Konya
Açık
31°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,8729 %0,77
47,8724 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

SU BİTERKEN BAKMAK

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ağustos’un ilk günleri.

Vakit öğleyle, ikindi arasıydı.

Hava sıcaklığı 35 derecenin üzerindeydi.

Bir birine komşu, 10’a yakın köy gördük.

Uçsuz bucaksız ova köylerinde hüznü yaşadık, en sarsıcı haliyle.

Köylerdeki tarlalara bakınca Mısır, Pancar ve  Ayçiçek ekili tarlaların, arpa ve buğday ekili tarlalara göre 5-6 misli kadar fazla olduğunu gördük.  Hasattan sonra Anız.  Anıza dönen tarlalar: Şemsiye gibi yeşil bitkiliyle kaplı tarlaların arasında yok denecek kadar azdı.

Sulu tarımın yapıldığı bölgelerde yeşil bitki Mısır, Pancar ve Ayçiçek’le kalmıyor. Her yıl  binlerce dönümlük alanda Patates, Domates, Havuç ve çeşitli Biber tarımı yapılıyor. Obruk ve Altınekin köyleri, çok muhtemel ki sulu tarıma elverişli daha başka köylerde de “su canavarı” bu bitkilerin on binlerce dönüm arazide bir şekilde tarımı yapılıyor. Araştırırken bizim köyde, köyden olmayan bir çiftçi şirketinin patates tarımı yapmak üzere 600 dönüm tarla kiraladığını öğrendik.

Su olsa memleket için iyide su, yok.

Su ha bitti, ha bitecek.

Su biterse ne olacak?

Suyun bitmemesi lazım.

Bitki-canlı-cansız-doğa, su ister.

Ağustos’un ilk günlerinde gördüğümüz köy ve yol boylarında 100’lerce tarla, 100’lerce tarlada da gene 100’lerce olduğunu düşündüğümüz sulama kuyuları günün o en sıcak vaktinde açıktı. Sulu tarımın yapıldığı 80-90 haneli bir köyde 30’dan fazla sulama kuyusu olduğuna göre, bizim gördüğümüz 10 köyün toplamında 300 kadar sulama kuyusu olmalı. Sonra bin 138 köyü olan ilimizin yaklaşık 500 köyünde tarımsal sulama amaçlı  açılan100 bin civarında kuyu. Bunların her biri su kıtlığında, yer altındaki suyu çekip tüketen kuyu.

Çok tuhaf ama su biterken özel kuyu ve kaçak kuyu sayısı da artış gösteriyor.

Tarımsal sulamada 40-50 kadar yağmurlama aparatının su atım mesafesi, 10 metre kadar olur.

Bölgelere göre değişiklik gösterse de 10 metre mesafe yer altı suyunun iyi olduğunu gösterirken, altı iyi sayılmaz ve endişeye sebep olur.

Bizim gördüğümüz köylerde yağmurlama sistemlerine bağlı aparatlardaki su atım mesafesi iyimser tahminle 4-5 metre kadardı. Bu arada “Vahşi sulama” sistemi denilen, “salma su” sisteminin, bazı noktalarda az da olsa kullanıldığını öğrendik.

Günün en sıcak olduğu vakitlerde binlerce-on binlerce kuyudan açık sula sistemlerine su çekilmesi, dehşet verici bir olay. İlk önce sıcak havada su buharlaşıyor ve büyük ölçüde kayba uğruyor. Bu arada bitkide istediği suyu alamıyor. Kuraklık ve su kaynaklarının baskı altında olduğu bir dönemde alınması gereken önlemler alınmıyor. Tarımsal sulamada su disiplini  de görülmüş değil. Türkiye’de kullanılabilen suların yüzde 75’i tarım alanında kullanılıyor.

Tarımda Arpa-Buğday gibi bitkiler, az su isteyen bitkiler. Mısır ve Pancar ise çok su isteyen bitkiler. Arpa-Buğday ekili bir tarlada ekimden-hasada kadar üç sulama  yeterli oluyor. Mısır tarlasında 12-14, Pancar tarlasında ise 8-10 sefer arasında sulama yapılıyor. Bu bitkiler suyu doymayan bitkiler. 

Su darlığında, su savurganlığı yaşanıyor.

Suyun kutsallığına da artık önem atfedilmiyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *