BİR RAMAZAN BÖYLE GEÇTİ...

Şükürler olsun; Ramazan ayını daha geride bıraktık...

Konya'da güzelliklerle beraber çirkinlikleri de yaşadık... Hemşehrilerimiz inançları gereği ibadetlerini doya doya yaşadılar. Çok sıcak havalarda oruçlarını tuttular, camileri doldurdular. Konya'da Ramazan bir başka oluyor. Bu duyguyu birde Şanlıurfa'da yaşamıştım. İnanç yoğun, İbadet yoğun şehirlerde Ramazan ayları daha bir farklı oluyor...

En büyük üzüntüm; çarşı içinde Alaeddin - Adliye tramvay hattı nedeniyle yapılan çalışmalar trafiği alt üst etti...

Bence Ramazan Bayramından sonra çalışmalar yapılsa çok iyi olurdu...

İkinci üzüntüm. Konya'nın bu Ramazan ayında da inanılmaz gürültülü bir şehir olmaya devam etmesi... Daha önceki yazılarımda belirttim... Atanmış ve seçilmiş olarak Konya'yı İdare edenlerin gürültülü konusunda bu kadar vurdum duymaz olması beni şaşırttı...

Apartman altlarındaki kahvehanelerin geniş alanlara masa çıkarıp, sahura kadar gürültülü şekilde Okey oynatmalarına kimse dur demedi. Vatandaşlarımız Ramazan ayında uykusuz olarak işlerine gittiler...

Yine Cafe adı altında nargile içilen, oyun oynanan neredeyse cadde içine kadar uzanan gençliği dejenere eden yerlerin gürültüleri bir tarafa trafiği kirleten, sıkıştıran halleri beni son derece üzmüştür.

Emniyet kontrollerinin de yeterli olduğunu söylemem mümkün değil...

Geçen yılki dileğimi iletiyorum. Konya'yı idare eden atanmış ve seçilmişlerin öbür taraftaki yerleri bir kahvehanenin, bir cafe'nin üstü veya yanı olur. O zaman belki hataların farkına varırlar.

SİYASİ CENAZELER...

Ramazan ayının son haftasında Dış işleri Bakanımız Ahmet DAVUTOĞLU'nun danışmanı olan İsmail kardeşimizin annesi vefat etti... Cenazeye dışişleri bakanımızın katılmasından daha doğal hiçbir şey olamaz... Bakanın katılması bazı AK partili vekil ve belediye başkanlarının bürokratların da cenazeye katılmayı bir görev haline getiriyorlar. İşi gücü bırakıp Bakana görünmek istiyorlar.

Eee dışişleri bakanımızın inşallah Başbakan olma durumu da var... Cenaze namazına katılma hususunda müftülüğümüz bir açıklama yapsa diyeceğim ama... Müftümüzde orada Yanılmıyorsam İsmail kardeşimizin annesi Sakyatan'da toprağa verildi... Orada bir camii imamı yok mu da müftümüz taa Konya'dan oralara gider... Ben Sakyatan'da ki camii imamı olsam açıklama da bulunurum. Sayım Müftüm lütfen siyasi çarkın içine girmeyin. Siz hesabı partilere vermeyeceksiniz. Göreviniz çok ağır acaba Konya'nın en ücra köşesinde bir garibin namazını da kıldırırmısınız.Hani bir garip diyeler, üç gün sonra duyalar, soğuk suyla yuyalar dediğimiz bir garibede aynı yaklaşımda bulunabilecek misiniz?

Gene de siz bilirsiniz...

KONYADA'Kİ BÜYÜK CAMİLERİN YARISINI KULLANALIM!

Sultan Selim Caminin restorasyonu bir türlü bitmedi iki yılı aşkın restorasyonda; Geçen yılki Ramazan ayında şükürler olsun Caminin yarısı ibadete açıldı... Bu Ramazan ayında da değişen bir şey olmadı. Yani Caminin yarısı ibadete açık yarısı kapalı... Caminin kapalı olan yarısı kapatılmalı. Çünkü restorasyon o kadar uzun  sürüyor ki, kapalı olan taraf açılana kadar açık olan taraf tekrar onarım istiyor. Dolayısıyla ile Camilerimizi bu şekilde kullanırsak hem camilerimiz hiç kapanmamış olur. Restorasyonu yapan Büyükşehir Belediyemiz Sultan Selim Caminin ne zaman açılacağını belirtse bayram yapacağız.

Caminin esas sahibiVakıflar Müdürlüğünün de onarım ne zaman biteceğini bilemeğini zannediyorum.

Zannediyorum değil öyle...

Eee onlar devlet memuru Caminin onarımının ne zaman biteceğini nerden bilsinler?

Belediye ve vakıflar bilmezse müftülük hiç bilmez diyor.

 Esenlikler diliyorum...