Konya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2430.4
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66405.1$

HELAL KAZANIP, HELAL YEDİĞİNİ ZANNEDENLER..

08 Nisan 2016, Cuma 08:52

Devletin kurumlarında veya özel sektörde çalışanlarda son yıllarda önemli bir ‘KAYTARMA’ zihniyeti ortaya çıktı.

Devlette memursunuz, işçisiniz, sözleşmelisiniz. Az veya çok çalışmanız bir şey ifade etmiyor; aldığınız ücret sabit. Niye çok çalışacaksınız ki? İşte bu iğrenç zihniyet insanların kazanımlarını helallikten uzaklaştırıyor. Özel sektör bu konuda daha hassas, baktı ki çalıştırdığı işçi gerekli verimi göstermiyor, kapının önüne koyuyor. Vicdansızca ağır biçimde ağır biçimde işçi çalıştırıp hakkını vermeyen işverenlerin kazancında da sıkıntı var.

Herkes kendine sormalı biz kazancımızı hak ettik mi? Birazcık aklı olan kendi ile ilgili bu soruyu çok çabuk çözer.

Bir de devletten parasını, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan parayı çarçur edip harcayanlar ve bunu yiyenlerde helallik konusunda veballidir.

Helal, haram konusunda bize kim yol gösterecek? Diyanet ve kurumun imamları tabiî ki… Balık baştan kokar derler ya… Adam bir camide imam.. Sabah namazlarına gelmiyor, vakit namazlarının bir kaçını kaçırıyor. Camide yeterli kadar durmuyor. Namazı kıldırıp çıkıp gidiyor. Müslümanları vaazları ile aydınlatmıyor. Peki bu imamın maaşı hak edilmiş mi oluyor? Bu durumdaki imamlar, diğer imamlara sorsunlar kazançlarını helal mi diye? Böylece birbirlerini aklamış olurlar… Bize helal haram konusunda yol gösteren bir kısım din adamlarının durumları vahim… Kurulan din ile ilgili vakıflarında sıkıntılı olduğunu söyleyebiliriz. Bu konulara yüce dinimiz zarar görür diye pek girmiyorum. Ama helallik konusunda sıkıntılı olan din görevlilerini ve onlara hiçbir şey yapmayan amirlerini Allah’a havale ediyorum…

Adam devlet memuru. İstemediği yere tayini çıkıyor. Alıyor doktorlardan raporu. Nasıl alıyor falan demeyin hasta olmadığı halde ona rapor veren doktorlara sorun. Aldığı maaşı da çocuklarıyla bir güzel yiyor…

Adam doktor. Devlette görevli… Mesai saatinde tavla bile oynuyor. Mesaiyi erken terk edip geç geliyor. Bir de prof. Falan olmuşsa asistanlar çalışıyor, kendisi ortada yok. Döner sermaye falan cukkalı maaş. Altında jeepi, yazlığı, kışlığı… Yaradan her türlü maddi imkanı vermiş ama…. İşte halellik konusunda sıkıntı var…

Mesaiye sürekli geç gelen dolayısıyla eksik zamanlı çalışan insanlar, bazen amirleri 5-10 dakika fazla çalıştırdı mı kıyameti koparırlar.

Özel sektörde çalışıyorsunuz. Şirket sahibi verim elde edemeyeceğini anladı mı işçisini hemen kapının önüne koyar. Veya işveren işçisini 8 saatin üzerinde çalıştırır, hak ettiği parayı vermez. İşçisinin ücretini 3-5 ay geciktirir. Ama altındaki lüks arabasıyla gerdan kırar. Çoluğunun, çocuğunun, eşinin altında arabalar. Kimsenin gözü yok. Ama evine ekmek götürecek, hak ettiğini alamayan, alın teriyle kazandığı parayı alamayan insanların parasını zamanında ödeyeceksiniz.

Oğlum askere giderken bir köşeye çekiyorum. Bak oğul, kutsal bir ocağa gidiyorsun. Hiç kaytarmayacaksın. Canla başla çalışacaksın. Verilen görevleri en iyi şekilde yapacaksın. Herkes kaytarsa bile sen kötüyü örnek almayacaksın. Niye bunları söylüyorum; Bu yüce devlet askerdeyken sana yatacak sıcak bir yer veriyor, üç öğün yemek veriyor. İç çamaşırına, sabununa kadar veriyor. Cebine de az da olsa, nefis körletecek harcamaların için 3-5 kuruş koyuyor. Sana birde namusun olan silahı veriyor. İşte sen bunları hak etmek için, helal etmek için çok çalışacaksın. Eğer kaytarırsan, 79 milyonla helalleşmek zorunda kalırsın. Bu da mümkün değil. Çok ağır veballi bir iştesin, çok dikkat et oğul diyerek yolladım oğlumu askere. Şükürler olsun…

Adam özel sektörde çalışıyor. Kaytarıyor. Şirketin sahibi bir veya birkaç kişiyle helalleşti mi belki sorunu çözer. Ama devlette çalışanların işi çok zor…

Helal-haram kavramı çok önemli… Özellikle bu konuda iyi ve kötü örneklerle diyanet Cuma hutbelerinde bu konuya çok yer vermeli… Ama dedik ya balık meselesi..

Bir akrabam şöyle derdi, bir insan harama bulaşmaya görsün. İğne deliği gibi küçük bir şeyle başlar, sonra genişler gider. Bütün alanı kapsar. Herhalde yiyeninde pek hoşuna gider.

Haram ve helal konusunda adamın dini vecibelerini yerine getirmesi bir şey ifade etmez bazen. Adama bakarsınız namazında niyazında ama elde ettiği kazanç şaibeli.

Adama bakarsınız devletin kurumunda görevli, iyi maaşı var. Gider çeşitli yerlerde konser verir, söyleşi yapar, gösteri yapar cebine cukkaları indirir. Sonrada Konya tabiriyle ‘Ortalarda herifim’ diye dolaşır.

Adem hatırlıdır. Dağın başından bir arazi alır. Oraya bir imar getirir. Getirtenlerde, getirenlerde cukkalanır. Gayrimenkul zengini olurlar. Ne güzel helal işler değil mi?

Adem devletten ihale alır. İhaleyi kendisine verenleri de görür. Maliyeti düşürmek için işi rezil biçimde yapar. Kabul görevlilerini de görür. Böylece devlet zarara, firma ve görevliler kara uğratılır.

Kendi maaşını kendi belirleyen veya maaşları çok yüksek olanlar, hep maaşlarını açıklamaktan korkarlar. Vakıf, sendika, oda başkanları buna dahildir.

Devletin araçları altında özel işlerinde kullananların durumu da aynıdır. Şoförünü pazara gönderirler. Eşlerini güne, çocuklarını okula bırakanların sonu ne olur acaba. Bunlar boğazımızdan haram lokma geçmedi diyebilirler. Doğrudur ama mevcudiyetleri, yaptıkları her iş haramdır.

Paralel yapı diye bir örgüt. Cemaatdaşlarını soruları çalıp işe yerleştirdiler. Görevi hak eden gençlerimiz avucunu yaladılar. Acaba onların yaptığı bu iş helal miydi?

Beyler! Hepimiz bir birimizi kandırabiliriz. Hepimiz birbirimizi aklayabiliriz. Ama yerin altında öyle bir adalet var ki… Kandırın kimi kandıracaksanız…

Bir de ölüm gelip çattığında, bazıları yaptıkları şerrin farkına varıp, bana şu kişiyi bir bulun derler. O kişi gelince, ben senin şu maaşını, şu paranı gasp ettim. Hakkını helal et derler. Adamın yıllarca malını, parasını yemişsin, hakaretler etmişsin. Ölüm gelip çatınca hakkını helal et…. Ne iyi değil mi? Sanki o helal olsun deyince her şey hallolacak. Sen rabbinin huzurunda ne diyeceksin?

Helal-haram kavramları zor kavramlar. Ama aklımız erdiği sürece bu kavramları ayırt edebilecek güçteyiz.

İlahi adalette kimsenin kimseyi kandıramayacağı bir meydanda olacağız.

Allah’ım bizleri helal kazanan, helal yiyen, helal davranan, helal yaşayan kullarından eylesin. Dualarımız kabul, Cumamız mübarek olsun… 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.