Toplumların Vicdanı, Gazze’ yi Kurtaracak
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırılar, Filistin halkına uygulanan yok etme politikası, insanlık onurunu ve uluslararası hukuku zorlayan ahlaki bir kriz haline geldi. Topraklarını, yaşamlarını ve umutlarını kaybeden Filistinli masum insanlar, sistematik şekilde soykırıma varan orantısız bir zulme maruz kalıyor.
Gazze’de 19 yıldan fazla devam eden ablukanın insani felakete dönüşmesi, insanlık adına kabul edilemez bir durum. Bu acımasız saldırılar ve açık hukuk ihlalleri uluslararası toplumun vicdanını sarsıyor. Gazze’deki insanlık dramı ve yaşanan acıların derinliği karşısında sessiz kalmak kabul edilemez bir tutumdur. İnsanlığın vicdanı, sivil halka yönelik acımasız saldırıların, yıkımın ve can kayıplarının arttığı bu süreçte sesini yükseltmek zorunda.

Binaların çoğu yıkılmış vaziyette, birçok hastane faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı, gıda kıtlığı had safhada. Gazze Şeridi'ndeki durum, ciddi bir felaket boyutuna ulaştı. İki milyondan fazla insanın yaklaşık yüzde 90'ı bölge içinde yerinden edilmiş durumda, bazıları ise defalarca yer değiştirdi. Nüfus, Gazze Şeridi'nin yüzde 12'sine sıkışmış durumda.
BM Dünya Gıda Programı (WFP)’ na göre Gazze'deki neredeyse her üç kişiden birinin günlerce hiçbir şey yiyemiyor. Çoğu için gıda yardımı, herhangi bir yiyecek elde etmenin tek yolu. Birçok yardım kuruluşunun da referans aldığı Mayıs 2025 tarihli en son Entegre Gıda Güvencesi Aşama Sınıflandırması (IPC) raporuna göre, Gazze Şeridi'ndeki tüm nüfus akut gıda güvensizliği yaşıyor (IPC Seviye 3). Bu seviye, gıda seçeneklerinin sınırlı olduğu ve insanların ihtiyaç duydukları kaloriyi almak için aşırı çaba sarf etmeleri gerektiği anlamına geliyor.

Gazze'deki tıbbi bakım da giderek zorlaşıyor. Sınır Tanımayan Doktorlar örgütünün temmuz ortasındaki değerlendirmesine göre, şu anda hiçbir hastane tam olarak işlevsel değil. Hâlâ faaliyette olan tesisler, kapasitelerinin çok üzerinde bir yükle karşı karşıya. Yardım örgütüne göre, bölgede tedavi koşulları felaket boyutunda. Çoğu hastanede elektrik ve temiz su yok.
İsrail ve ABD, Gazze’de "insani yardımı" ölüm tuzağına çevirdi
İsrail ve ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın (GHF) mayıs ayının sonunda kurduğu yardım dağıtım sistemi, yerinden edilmiş yüzbinlerce Gazzeli için bir can simidi olmaktan çok, sistematik bir ölüm döngüsünün parçasına dönüştü.
GHF’nin Gazze içerisinde dört yardım merkezi bulunuyor ve bu merkezlerin tamamı, İsrail ordusunun “çatışma bölgesi” ilan ettiği ve sivillerin tahliyesini emrettiği güney Gazze’de, aktif askeri denetim altındaki alanlara kurulmuş durumda. Bu da, yardım için başvuranların her gün ortalama 6.6 kilometre yol yürümek zorunda olduğu anlamına geliyor. Üstelik bu yürüyüşler “güvenli koridor” adı altında ilan edilen zaman dilimlerinden önce yapılamıyor; sonra yapıldığında ise merkezler çoktan kapanmış oluyor.

GHF’nin yürüttüğü sistem, sadece insani yardımı değil, bizzat “insanı” hedef alıyor. Yardım merkezleri birer lojistik nokta değil, askeri denetim altında kurulan kontrol ve infaz alanları gibi işliyor.
Bu nedenle Birleşmiş Milletler ve UNICEF başta olmak üzere pek çok uluslararası kurum bu dağıtım modelini “insani değil, aşağılayıcı ve stratejik bir denetim aracı” olarak nitelendiriyor.
Gazze’de insani yardım dağıtım noktaları, yardım bekleyen siviller açısından ölümcül risk alanlarına dönüştü. Verilere göre, bu sistematik saldırılar sonucunda yalnızca yardım dağıtım alanlarında yaşamını yitirenlerin sayısı 1132’ye, yaralananların sayısı ise 7 bin 521’e ulaştı.
Toplumların Vicdanı, Gazze’ yi Kurtaracak
Gazze’de olan biteni vicdanının süzgecinden geçiren herhangi bir insanın kayıtsız kalabilmesi asla mümkün değildir. Nitekim dünya genelinde farklı dinlerden milyonlarca insan, vicdani saiklerle Filistin’e destek veriyor, protestolar düzenliyor, yardım etmeye çalışıyor. Tabandan gelen bu duyarlılık, devlet politikalarına yavaş yavaş yansımaya başlıyor.
İsrail işgali altında bulunan Filistin devletini, bağımsızlığını ilan ettiği 15 Kasım 1988'den bu yana, Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülkeden 147'si tanıdı. Fransa, İngiltere, Kanada ve Malta'nın da Filistin devletini tanıması bekleniyor

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına karşı sadece dünyada değil aynı zamanda da İsrail’de de gösteriler yapılıyor. İsrail hükümetinin Gazze planlarına karşı çıkan ve rehinelerin geri alınması çağrısı yapan İsrailliler, başta Tel Aviv ve Kudüs olmak üzere büyük kentlerde sokaklarda gösteri yapıyor.
Sonuç olarak Gazze, günümüz dünyasında insanlığın sınandığı bir mihenk taşı haline geldi. Filistin meselesi, sadece Filistinlilerin değil, vicdan sahibi her insanın da meselesidir.
Gazze, bütün dünyanın imtihanıdır.