Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.9
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63025.689$

DOLMUŞLAR VE İÇİNDEKİ YOLCULAR…

16 Nisan 2019, Salı 08:27

Toplu taşıma araçlarından biridir dolmuşlar. Bunlara minibüs de deriz.

Güzergâhlardan çok sık geçtikleri için otobüslere nazaran tercih sebebimizdir.

Otobüs ve dolmuş ücretlerine bakarsak, genelde dolmuş ücretleri on kuruş fazladır. Bazı güzergâhlarda bu biraz daha fazladır.

Bazı yolcular tasarruf vb. nedenlerle otobüsü tercih ederler.

Bir de otobüsler, dolmuşların gitmediği her mahalleye sefer yaparlar.

Gelelim işin özüne. Yıllar önce bir “Domuz gribi” veya “Kuş Gribi” gibi insan hayatını sonlandırabilecek hastalıklarla boğuştuk.

Toplu taşıma araçları önlem olarak DEZENFEKTE edilirdi. Ve bir levha ile dolmuş içine asılarak, dezenfekte tarihini görebilirdik.

Peki şimdilerde Domuz gribi, Kuş gribi yok mu oldu?

Veya yeni türeyen “Paçavra” gribi denen bir aya yakın süren griplerle mücadelelerden vaz mı geçtik?

Bana göre bin bir çeşit insanın bindiği, dolmuş ve otobüsler sık sık dezenfekte edilmeli. Halk sağlığı için bu şart.

Hani halk sağlığından sorumlu olan devlet daireleri ne iş yapıyor?

Koruyucu önlemler konusunda “Zavallı” bir ülkeyiz. İlla teker kırılacak ve akıl hocaları ortaya çıkacak.

Mesela Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Selçuk Üniversitesi, Yazır bölgesindeki hastanelere yolcu taşıyan minibüsler bir nevi hastalığı taşıyıcı (portör) özelliğine sahip olabilirler.

Onun içinde sık sık dezenfekte edilmelidirler. Otobüsler ve tramvaylar da hakeza.

Ayrıca dolmuş oturakları hijyen açısından Allah’a emanet.

Dolmuşlar bana göre sık sık koltuk kılıfı değiştirip halk sağlığına hizmet etmelidirler.

Bu söylediklerim toplu taşımanın SAĞLIK yönü, birde insani yönü var.

Geçen bir dostuma keşke otobüs ve dolmuş şoförleri ayakta araç kullansalar dedim.

Aracın en rahat en konforlu koltuğu şoförlere ait. Öyle olmalı.

Eee be kardeşim ayaktaki yolcular ne olacak?

Herhalde yıl 1970-71 olacak. Meram orta okulundan saygı ile yad ettiğim Fizik öğretmenim Abdülkadir ÇETİN Bey “Merkez kaç kuvvetini” anlatıyor. Otobüsle gidiyorsunuz Anıt’ın oraya geldiniz, otobüs göbeği dönerken ayaktakiler otobüsün dışına doğru savrulur dedi. O yıllar da Anıt’ın oradaki göbek bayağı keskindi…

Şimdilerde de keskin virajlar var veya şoför önündeki aracı çok yakın mesafeden solamaya kalkınca, viraj kendiliğinden oluşuyor ve savruluyoruz.

Dolmuşlarda bir de dakika meselesi var. Varacağı noktaya varmak için uzun süresi olan şoför kağnı arabası gibi gidiyor veya gecikmişse aracı roketliyor.

Siz ayaktaki yolcuları düşünen var mı? Salla gitsin.

İşte onun için mümkün olsa otobüs ve dolmuş şoförleri de ayakta araç sürseler ve halimizi anlasalar.

Bir de anlamadığım, belirli bir sayıdan sonra ayaktaki yolcuları bahane edip, trafik polisleri dolmuşlara ceza yazıyor iyi. Peki otobüslere niye ceza yazmıyor?

Valla bunlar sadece bizim Konya’da mı oluyor bilmem. İstanbul’a gittim, Pendik-Kadıköy arası çalışan sarı renkli minibüsler var. Sadece dolmuş duraklarında duruyorlar. Dolmuş durağında insanlar sıraya giriyor. Ayakta yolcu almıyorlar. Kaç koltuk boşsa o kadar kişi sırayla biniyor. Medeniyetin gözünü seveyim.

Konya’daki dolmuşlar, siz nerede el kaldırırsanız orada dururlar. Kavşakmış, şuymuş, buymuş önemli değil. Yeter ki el kaldırın. Sizde burada dolmuşun durması sakıncalı biraz ileriye veya geriye yürüsem diye bir akla sahip değilseniz yapacak bir şey yok. Anlayacağımız Konya’da gördüğünüz D harfli trafik levhası sadece süstür.

Dolmuşların içinde, insanlıkla ilgili uyarıcı yazılar hiç bulunmaz. Küçücük çocuk, ailesinin yanında veya ayrı fark etmez bir büyüğüne yer vermez. Çünkü okul onlara “Menfaat ve rantı” öğretmektedir. Aileler için de aynı şey geçerlidir.

Çok duyarlı gençlerimizin olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Yaşım 63 yaşlı statüsündeyiz ki bazen yer veriyorlar. Hatta bazı orta yaşlı kadınlarımız bile yer vermeye kalkıyorlar. Onları uyarıp tekrar oturmalarını sağlıyorum.

Çocuklu bir kadını ayakta görünce, tepem atıyor yüksek sesle bu kadın için yer istiyorum.

Bende bu yaşımda gerektiğinde yer veriyorum.

Ayakta gitmemek için küçücük çocukların küçücük beyinleri ile yaptıkları “Ben oturarak gideyim” zihniyetini yıkmamız bunları da bunların anne babalarını da bunların öğretmenlerini de eğitmek zorundayız.

İşimiz zor. Eleştirilmeyi hiç sevmeyiz.

Bilmeliyiz ki büyük, küçük insanlığımız kadar adamız.

İnsan olmak zor ama imkânsız değildir.

Küçücük menfaatleri bırakalım. İnsan olalım.

Kalın sağlıcakla.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.