Konya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    35.04
  • ALTIN
    2437.7
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64582.95$

ANTİBİYOTİK DEVLET İSTİYORUZ !!!

30 Haziran 2015, Salı 00:00

Toplum mikrop kaynıyor. Virüs tipli yaratıklar k anımızı emiyor. Koskoca Türk Devleti içerden çürüyor. Çökmeye doğru emin adımlarla gidiyor. Devleti idare edenler bu mikropları adeta seyrediyor. Üremelerini gözlüyor. Haberlere bakıyorum. Sağlık Bakanlığı 4 bin polis alıp büyük hastanelere yerleştirecekmiş. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı açıklıyor. Efendim şiddete meyledenler hemen yakalanıp, kelepçelenip en yakın karakola götürülecekmiş. Peki sonra ne olacak? Güldürmeyin Allah aşkına… Sonra hiç ceza almadan tıpış tıpış çıkacak…

VATANDAŞI KİM KORUYACAK?...

Böyle giderse toplumun yarısı polis olacak… Seçimler sırasında Konya’da Beşyol’a yakın iktidar partisi büro açmış. İçerde kimse yok. Ama 2 polis bekliyor. Seçim bürolarını polis bekliyor, hey haaat!

Valiliği polis bekler, Kaymakamlığı polis bekler, Adliyeyi polis bekler, çoğu devlet dairesini polis bekler.

Dünya kadar polis KORUMA görevinde malum VİP’leri koruyorlar.

Kadın anne baba sözü dinlememiş. Dengesiz evlilik yapmış. En doğal sonuç boşanma. Koca itin biri. Sürekli kadını tehdit ediyor. Gel b akayım polis bu kadını koru. Hem gece hem gündüz koru. Sonuç; istediğiniz kadar koruyun, o it istediğini yapar, öldürecekse öldürür…                                                                                

Vatandaşı kim koruyacak diye sorarsak, hemen cevap verelim. Vatandaş Allah’a emanet. Polisin önleme ve koruma görevi vatandaş için geçerli değil. Ama vatandaşlarımız merak etmesinler,  cinayete kurban gitseler bile polis mutlaka suçluları yakalar. Olay yeri inceleme gerekli delilleri toplar. Yakalanan suçlu ne kadar ceza alır diyor gibisiniz. Adam gravatlı felan ise birde pişman ise değmeyin keyfine. Cezası indirilirde indirilir.

Hırsızlık MESLEK oldu, diye daha önce yazmıştım. Kız istemeye giden hırsızın ailesi, oğlumuz öyle küçük boyutlu bir hırsız değil. Kaldırdı mı milyarları kaldırır. Kızın ailesi saf saf sorar.

Ya yakalanırsa? Oğlanın ailesi gülerek cevap verir. En kötü ihtimalle bir iki ay yatar canım. Ona da kızınız katlansın. Paraların içinde yüzecek derler.

Hırsız damat adayının ailesi kız evinin şüphelerini gidermek için konuşurlar. Efendim Türkiye’de HIRSIZLIĞIN cezayı yok denecek kadar az. Bu yüzden yabancı ülkelerden ülkemize sırf hırsızlık için gelenler var. Hatta Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, İran, Somali v.b. yerlerden Türkiye’ye turistlik hırsızlık turları düzenleniyor diyerek kız tarafının ailesinin yüreğine su serpiyorlar. Vatandaşın ne canı ne malı önemli…

Böyle giderse devletim hırsızlara teşvik verebilir. Hırsızlık yapmayın, size yüksek bürokrat maaşını verelim diyebilirler olur mu olur…

ŞU İNSANIMIZIN HALİNE BAKIN!

Banka personeli bankanın içini boşaltır. Banka arabasının soyulması için hırsızlara işbirliği yapar.

Devlet memuru zimmetine para geçirir. Ülkem doktorlarının gözü paradan başka bir şey görmez. Doktorların gözü hiç doymaz. Mesaiden kaytarırlar. İnsan canını kurtarmak yerine, nöbet bile tutmak istemezler.

Hâkiminiz, savcınız paralelci olup terazinin kefesi ile oynarlar…

Emniyet mensuplarınız bu kadar müzikler dururken, devlet adamlarını insanları dinlerler.

Kiminle yatıp kalktığını bilmediğimiz, seviyeli birliktelikle yaşayan insanlara, SANATÇI denilen bir ülke haline geldik. Dizi oyuncusu bile başımıza Sanatçı oldu. Ondan sonra da ver elini UYUŞTURUCU…

Bazıları kendileri içse bari, yetinmeyin uyuşturucu trafiğini de yönetiyorlar.

Sokaklar it, kopuk, eşkıya ile doldu. Herkesin elinde, belinde, arabasında silah. Kovboyların ülkesindeyiz mübarek. Analar ağlamasın sloganıyla başlayan çözüm süreci dedikleri nane, birilerini cesaretlendirdi. Sokakları yakıp yıkmaya ülkemin insanını öldürmeye meyilli yaratıklar türedi…

Yahu şu ülkemin haline bakın!  En ağrıma giden de televizyonlarda hırsızlığı, kavgayı, cinayeti izlerken spikerin olayı an be an kameralara yansıdı kelimesi. Ardından polis şimdi suçluları arıyor açıklaması. Ulan güldürmeyin. Ceza kanunlarınız yetersiz. Daha doğrusu suçu ve suçluyu teşvik edecek durumda.

Devletin gücünü arkasında hissetmeyen, gittikçe devletine güvenmeyen bir toplum olmaya başladık…

Hastalandığımızda, hele ateşli hastalıksa hekimin bünyesindeki mikropları öldürmesi için ilk yazacağı ilaç ANTİBİYOTİKTİR. Bu antibiyotik vücudumuzdaki canlı mikropları acımasızca öldürür ve biz şifa buluruz. Ya toplumdaki MİKROPLAR… Onlara kimse bir şey demez. Yahu Allah aşkına, Özgecan’ın katillerini kınayınca elinize ne geçecek. Ben vücudumda ki mikropların nasıl ölmesini istiyorsam, toplumdaki mikroplarında ölmesini istiyorum. İdam cezasına karşıyım. Bu toplumdaki mikropların, kanına öldürücü bir mikrop zerk edersiniz olur biter. Ne idamı ne darağacı. Mikrobu başka bir mikropla yok edersiniz. Nasıl fikir ama?

Eğitim sistemini oturtamamış ilim, bilim adına insanlık dışı yaratık yetiştiren bir ülkede yaşıyoruz. Bütün terör örgütlerinin ve örgüt elebaşlarının Üniversitelerde kurulduğunu ve okuduğunu düşünürsek varsın bu ülkeyi siz düşünün.

Bu ülkede kanla beslenen başkasının canıyla malıyla geçinen mikropları yok edecek bir ANTİBİYOTİK DEVLET istiyoruz. Bu işi şimdi yapamazsak antibiyotiğe dirençli bir ihanet gurubunun çoğalmasını seyrederiz.

Ey Siyasiler! Ceza yasalarını yeniden düzenleyin. En önemlisi eğitim sistemini Bakanından tutun, öğretmenin, öğrencisine varana kadar yeniden düzenleyin.

Ömer DİNÇER’in adeta yok ettiği Eğitimi kim düzenleyecek. Liselerden Milli Güvenlik Dersini kaldırınca eğitimi düzelttiğini zanneden, okul yaşını 5 yaşına düşürünce her şeyin düzeldiğini zanneden, İmam - Hatip okullarının orta bölümünü açınca mükemmel olduğunu düşünen şimdilerde nerede olduğu bilinmeyen Ömer DİNÇER’e eğitimi bırakırsanız böyle olur.

Lütfen okullarda ilim, bilimden önce insanlığı öğretin. Yoksa topluma suç makinesinden başka bir şey yetiştiremezsiniz. Bu şekilde de gariban vatandaşların ne canını, ne malını korursunuz. Esen kalın 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.