğü, alın terini, adaleti, namusu, helal lokmayı, şerefi, gururu, haysiyeti hatırlatabilmek.

Bunları öğretmek değil, ne haddimize…

Sadece hatırlatmak.

Etrafımızda ve Türkiye genelinde, oraya buraya yamanmış kalemler varken yazmanın çok zor olduğunu söyleyebiliriz.

Yaradana hep dua ederim; beni doğruluktan, adaletten ayırma diye.

İyi olan her şeyin sahibi çoktur, başarıya ortak olmak için yarışırlar.

Başarısızlık, kötü işler ise sahipsizdir, ortada kalır.

Bizim amacımız bu kötüyü ortaya koymak ve onu düzeltmeye çalışmak.

El elden üstündür demişler.

Önemli olan o üstün eli bulabilmek…

Amacımız bu…

Edebin kalmadığı bir süreçten geçiyoruz.

Ahlakın bozulduğu bir süreçten geçiyoruz.

Hele hele haramla helalin karıştığı bir süreçten geçiyoruz.

Adam haram yiyor ama helal yiyormuş gibi ortada dolaşıyor.

Herkes yaptığı işi ve kazancını sorgulamalıdır.

Kimi tırnaklarıyla kazanırken, alın terinin sel olduğu bir şekilde kazanırken;

Kimi makamla, mevki ile, bir telefon ile kazanmaktadır.

Devletten kazananlara bir çift sözüm var.

Aldığınız maaşı hak ediniz, zira hak etmezseniz 81 milyonla helalleşmek zorundasınız. Bu mümkün değil.

Tabii inançlı iseniz ve vicdanınız varsa.

Babamın biz çocukken bizi toplayıp, ‘aman kul hakkı, haram yemeyin’ dediğini duyar gibiyim.

Hak etmeyenlerin sırf siyaseten belirli makam ve mevkiye getirilmeleri, helal ve haram noktasını gündeme getirir.

Neyse bunları yazacağı.

Bazılarının hiç hoşuna gitmeyecek bunlar.

Olsun yazacağız.

Tevfik Fikret’in sözü aklıma geliyor;

‘Hak bellediğin bir yola, yalnız da olsa gideceksin.’

Doğruluğunu bildiğimiz yola, tek başımıza olsa da devam edeceğiz.

Hoş geldiniz der gibisiniz;

HOŞ BULDUK diyoruz.

Rabbim mahcup etmesin.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.