Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2507.1
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64098.73$

Vefalı Olmak

02 Mayıs 2018, Çarşamba 07:37

Vefa, daha çok "ahde vefa" şeklinde ifade edilir. Vefalı olmak çok önemli bir erdemdir. "Kula vefası olmayanın Hakk'a da vefası olmaz" sözü Hz. Mevlana'ya atfedilir.

Vefa, "Sözünde durmak, verdiği sözlere bağlı kalmak, özü ve sözü doğru olmak” gibi anlamları içine alır ve İslâm ahlâkının en önemli prensiplerinden biridir. Ahlâkçılara göre ahde vefayı yüksek bir fazilet haline getiren husus, kişinin taahhüdünün aksini her an yapma imkânına sahip olduğunu bilmesine rağmen, kendisini verdiği söze bağlı hareket etmek zorunda hissetmesidir.

Kur’an’a göre ahde vefa, iman ederek Allah ile ahidleşmiş ve bu suretle kendisini hür iradesiyle sadakat mükellefiyeti altına sokmuş olan müminin ahlâkî bir borcudur. Bu sebeple Kur’an ahdin önemi üzerinde ısrarla durmuştur. İster Allah’a ister insanlara karşı verilmiş olsun, her vaad ve ahid, yükümlülük için ehliyet şartlarını taşıyan bir insanı borçlu ve sorumlu kılar. İslâm ahlâkında bu sorumluluğun yerine getirilmesine ahde vefa veya ahde riayet denir ki her iki tabir de Kur’an’dan alınmıştır (bk. el-Bakara 2/177; el-Mü’minûn 23/8).

Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şeriflerde olgun müminlerin vasıfları sayılırken, onların ahde vefa gösterme özelliklerine işaret edilir (bk. el-Mü’minûn 23/8; el-Meâric 70/32). Kur’an’da ahde vefa ile ilgili âyetlerde, kendileriyle yapılmış antlaşmaların hükümlerine riayet ettikleri müddetçe, müslüman olmayan taraflara dahi verilen söz istikametinde uygulamada bulunulması emredilmektedir (bk. et-Tevbe 9/1, 4, 7). Diğer ahlâkî faziletlerde olduğu gibi ahde vefa göstermede de ümmeti için örnek bir yaşayış sürdürmüş olan Hz. Peygamber’in Hudeybiye Antlaşması’ndan hemen sonra, yanındaki müslümanların itirazlarına rağmen, kendisine sığınan Ebû Cendel’i antlaşmanın gereği olarak müşriklere iade etmesi, onun verdiği söze bağlılığının en canlı örneklerinden birisidir.

Peygamber Efendimiz'e (sav) “el-Emîn” sıfatının düşmanları tarafından bile verilmesinin, kendisinin ahde vefa ve emanete riayet faziletine kemâliyle sahip bulunmasından ileri geldiği bütün kaynaklarda belirtilmiştir. Nitekim o, konu ile ilgili hadislerinde ahde uygun hareket edilmesini imandan saymış, ahde aykırı davranmayı ise nifak alâmetleri arasında göstermiştir. Zira sözünde durmamak, sözüne güvenilmez olmak, imanın özünde bulunan sadakat mefhumu ile çelişmektedir. Halbuki gerek Kur’an’da (bk. el-Bakara 2/177), gerekse hadislerde ahde vefa ile sadakat arasında kopmaz bir bağ bulunduğu belirtilmiştir.

İnsanların toplum hayatının gereği olarak birbirleriyle yaptıkları sözleşmelerin esaslarına uygun hareket etmelerinin, verdikleri sözleri mutlaka yerine getirmelerinin önemi üzerinde ısrarla duran İslâm ahlâkçıları, bu konuyu ekseriyetle “dilin âfetleri” başlığı altında incelemişlerdir. Ahlâkçılar, herhangi bir vaadde bulunurken, ileride ahde vefa göstermeyen bir kişi durumuna düşmemek için, yerine getirilemeyecek hususlarda düşünmeden hemen “evet” demek yerine, söz veren tarafın ahdini yerine getirmesini engelleyen meşru bir sebebin baş gösterebileceğini dikkate alarak, sözün ardından, “inşallah” denilmesini tavsiye etmişlerdir. (Metin Yurdagül, "Ahid", DİA, c. 1, s. 535) Nitekim Allah Teala buyurur ki:"Allah'ın dilemesine bağlamadıkça (inşâallah demedikçe) hiçbir şey için «Bunu yarın yapacağım» deme. Bunu unuttuğun takdirde Allah'ı an ve: «Umarım Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola iletir» de."(Kehf, 18/23-24)
Arapça'dan Türkçe'ye geçmiş olan vefa kelimesi, Türk Dil Kurumu sözlüğünde ise "sevgiyi sürdürme, sevgi, dost bağlılığı" anlamında kullanılmaktadır. Gerçekten şair ve edebiyatçılar, vefasızlık üzerine yazdıkları yüzlerce şiir ve edebi metinlerde "bir dostun diğer dostuna ilgisini kesmesi" şeklinde yorumlamışlardır. Bu anlamda " Vefa, İstanbul'da bir semtin adıdır" sözü vefasız dostları anlatmak için ifade edilir. Şair diyor ki,

Vefa dediğin İstanbul'da bir semtmiş
O da eski dostlarla kaldırımlarda erimiş

İyilik yaptığınız insanlardan kötülük ve vefasızlık görmek, insana en ağır gelen yüklerden biridir. Allah bizi ahde vefalı, dostuna sevgisine ve sadakatine bağlı kullarından eylesin. Vefasızların ve şerli kimselerin şerlerinden korusun.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.