Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63827.657$

BİZ DÜNYAYA HZ. MEVLANA?YI BÖYLE TANITIYORUZ?

26 Ocak 2016, Salı 08:48

Her yıl ARALIK ayında Hz. MEVLANA’YI anma törenleri, Konya’nın dünyaya açılan kapısı oluyor. Konya bu törenleri şanına uygun yapıyor mu? Bana göre HAYIR. Ama işi organize edenlere bakarsanız, onlara göre törenler çok iyi organize edilmiş ve başarı ile gerçekleştirilmiştir.

Bu törenlerin organizasyonluğunu, Konya Valiliği, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Konya İl Kültür Müdürlüğü üstlenmiş. Daha doğrusu bu görev onlara verilmiş… Gelin bu anma törenlerindeki olumsuzlukları tekrar dile getirelim. Tekrar diyorum; zira törenler başlamadan şu garip kalemim çok şey dile getirdi. Kalem Konyalıların dileğini, istediğini dile getirdi. Getirdi getirmesine de karşı taraftan tok yok… Organizasyon komitesinin zihniyeti YASAK SAVMA’dan öteye geçmedi. Kazasız-belasız bitirmek onlar için en önemli konuydu. Bizim içinde öyleydi. Öyleydi de törenlerin icrası v.s. Konya’ya yakışmadı…

KONYA VALİLİĞİNİN TERÖNLERDEKİ GÖREVİ NEDİR?

Üçlü organizasyon komitesinin başıdır Valilik. Bana göre yanlıştır. Valilik geçici bir görevdir. Birkaç yıl Konya’da görev yapan, Hz. Mevlana’nın türbesini Konya’ya gelince gören (Haksızlık etmeyelim daha önce ziyaret etmiş olabilirler) tören organizasyonlarından Konya’ya gelene kadar bi-haber olan bir Vali’nin katkısı ne olabilir? Zaten görevi dolunca da Konya’dan ayrılacaktır. Valiliğimizin katkısı, kimse alınmasın ama törenler için hazırlık toplantısı yapılmak ve toplantıya başkanlık etmekten öteye geçmeyecektir. Özellikle İstanbul’da düzenlenen Alternatif Şeb-i Arus’a Cumhurbaşkanı’nın da katılması, törenlerin Konya dışında da yapılması tepkisinin gerçekle bağdaşmadığının ifadesi idi. Sayın Vali’mizde törenlerin aslına uygun Konya dışında da yapılmasının uygun olduğunu dile getirmesi, yadırganmamalı. Zira Konya’da ki törenler bir önceki yılın aynısı olup, statükocu bir zihniyetin ürünüdür.

Şahsi fikrim; Mevlana törenlerinin organizasyonundan Valiliğin çıkartılmasıdır. Haa ne olur, törenler sırasında alınacak Emniyet tedbirleri ile ilgili toplantılar yapılabilir. Doğal olarak Valiliğin törenlerin içeriğine katkısı söz konusu olamaz.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BUNU HEP YAPIYOR…

Mevlana’yı anma törenleri arifesinde ve törenler esnasında Belediye kendi reklamını ön plana çıkarıp, törenlerin yapılacağı güzergahlarda çalışmalar yapıyor. Zannedersiniz bizim Büyükşehir cırcır böceği değil, mübarek karınca…

Törenlerin yapılacağı zaman belli olduğuna göre, bütün hazırlıkların, yapılacak işlerin bu tarihe kadar bitirilmesi gerekmez mi? Ama Belediyede bir çalışmayı gösterme merakı var. Bu senede Kültür Merkezi önündeki düzenlemeler ziyaretçilere gösterilmeye çalışılıyor. Aslında ‘Ülke dışından ve içinden gelen ziyaretçilere Belediye varlığını ispat etmeye çalışıyor’ demek daha doğru olur. Büyükşehir kendini akıllı, Konyalıları ve ziyaretçileri de biraz ‘avanak’ zannediyor.  Örneğin Sultan Selim Camiinin restorasyonunu yıllardır yapan Büyükşehir, caminin önüne astığı büyük, kendini öven restorasyon panosunda, işin süresini 400 gün olarak belirlemiş. İyide adama sormazlar mı; ‘400 gün ne zaman başlıyor diye?’ Tam bir komedi panosu… Keşke Belediye; ‘Bu panoyu ne zaman okursanız, süre o zaman başlar’ deseydi… Hiç değilse Nasrettin Hocayı da hatırlatmış olurduk.

Ayrıca Büyükşehir Belediyemiz anma törenlerine Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın da katılacağı belli olduğundan, bunlardan istifade ile işi SİYASİ ŞOVA dönüştürmekte ve bu tarihlerde zaten hizmete girmiş eserlerini tanıtma derdine düşmüştür. Bu reklam senaryolarının bu tarihe denk getirilmesi Hz. Mevlana’nın ruhuna aykırıdır.

Belediyenin İbrikçi başı Hikayesi görüntüsünden uzaklaşması gerekir.

Hikayeyi anlatalım: Osmanlı zamanında İstanbul’da genel tuvaletler vardır. (Şimdi bizim Büyükşehir’in sunduğu ücretsiz, sürekli suyu akan tuvaletler o zaman yoktur. Büyükşehir’imizin de bu konuda hakkını yemeyeli.) Tuvaletlerde temizlik ve su temininden sorumlu bir ibrikçi başı vardır. Adamın biri sıkışır, tuvalete gelir bir ibrik alıp tuvalete girecekken, ibrikçi başı seslenip; ‘O ibriği bırak, 7. sıradaki ibriği al’ der. Adam çaresiz denileni yapar. Tam tuvalete girecekken ibrikçi başı yine seslenir; ‘O tuvalete girme 4. sıradaki tuvalete gir!’der. Adam çaresiz denileni yapar. Adam hacetini gördükten sonra ibrikçi başının yanına gelip; ‘Yahu ben niye 7. sıradaki ibriği aldım, niye 4. sıradaki tuvalete girdim?’ diye sorar. İbrikçi başının cevabı ilginçtir: ‘Sen istediğini alıp, istediğin yere yaparsan bizim ibrikçi başı olduğumuz nereden belli olacak?’ der.

Eee bizim Büyükşehir’imiz  de törenler sırasında çalışır. Görünecek ki, varlığı belli olsun…

Bu arada Selçuklu Belediyesi de törenler sırasında reklam panolarını işgal edip, herkesi Tropikal Kelebekler Vadisi’ne davet eder. Eee belediyeciliği eline yüzüne bulaştıranlar kelebeklerden medet umarlar…

İL KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜNÜN VE MEVLANA MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN TÖRENLERDEKİ ROLÜ

Aslında en önemli konu törenler sırasında Mevlana Müzesinin ve yapılan Sema gösterilerinin halkın hizmetine sunulmasıdır. Maalesef Mevlana Müzesi, bir vurdumduymazlık örneği dünyaya güzel bir şekilde sunulamamıştır. Müze içindeki erkekler tuvaletinin halini törenlerden önce ikaz edip yazmama rağmen birileri hiç iplemedi. İşte tuvaletin ve civarının resmi.

 

Millet fotoselli musluklar kullanırken,  bu tuvalette neredeyse müzelik musluklar var. El kurulama peçetesi yok. El kurulama için sıcak hava püskürtmesi gereken elektrikli alet hala çalışmıyor. 16 Aralık 2015 yani Şeb-i Arus’tan bir gün önce bir özel araç tuvaletin yanına çekilmiş, elektrik süpürgesi ile içi temizleniyor. Arka tarafta araçlar yıkanıyor. Gördüğüm araçların plakası bende… Kısaca müze bir çiftlik görüntüsünde…

Müze bahçesine konulan mezarların taşlarında ne yazıyor? Kitabelerde ne yazıyor? İnsan bunları bir levha ile tercüme ettirir. Ayıptır vallahi…

Bahçeye konan mezarlar içinde gerçekten mezar var mı? Kemikler var mı? Neyzenler mezarlığı diyorsunuz, bu gerçek mi? Zira ziyarete gelen insanlar bu yerlerde durup, Fatiha okuyor. Müzenin etrafı da taş döşenip taşlaştırılır mı? Yani topraktan arındırılır mı? Herhalde büyükşehir örnek alındı.

Konya yontma ve cilalı taş devrini yaşıyor sayelerinde. Çarşıda toprağa hasret kaldık. Her yer taş. Müzenin etrafı da öyle.

TÖRENLER İÇİN YAPILAN ELEŞTİRİLER NEDEN KULAK ARKASI EDİLİR?

Ahmet Özhan’ı yıllardır hiç birimiz istemeyiz. Yine Tuğrul İnançer alternatifsiz midir? Bayan olan ÇELEBİ ölene kadar Çelebilik mi yapacak? Mevlana’nın erkek torunlarının çelebilik hakkı yok mu?

Anma törenlerinde, dünya ve Türkiye Hafız İsmail Coşar, Hafız Bahri Demiryürek, Konyalı muhteşem ses Mehmet Emin Karataş’ı dinleyemeyecek mi? Törenlerin magazinsel tiplerden arındırılıp, Hz. Piir’in ruhuna uygun kişiler seçip, daha dini hale getirilmesi sağlanamaz mı? Tören Haftasınca yapılan her törene aynı kişilerin çıkması engellenmeli, diğer layık olanlara da yer verilmelidir.

Törenlere az bir süre kala otellerde yapılan toplantılarla hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.

Anma törenleri için işi bilenlerden oluşan bir komite kurulmalı. Törenlerin özünü bilenler bu işe el atmalıdır. Törenleri hiç değiştiremeyip, aynı şeyi sunan tertip komiteleri değiştirilmeli, bu görev onlardan alınmalıdır.

Büyükşehir’in Cumartesi günleri yaptırdığı sema gösterilerinde anma törenleri haftasında yapılacak yeniliklerin provası niteliğinde olmalıdır. Konya Tasavvuf Korosunun ANGARYA niteliğinde sema gösterileri bu şekilde hazırlık gösterilerine, provalarına dönüştürülmelidir.

Allah rızası için bugünden çalışmaya başlayınız. 2016’da da aynı şeyleri görmeyelim. Esen kalın. 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.