Konya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2429.8
  • BIST
    9801.7
  • BTC
    63837.42$

BİR PARELEL YAPI HİKAYESİ...

18 Temmuz 2014, Cuma 10:15

Başlangıç tarihi oluşumu tam anlamıyla bilinmez ama bilinen şey 30 - 40 yıl önce, hizmet için insanların bir hoca etrafında toplanması, örgütlenmesi ve faaliyet başlaması...

Özellikle zengin dini ağırlığı olan kişiler bir araya gelirler. Halkımız onların hizmetini fakir kız - erkek öğrencilere yardım, Ucuz dersane ile takdir etmeye başlar. 2002 de Ak parti iktidara gelince bu örgütlenme artan bir devlet desteği bulurlar. Aslında rahmetli Ecevit de bu örgütü sempati ile bakanlardandır.

Bu kadar seviyeli, bu kadar yardım sever, hem yurt içi hem yurt dışında müslümanlara özellikle eğitim alanında özellikle Türkçe alanında bu kadar yardım yapan bu örgüte kim sempati ile bakmaz ki?

Abla - Ağabey evleri ile seslerini duyururlar. Aslında bir apartman dairesi tutulur. Kız veya erkek öğrenciler 8 -10 kişilik gruplar halinde bu evlerde kalır eğitimlerine devam ederler. Bu kız ve erkek öğrenci grupları etrafındaki yerleşim birimindeki öğrencilere kurs vermeye, etrafla iyi iletişim kurmaya çalışırlar. Bu tutulan dairenin kirası masrafları zengin biri tarafından karşılanır... Aslında illerde çabuk büyüyen bu cemaatin kısa görevini yapan kişiler görevlendirilir.

Dedik ya artık devlet destekli diye... İstediklerini siyasi iktidara kurum ve kuruluşlara iletir ve yaptırmaya başlar. Okullar asmaya başlarlar. Bu okullara öğrenci bulmada zorlanmazlar. Ağabey ve ablalar bu işi üstlenirler. Üniversiteler açarlar, hastane açarlar ... Yurt dışındaki okullar çığ gibi artar...

İşin başka bir boyutu...

Özellikle Belediyelerden İMAR konusunda büyük destek görürler. Okul, dersane, üniversite, hastane yapmak için belediyeler İMAR konusunda bu cemaate büyük kıyak geçerler.

Türkçe olimpiyatları düzenlerler. Dünya çocukları şarkı türkü söylerler hem de Türkçe...

Belediyeler bunlara da nakdi yardım yaparlar...

Bu örgütlenmenin okullarında, dersanelerinde okuyanlar çok çabuk iş bulurlar...

Fakir aile çocukları için bulunmaz  bir nimettir bu durum.

Bu cemaat elemanları her bakanlığa çok çabuk girerler. Ara sıra sınavların sorularının önceden bilindiği felan medyaya düşer ama kimse pek fazla üzerine düşmez...

Polis olmak için cemaat dersanelerinde okumak yeterlidir. Mülakatlı sınavlar çok daha caziptir.  Hele birde mülakatlı sınavlara kamere falan koyarlar. Sınava giren çocuk soruları önceden bildiği için kamera önceden bildiği için kamera önünde coşarlar... 

Kültür Bakanlığından tutunda Adalet, Milli Eğitim İçişleri ağırlık olmak üzere cemaatin tarafları buralara yerleşir. Sağlık Bakanlığını da unutmayalım...

Yalınız dikkat çeken Hoca efendi Amerikaya bir gider pir gider...

Hoca efendi Mavimarmara ile ilgili bir tek şey söylemez, İsraili kınamaz...

Milli İstihbarat Teşkilatı yavaş yavaş olayı çözmeye başlar...

Artık Cemaat Hükümete ne derse yaptırır. Hakan ŞÜKÜR bile milletvekili olur. Cemaatten vekil olmak kolaylaştığı gibi Bakan olmak bile kolaylaşır. Cemaatin din ağırlıklı olması hep hoşgörü ile bakılmasına neden olur.

En dikkat çeken cemaatin hiç Kur'an Kursu yoktur. Nedeni bilinmez...

Artık Adaletin, Emniyetin, Eğitimin bütün kurumları cemaatin elindedir. MİT müsteşarı Hakan FİDAN'I tutuklamak isterler...

868 bin kişi dinlenir...

Uyduruk delillerle insanlar tutuklanıp hapse konur. Kendilerinin pek rahat giremediği Silahlı Kuvvetlerden korkunç intikam alırla, çoğu paşaları tutuklarlar.

17 Aralık ve 25 Aralık Cemaatin iyice DEŞİFRE olduğu tarihtir.

Hükümet devirme operasyonu başlatırlar...

SONUÇ: Bu cemaate girmediği için yüzbinlerce gencimiz hakettikleri işlere giremez bunalıma girerler...

Tabii Cemaat içinde gerçekte hizmet aşkıyla bu işi yapanlar var. Efendim biz bunları ayırt edelim. Burada durun...

Hizmet aşkıyla bu işi yapan cemaat elemanları başta Hoca efendi olmak üzere paralel yapı oluşturan tüm elemanlara karşı gelmeli, seslerini yükseltmelidirler ki biz onların kim olduğunu bilelim. Bazıları hiç sesini çıkarmayıp pusuya yatmış bekliyorlar. Edindikleri mevkii ve makamı kaybetmek istemiyorlar... Dikkat ve paralel yapı içinde sessizliği koruyup çaktırmadan bu yapıya destek vermek, ya da sesi yükseltip bu yapıyı kınayıp bu yapıdan uzaklaşmak. Cemaatin içindekiler bu iki seçenekten birini seçmeli ki biz kime nasıl davranacağımızı bilelim.

Siyasi iktidara sesleniyorum. Cemaat yüzünden iş bulamayan gençlerimize biran önce devletin iş olanakları açılmalı ve bu vebal sonlandırılmalıdır.

Kalın Sağlıcakla       

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.