Konya
Açık
31°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,8729 %0,77
47,8724 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

“ZAMAN YETMİYOR” ALGISI

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Saatler geçiyor, takvim yaprakları eksiliyor, mevsimler birbiri ardına devriliyor. Ama içimizde hep aynı cümle yankılanıyor: Zaman yetmiyor. Günün sonunda yalnızca eksik kalanlar diziliyor önümüze. Bitmemiş işler, ertelenmiş hayaller, konuşulamamış cümleler ve içimize gömdüğümüz bir sessizlik… Ama gerçekten zaman mı yetmiyor, yoksa biz mi fazlasıyla yorulduk?

 

Artık hiçbir şey sade değil. Sabahlar aceleyle doğuyor, geceler uykusuz. Yorgunluğumuz yalnızca bedensel değil; ruhumuz, düşüncelerimiz, hatta sevme biçimimiz bile yorgun. Sürekli yetişmek zorunda hissettiğimiz bir hayatın içindeyiz. Sanki birileri hep bizi izliyor, hep bir adım geride kalmamamız gerekiyormuş gibi. Dinlenmeye kalksak suçluluk duyuyoruz, boş kalmaya kalksak tembel hissediyoruz. Ve böyle böyle yaşam, zamanın değil takvimin tutsağı haline geliyor. Oysa zaman değişmedi. O hâlâ yirmi dört saat. Eksilen zaman değil, biziz. Umutlarımız azaldı, heyecanlarımız sönmeye başladı. Dünü yaşamaktan yorulduk, yarına yetişmekten kırıldık. Zamanın bize yetmemesi değil bu; biz kendi içimize yetemez hâle geldik. Önceliklerimiz birbirine karıştı. Asıl önemli olanlar hep ertelendi. “Sonra bakarım,” dediğimiz şeyler ömür boyu bir kenarda kaldı. Zaman ise, hiçbirimize küsmeden akmaya devam etti. Eskiden bir çay demlemeye zaman vardı mesela. Çayın dem almasını beklemek bile bir nevi huzurdu. Şimdi hızla hazırlanmış kahvelerin içine sığdırmaya çalışıyoruz kendimizi. Kimse hiçbir şeyin tadını tam anlamıyla alamıyor. Çünkü herkes bir yerlere geç kalmış gibi. Fakat düşünelim: Gerçekten geç kaldığımız şey nedir? Bir toplantı mı, bir görev mi, yoksa bir ömrün içinde kendimize dair kurmamız gereken o tek cümle mi? Belki de biz zamanı değil, yaşamı planlayamıyoruz. Her anı doldurmak için yaşıyoruz, fakat dolu olan yer hep takvim; içimiz hâlâ boş. İnsan bazen hiçbir şey yapmadan da var olabilir. Bir pencere kenarında oturup gökyüzünü izlemek, bir yabancının gülüşüne denk gelmek, bir şarkının orta yerinde gözlerini kapatmak… Bunlar vakit kaybı değil; aksine, zamanla barışmanın yollarıdır. Ve belki de biz, zamanı yitirmedik; onunla savaşmaktan kendimizi yitirdik. Yorgunuz, evet. Ama bu yorgunluk, zamana değil, kendimize duyduğumuz öfkeden. Her şey olmak isterken kendimiz olamamaktan. Hep yetişmeye çalışırken özümüzü geride bırakmaktan. Zaman yetmiyor değil. Asıl mesele, biz kendimizi zamanın içine sığdıramıyoruz. Kendimizi sevmeye, dinlenmeye, düşmeye, affetmeye alan bırakmıyoruz. Oysa zaman tam da bunun için vardı: Yaşamak için. Ama biz sadece hayatta kalmayı öğrenmiş gibiyiz.

 

Ve belki de artık kabul etmeliyiz: Bazı şeylere geç kalınabilir. Herkes yetişmez, her hayal bitmez, her gün verimli olmaz. Fakat kendimize doğru attığımız her adım, zamanın ötesinde bir yere çıkarır bizi. Çünkü zamanın da, hayatın da tek bir gerçeği var: İnsan, kendine yetişebildiği kadar yaşar.

Yorumlar
H
Halil 2 hafta önce
Zaman bazen hiç geçmesin isteriz. Bazen de çabucak olsun bitsin isteriz. Bazen akışına bırakırız. Zamanın yetmediği dönemler zaten kendimizi düşünemediğimiz stres dolu anlardır genelde. Eline sağlık yine güzel bir yazı olmuş.
BEĞENME
0
CEVAPLA
Y
Yakup 2 hafta önce
Tebrik ederim harika bir yazı olmuş
BEĞENME
0
CEVAPLA
A
Ali KIRAÇ 2 hafta önce
Hep yirmi beşinci saati arıyoruz. Halbuki sebep zamansızlık değil. Elinize sağlık.
BEĞENME
0
CEVAPLA
G
Gökhan Öztürk 2 hafta önce
Zaman hiçbir yere gitmedi; biz, kendimizi unuttuğumuz her anla ondan uzaklaştık. Kalemine sağlık.
BEĞENME
0
CEVAPLA