İŞE İADE DAVASI SONRASINDAKİ SGK SÜRECİ NASIL İŞLER?
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18, 19, 20 ve 21nci maddeleri iş güvencesinin amir hükümleridir. İş güvencesi olarak anılan hükümlerden yararlanma hakkı olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, ancak kanunen geçerli sayılan bir neden mevcut ise ihbar ve koşulları varsa kıdem tazminatları ödenmek suretiyle feshedilebilecektir. Ancak, fesih nedeninin geçerli olmadığı mahkeme ya da özel hakem kararı sonucunda tespit edilecek olursa fesih geçersiz sayılmakta ve böylece işçi tekrar çalışma hakkını elde etmektedir. İşveren, yargı ya da özel hakem kararına rağmen, işçiye iş vermek istemiyorsa yargılama sırasında çalışmadan geçen süre için en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ile yargı veya özel hakem kararıyla belirlenen miktarda tazminatı işçisine ödemek zorunda kalacaktır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18nci maddesine göre otuz ve daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren geçerli bir nedene dayanmak durumundadır.
Aynı Kanunun 19ncu maddesinin 2nci fıkrasında işçinin verimi ve davranışı nedeniyle yapılan fesihte işçinin savunmasının alınmasının zorunlu olduğu,
19ncu maddenin 1nci fıkrasında işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapmasının ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmesinin zorunlu olduğu,
20nci maddenin 1ncifıkrasında, işçinin fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabileceği, tarafların anlaşması halinde uyuşmazlığın aynı sürede özel hakeme götürüleceği, feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğünün işverene ait olduğu, işçinin feshin başka sebebe dayandığını iddia etmesi halinde bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davanın seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılacağı ve mahkeme tarafından verilen kararın temyizi halinde Yargıtay’ın bir ay içinde kesin olarak karar vereceği ve
21nci maddesinde, mahkeme ya da özel hakem tarafından feshin geçersizliğine karar verilmesi halinde, işverenin işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorunda olduğu, işçinin başvurusuna rağmen, bir ay içinde işe başlatılmaması halinde işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesi gerektiği, işçinin işe başlatılması halinde peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatının yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edileceği,
İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse bu sürelere ait ücret tutarının ayrıca ödeneceği, işçinin işe iadesine ilişkin kararın tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu, bu süre içinde başvuruda bulunmazsa işverence yapılmış olan feshin geçerli bir fesih sayılacağı ve işverenin sadece bunun hukuki sonuçları ile bağlı olacağı hüküm altına alınmıştır.
Hizmet akdinin feshinin geçersizliği halinde yapılacak ödemeler sigorta primine esas kazanca dahil edilir mi?
İş Kanununun uygulandığı otuz veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde en az altı aylık kıdemi bulunan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin geçerli sebep gösterilmeden veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iş mahkemesince veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verilmesi halinde; işçiyi başvurusu halinde bir ay içinde işe başlatmayan işverence işçiye ödenen ve mahkeme veya özel hakemce belirlenen en az dört, en çok sekiz aylık ücreti tutarındaki tazminatın, niteliği itibariyle ücret sayılabilecek bir kazanç durumunda olmaması ve işe başlatılmayan sigortalının sigortalılık niteliğinin de kalmaması nedeniyle anılan tazminat tutarı prime tabi tutulmayacaktır.
Feshin geçersizliğine dair mahkeme veya özel hakem kararının kesinleştirilmesine kadar işçiye çalıştırılmadığı süre için en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların da işverenin işçiyi işe başlatması veya başlatmamasına bakılmaksızın ödeneceğinden, bu düzenleme ile, feshin geçersizliğine dair karar alan işçiyi, işe başlatıp başlatmama konusunda işverene verdiği inisiyatife karşılık işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesini hüküm altına alarak korumuş, sözleşmenin fesih tarihini, en çok dört aya kadar ileri bir tarihe atmış bulunmaktadır.
Buna göre, işçinin işe iadesi için kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak üzere başvurmuş olması kaydıyla, işe başlatılsın veya başlatılmasın bu nitelikteki işçilere çalıştırılmayan süre için ödenen en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklar, akdin feshedildiği aydan başlanılarak ilgili ayların prime esas kazançlarına dahil edilerek işsizlik sigortası primi de dahil olmaküzere tüm sigorta kollarına ait primler kesilecek ve bu süreler hizmetten sayılacaktır.
Öte yandan, işçi işe başlatıldığında bildirim süresine ait (ihbar) ücreti ile kıdem tazminatı peşin olarak ödenmiş ise işçiye ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer alacaklarından mahsup edileceğinden, 5510 sayılı Kanunun değişik 80 inci maddesi uyarınca bildirim süresine ait (ihbar) ücret ile kıdem tazminatının prime tabi tutulmaması nedeniyle işçiye işe başlatılması halinde ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer hakları mahsup edilmemiş haliyle prime tabi tutulacak ve bu süreler prim ödeme gün sayısından sayılacaktır.
Bu doğrultuda, 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesi uyarınca işçiye ödenecek olan en çok dört aya kadar ücret ve diğer alacaklardan (haklardan) prim alınarak bu süreler prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilecektir...