SU BİTERKEN BAKMAK
Ağustos’un ilk günleri.
Vakit öğleyle, ikindi arasıydı.
Hava sıcaklığı 35 derecenin üzerindeydi.
Bir birine komşu, 10’a yakın köy gördük.
Uçsuz bucaksız ova köylerinde hüznü yaşadık, en sarsıcı haliyle.
Köylerdeki tarlalara bakınca Mısır, Pancar ve Ayçiçek ekili tarlaların, arpa ve buğday ekili tarlalara göre 5-6 misli kadar fazla olduğunu gördük. Hasattan sonra Anız. Anıza dönen tarlalar: Şemsiye gibi yeşil bitkiliyle kaplı tarlaların arasında yok denecek kadar azdı.
Sulu tarımın yapıldığı bölgelerde yeşil bitki Mısır, Pancar ve Ayçiçek’le kalmıyor. Her yıl binlerce dönümlük alanda Patates, Domates, Havuç ve çeşitli Biber tarımı yapılıyor. Obruk ve Altınekin köyleri, çok muhtemel ki sulu tarıma elverişli daha başka köylerde de “su canavarı” bu bitkilerin on binlerce dönüm arazide bir şekilde tarımı yapılıyor. Araştırırken bizim köyde, köyden olmayan bir çiftçi şirketinin patates tarımı yapmak üzere 600 dönüm tarla kiraladığını öğrendik.
Su olsa memleket için iyide su, yok.
Su ha bitti, ha bitecek.
Su biterse ne olacak?
Suyun bitmemesi lazım.
Bitki-canlı-cansız-doğa, su ister.
Ağustos’un ilk günlerinde gördüğümüz köy ve yol boylarında 100’lerce tarla, 100’lerce tarlada da gene 100’lerce olduğunu düşündüğümüz sulama kuyuları günün o en sıcak vaktinde açıktı. Sulu tarımın yapıldığı 80-90 haneli bir köyde 30’dan fazla sulama kuyusu olduğuna göre, bizim gördüğümüz 10 köyün toplamında 300 kadar sulama kuyusu olmalı. Sonra bin 138 köyü olan ilimizin yaklaşık 500 köyünde tarımsal sulama amaçlı açılan100 bin civarında kuyu. Bunların her biri su kıtlığında, yer altındaki suyu çekip tüketen kuyu.
Çok tuhaf ama su biterken özel kuyu ve kaçak kuyu sayısı da artış gösteriyor.
Tarımsal sulamada 40-50 kadar yağmurlama aparatının su atım mesafesi, 10 metre kadar olur.
Bölgelere göre değişiklik gösterse de 10 metre mesafe yer altı suyunun iyi olduğunu gösterirken, altı iyi sayılmaz ve endişeye sebep olur.
Bizim gördüğümüz köylerde yağmurlama sistemlerine bağlı aparatlardaki su atım mesafesi iyimser tahminle 4-5 metre kadardı. Bu arada “Vahşi sulama” sistemi denilen, “salma su” sisteminin, bazı noktalarda az da olsa kullanıldığını öğrendik.
Günün en sıcak olduğu vakitlerde binlerce-on binlerce kuyudan açık sula sistemlerine su çekilmesi, dehşet verici bir olay. İlk önce sıcak havada su buharlaşıyor ve büyük ölçüde kayba uğruyor. Bu arada bitkide istediği suyu alamıyor. Kuraklık ve su kaynaklarının baskı altında olduğu bir dönemde alınması gereken önlemler alınmıyor. Tarımsal sulamada su disiplini de görülmüş değil. Türkiye’de kullanılabilen suların yüzde 75’i tarım alanında kullanılıyor.
Tarımda Arpa-Buğday gibi bitkiler, az su isteyen bitkiler. Mısır ve Pancar ise çok su isteyen bitkiler. Arpa-Buğday ekili bir tarlada ekimden-hasada kadar üç sulama yeterli oluyor. Mısır tarlasında 12-14, Pancar tarlasında ise 8-10 sefer arasında sulama yapılıyor. Bu bitkiler suyu doymayan bitkiler.
Su darlığında, su savurganlığı yaşanıyor.
Suyun kutsallığına da artık önem atfedilmiyor.