Konya
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.25
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2399.8
  • BIST
    10247.75
  • BTC
    61686.18$

100 YILIN GÖSTERGELERİ

06 Kasım 2023, Pazartesi 00:00
Cumhuriyetimizin 100. yılı anısına TÜİK tarafından “100 Yılın Göstergeleri” adı altında bir çalışma hazırlanmış. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. 874 sayfalık bu çalışma gerçekten çok önemli verilerin kamuoyu ile paylaşılmasına vesile olmuş. Aynı zamanda 1923’ten, 2023’e Türkiye Cumhuriyet’inin nüfus yapısından eğitimine, sağlık sisteminden dış ticaretine neredeyse her alanda göstermiş olduğu gelişime şahitlik etme fırsatınız oluyor.
Demografik yapıdan okuryazarlığa, evlenme oranından boşanma oranına neredeyse her alanda rakamlara erişmek mümkün. Ancak biz bu raporun ekonomik verilerini incelemeye çalıştık. 1923 yılında 4.5 milyonu tarım ormancılık ve balıkçılık olmak üzere 5 milyon olan istihdam sayımız içerisinde 159 bin imalatta çalışan insanımız var. 2022 yılına geldiğimizde 30 milyon istihdama sahibiz. Tarım ormancılık ve hayvancılıkta 4.8 milyon istihdama sahipken, imalat sanayideki istihdamımız 6,1 milyona ulamış.
1923 yılında inşaat alanında 40 bin istihdama sahip olan ülkemiz, 2022 yılına gelindiğinde 1.8 milyon inşaat sektöründe çalışan nüfusa ulaşmıştır. Madencilikten mali sektörlere, ulaştırma haberleşmeden, perakende ticarete birçok istihdam rakamına da ulaşmanız mümkün. 1925 yılında 1 milyon ton buğday, 1,2 milyon ton arpa hasatı yapılan coğrafyada, 2022 yılında 19,5 milyon ton buğday, 8,5 milyon ton arpa hasadı yapar hale gelmişiz. Yağlı tohumlarla ilgili veriler özellikle Ayçiçeği ve Mısır gibi ürünlerin 100 yıllık serüveni çok ilginç. Yeraltı sularının ve temiz su kaynaklarının bu yüzyılın en büyük sorunlarından olduğu gerçeğini dikkate alırsanız can yakan rakamları göreceksiniz.
Pamuk üretimimiz 1925 yılında 76 bin ton iken bugün 1 milyon tona, şeker pancarı üretimimiz ise 6 bin tondan 19 milyon tona çıkmış. 1925 yılında 1,8 milyon ton olan çiğ süt üretimimiz 2022 yılında 21 milyon tona çıkmış. Ancak keçi sütü üretimimizin aynı kalması manda sütü üretimimizin ise ciddi bir miktarda düşüş göstermesi dikkatinizi çekebilir. 1936 yılında 57 bin ton olan et üretim rakamımız 2022 yılında 2,2 milyon tona çıkmış. Burada sığır eti üretiminde yaşanan büyüme dikkat çekici.
Bal üretiminden yaş ipek kozasına, yumurta üretiminden narenciyeye her türlü veriye ulaşma imkânı olduğu gibi üretim yapan çiftçinin eline geçen rakamlara dahi ulaşabiliyorsunuz. Enerji üretiminde 32,8’lerden, 103.809’lara çıkan kurulu güce ulaşmışız. Üretimin neredeyse tamamını termik santrallerden üreten Cumhuriyet bu gün güneşten rüzgârdan ve yenilenebilir kaynaklardan faydalanma konusunda ciddi bir mesafe katetmiş.
İnşaat alanına dair rakamlar yıllar içerisinde nasıl şehirlerin dokusunu bozduğumuzu, bugün şikâyetçi olduğumuz dikey yapılaşmanın önünü nasıl açtığımızı ve bu sayede ne büyüklükte bir kullanım alanı çıkarttığımızı öyle güzel gözler önüne seriyor ki! 1954 yılına ait verilere göre 51 bin binada 54 bin daire için yapı ruhsatı verilmişken, 2022 yılında 127 bin binada 695 bin daire için yapı ruhsatı verilmiş. Bu rakamların yüzölçümü değeri ise 1,8 milyon m2’den, 129 milyon m2'ye çıkmış.
1923 yılında 86 milyon dolar olan ithalatımız 2022 yılında 342 milyar dolara ulaşırken neredeyse tamamı tarım ürünlerinden oluşan 50 milyon dolar ihracatımız 2022 yılında otomotiv, tekstil ve kimya gibi sektörel katkılarla 235 milyar dolara çıkmış. Bu rakamlar gurur duyulması gereken rakamlar ancak bazı fırsatları kaçırmasak ve ekonomi modelimize 2013 sonrası üretim ve markalaşmayı öncelesek inanın 500 milyar dolar ihracat yapmamız çok zor değildi.
Bugün başımızın belası olan enflasyon rakamlarının yıllar içerisindeki seyrine de ulaştığımızda 100 yıl içerisinde 2. Dünya Savaşı yılları, 1977 petrol krizi sonrası yaşananlar, 1994 kararlarının oluşturduğu enflasyonist ortam ve içinde bulunduğumuz dönem dikkat çekiyor. 1923 yılında bu ülkede kişi başına düşen milli gelir 45 dolarmış. Evet sadece 45 dolar. Düşünün savaşın ardından ülkenin halini. Oysa 2022 yılında 10.660 dolar seviyesine çıkardığımız milli gelirimiz 2013 yılında 12.560 dolardı. Son 10 yıldır niye buralara çapa attığımızı hiç düşündük mü bilmiyorum ama ben 10 yıldır yap boz ekonomi politikalarıyla bir yere varamayacağımızı yazmaya çalışıyorum.
100 yılın göstergeleri çalışması büyük bir emekle nereden nereye geldiğimizi rakamlarla görmek isteyenler için çok güzel bir çalışma olarak arşivde yerini almış. TÜİK bu çalışmada aslında gelecek 100 yılımızda neleri yapmamız gerektiğinin ipuçlarını vermiş. 100. yılını idrak ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak nice 100 yıllara diyor TÜİK’e bir kez daha teşekkür ediyorum.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Oguz Oguz
    06-11-2023 17:58

    boş verin göstergeleri. 1920 deki 45 dolar ile şimdiki 45 dolar aynı mı ? Birinci dünya savaşı, ikinci dünya savaşı vesair, 1994, 2001,2004 krizlerindeki şartlar ile şimdikiler şartlar aynı mı ?2013 deki zorlama 12560 dolar gelir ile 2022 yılındaki dolar aynı mı ? Sadede gelelim. Türkiye'nin makro iktisadi donanımı yok. Eylül ayında tüketim malları ithalatı %37.4 artmış, Ekim ayında tüketim malları ithalatı %78.2 artmış. Ne olmuş ? Ara girdi ithalatı düşmüş. Neden düşmüş ? Çünkü üretim ve ihracat , 80% oranında dış girdiye, ithalata bağımlı. Neden düşmüş ? Avrupa başta dış pazarlarda daralma olmuş. Ama Maliye bakanı bunun farkında mı ? Hiç sanmam.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.