Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2490.9
  • BIST
    9638.28
  • BTC
    64760.72$

ALLAHIM BEN NE YAPTIM?

16 Şubat 2016, Salı 08:40

Bir Hikaye…

Hava soğuk mu soğuk. Murat içinde bulunduğu durumu bir türlü hazmedemiyor. Aslında soğuk onun için pek bir şey ifade etmiyor.

Fakir bir ailenin çocuğudur Murat. İmkansızlıklar içinde okuyarak doktor olmuştur. Aile büyüklerinin önerileriyle zengin bir ailenin tek kızı Sevim ile evlenir. Aile başlangıçta mutludur. Murat-Sevim’in bir erkek çocukları dünyaya gelir. İsim konusu problem olur ama iki isim olayı çözer. Mehmet Cem olur çocuklarının ismi…

Sevim’in anne babası kısa aralıklarla vefat eder. İşin kötüsü Murat’ın annesinin vefatıyla başlar. Tek kalan baba Mehmet’i Murat zorda olsa evine, yanına alır. Sevim hanım kayınpederi Mehmet Bey’in evde pek görmek istemez. Evlat Mehmet Cem’in de dede ile ilişkilerinin çok iyi oluşu Sevim hanımı rahatsız eder. El bebek gül bebek tek çocuk olarak, şımarık yetişen sevim hanım, Murat’a babasının evden uzaklaştırılması konusunda baskı yapar. Huzursuzluk hat safhadadır. Murat’ın arkadaşları durumu bilmekte, yuvanın dağılmaması için mücadele etmektedir.

Sevim hanım soğuk bir kış günü, hafta sonu yapacağı gün için kayınbabasının evden gönderilmesi için huzursuzluk çıkarır. Şehre 30 km mesafede bir bahçeli evi vardır Murat’ın… Birikimleriyle almıştır. Hafta sonları bazen giderler bu bahçede hoşça vakit geçirirlerdi. Ancak Sevim hanım kayınpederini bahane edip hep huzursuzluk çıkarırdı. Baba Mehmet bey olanları bilir. Defalarca kendisini huzur evine yatırmasını söylerdi: Oğlunun huzuru bozulmaması için gelininin anormal davranışlarına ses çıkarmazdı.

Hafta sonu gün yapacak olan Sevim hanımın baskılarına dayanamayan Murat, babasının birkaç gün bahçeli evde kalmasını önerir. Baba hemen kabul eder.

Murat, baba Mehmet bey, torun Mehmet Cem arabaya binip yanlarına yeterince yiyecek alıp bahçeye giderler.

Murat hemen sobayı yakar. Allah’tan sular donmamıştır. Ev ısınır… Baba Mehmet bey bu ıssız evde, oğlunun bu sıkıntılı durumdan kurtulması için birkaç gün kalacaktır. Babasının her türlü ihtiyacını hazırlayan Murat oğlu Mehmet Cem’i de alıp evden ayrılır. Aslında Murat yaptığı işi hiç hazmedemez. Yuvayı kurtarmak için düştüğü duruma üzülür. Şehre dönerken 6 yaşındaki oğul Mehmet Cem babasına; Üzülme der. Ben seni asla böyle yerlerde yalnız bırakmam diye seslenir. Ufacık çocukta olayların farkındadır. Mehmet Cem’in sözleri ok gibi saplanır kalbine.

Eve dönerler. Murat’ın aklı yanlış başına bıraktığı babasındadır. Gece karar verir. Bu iş devam etmeyecektir. Sabahı zor eder. Hemen babasının bulunduğu bahçeli eve gider.

Baba Mehmet beyde sabaha kadar gözyaşı dökmüştür. Yanlızlık zordur. Üzüntüsü oğlunun mutluluğuna göle düşüreceğidir.

Bahçeli eve gelen Murat sobayı yeniden yakamayan, yorganı sarıp sarmalayarak ısınmaya çalışan babaya sarılıp ağlamaya başlar. Babada gözyaşını tutamaz. Baba oğul kucaklaşıp gözyaşı dökerler.

Yeni başlayan hafta Murat’ın Sevim hanıma açtığı ‘Boşanma’ davasıyla başlar. Murat görev yaptığı hastaneye yakın bir ev tutup, yeni eşyalar alıp babasıyla birlikte yaşamaya başlar. Tek özlemi doyamadığı oğlu Mehmet Cem’dir.

Mehmet Cem dedenin ve babanın evden ayrılmasını bir türlü hazmedemez. Evde anne sevim hanıma sürekli huzursuzluk çıkarır. Sevim hanımda gittikçe bozulan asabi yapısıyla Mehmet Cem’e huzur vermez. Aslında Sevim hanımda yavaş yavaş Murat’a yaşattıklarının farkına varmıştır ama gururu özür dilemeyi önler. Murat’ın da ne inatçı olduğunu bilen sevim hanım babadan kalan mal varlığıyla maddi konularda çok rahattır. Boşanma davası birkaç yıl sürer. Aileyi birleştirmek için araya girenler olur ama Sevim hanımın şımarıklığı, küstahlığı, Murat’ın da bir daha kötü günler yaşamama isteği bu birleşmeyi mümkün kılmaz. Mehmet Cem’de büyümüştür. Sevim hanımın yanından kaçıp kaçıp huzur bulduğu dedesinin ve babasının yanına gelir. Sevim hanım neler yapsa Mehmet Cem’in baba ve dede sevgisinin önüne geçemez.

Boşanma gerçekleşir. Aile birlikteliği sonlanmıştır. Duruşmaya katılan Mehmet Cem hakimin sorusuna ağlayarak babasının ve dedesinin yanında kalmak istediğini söyler. Yılların tecrübeli hakimi Sevim hanımın sevgisiz katı ruhunun farkına varır ve Mehmet Cem’i babaya verir.

Murat, baba Mehmet bey ve Mehmet Cem burukta olsa mutlu bir yaşam sürmeye devam ederken Sevim hanım cephesi sıkıntılıdır.

Yalnız kalan Sevim hanım her zaman yanında olan yaptığı davranışların doğru olduğunu söyleyen komşularının da yavaş yavaş kendine cephe aldığının farkındadır. Murat’a çektirdiği eziyetler en çokta kendine gün be gün uzaklaşan oğlu Mehmet Cem aklına gelmektedir. Yaptığı davranışların yanlış olduğunu aslında taa baştan beri bilir. Ama o gururu bütün bunları örtbas eder.

Sevim hanım gittikçe bir boşlukta ve manevi rahatsızlık içindedir. Murat dostlarının sevim hanımın zor durumda olduğu, rahatsız olduğu açıklamalarına kulak asmaz. Çok canı yanmıştır. Aslında içten içe üzülür ama belli etmez. Birkaç kez baba Mehmet bey, Mehmet Cem’i de alıp Sevim hanımı bir ziyaret etmesini oğluna söyler ama beklenmedik bir tepki alır. Baba çok üzgündür ama oğluna bu konuda söz geçiremez. Mehmet bey gittikçe büyüyen Torun Mehmet Cem’e annesini ara sırada olsa ziyaret etmesini söyler. Mehmet Cem bir türlü sevemediği, davranışlarıyla soğuduğu annesinin ziyaretini dedesini de üzmemek koşuluyla geçiştirir.

Bir gün Murat hastanede iken bir telefon gelir. Telefondaki tıbbiyedeki sınıf arkadaşı Hasan Ali’nin ta kendisidir. Hasan Ali uzmanlığını psikiyatri bölümünde yapmıştır. Havadan sudan konuşmadan sonra, Hasan Ali konuya girer. Murat’çığım bana Sevim hanım diye bir hasta getirdiler. Araştırdım senin eski eşinmiş. Hastayı getiren komşuları da senin eski eşin olduğunu söylediler. Durum ciddi. Sevim hanımın oğlu da varmış. Belki sizleri görmesi onun için bir fayda olur. Oğlunla bir gelseniz, der. Aslında Murat hiç gitmek istemez ama arkadaşı Hasan Ali’nin gözünde küçüleceğini de düşünür katı tutumundan vazgeçer.

Bir gün Murat yanına oğlu Mehmet Cem’i de alıp doğruca Hasan Ali’nin çalıştığı hastanenin yolunu tutar… Aslında bu işe en çok sevinen baba Mehmet beydir. Yıllar sonra Murat biraz vicdana gelmiştir diye düşünür.

Murat ve Mehmet Cem Hasan Ali’yi bulurlar. İki arkadaş kısa sürede hasret gidermenin arkasından, Hasan Ali’nin uyarısı ile Sevim hanımın kaldığı odaya yönelirler. Hasan Ali, Sevim hanım hakkında Murat’a bazı bilgiler verir. Okul arkadaşının eşi olması nedeniyle özel bir ihtimam gösterip, tek kişilik odaya yerleştirmiştir Sevim hanımı… Hasan Ali durumun vahametini anlatırken oğul Mehmet Cem’in travma yaşayabileceği için anneyi görmemesini önerir ama hem Murat hem Mehmet Cem itiraz ederler.

Sevim hanımın kaldığı odaya girerler. Sevim hanımın dünyası farklıdır. Gelenlere bakmaz bile, zira gelenlerin farkına varacak durumda değildir. Zayıflamış, çökmüş, gözleri dışarı çıkmış anlamsız şekilde duvara bakmaktadır. Sevim hanımın iki dakikada bir otomatiğe bağlamış bir haykırışı vardır. ‘ALLAH’IM BEN NE YAPTIM’…

Evet bir hikaye denememi umarım beğenmişsinizdir. Esen kalın Allah’a emanet olun….

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.