MERZ HÜKÜMETİNİN 100. GÜNÜ…
Almanya’da Friedrich Merz iktidarının ilk 100 gün ü geçti…
Hani şu seçim öncesi “Ekonomiyi şahlandıracağız, herkes refahı hissedecek” diyen adam.
Evet, hissediyoruz… ama cüzdanımızın hafifliğini!
Gayrı safi milli hasıla küçülüyor, iş iklimi endeksi beş aydır artıyor ama hâlâ dipte sürünüyor.
Kamu yatırımları var, vergi teşvikleri var, ama uzun vadeli reform?
Yok.
Sosyal politikada anneler emekliliği gibi şirin adımlar… faturası dev gibi.
Elektrik vergisi herkes için kalkacaktı ya?
Sadece çiftçiye, sanayiciye…
Vatandaşa gelince, “kusura bakma” modunda.
*
İşsizlik?
O, hükümetin sessiz pandemisi.
Daha ilk aylarda 34 bin kişi eklenerek toplamda 2 milyon 960 bin oldu.
Yüzde 6,3’lük oranla neredeyse rekor tazeliyoruz. Uzmanlar diyor ki, yıl bitmeden üç milyon oluruz, hazır olun.
Yani Berlin duvarı yıkıldığında işsizlik oranı nasılsa, şimdi ona selam çakıyoruz.
İstihdam yaratmak yerine istatistik üretiyoruz. “Ama enflasyon düştü” diyecekler yine…
Evet, düştü. Mayıs’ta yüzde 2,1, Haziran’da yüzde 2,0. Son 4 yılın en düşüklerinden biri… ama işin ironisi, çalışacak iş bulamayan adam için fiyat artışının yavaşlaması da, trafikte yeşil ışığı görüp benzini biten şoförün sevinci gibi.
*
Göç politikasında sınır kontrolleri, aile birleşimini askıya alma…
Polis bile “masraflı ama boş” dedi.
Dış politikada Merz, Gazze’deki sivillere yönelik saldırılara sert çıktı, İsrail’e silah sevkiyatını durdurdu. Ortadoğu’da alkış, Tel Aviv’de öfke, Washington’da kaş kalkması…
Avrupa’da genç seçmen “bravo” dedi, koalisyon ortağı ise diş gıcırdattı.
Ukrayna-Rusya savaşında ise Ukrayna’ya destek devam, Rusya’ya yaptırımlar yerinde.
Ama Gazze ambargosu sonrası Batı ittifakı içinde “çifte standart” lafları havada uçuşuyor.
*
Ve final: Anketlerde AfD yüzde 26, CDU/CSU yüzde 24. Merz’in kişisel memnuniyet oranı? Yüzde 29.
Yani, 100 günün sonunda manzara şu: Ekonomi durgun, işsizlik artıyor, enflasyon düşüyor ama mutfakta tencere hâlâ kaynamıyor.
Dışarıda kahraman pozu, içeride memnuniyetsizlik tavan.
AfD yükseliyor, halkın cebine hâlâ bir şey girmiyor.
Merz, “büyük değişim” diye geldi, tek değişen… bizim sabır taşı.
*
Özetle;
Hani start verildiğinde öne fırlayan atlet vardır, ama daha ilk virajda düşer ya… işte Merz, 100 metrelik koşuya çıkıp 20’nci metrede nefes nefese yere oturan sprinter gibi.
Arşivleri karıştırdım,
Almanya’da son 50 yılda ilk 100 günde bu kadar hızlı inen bir memnuniyet grafiği yok.
Ve pistin kenarındaki seyirci şöyle diyor: “Bari koşmasaydın da, umutlarımızı bu kadar yormasaydın.”
*
2025’in ilk 6 ayında Almanya dış ticarette hâlâ artıda ama ivme kaybediyor.
Ocak–Nisan’da 70,1 milyar € ticaret fazlası vardı, Sadece Haziran’da bu rakam 14,9 milyar €’ya geriledi.
Her şeye rağmen Almanya hâlâ net ihracatçı bir ülke yani toplamda sattığı mal ve hizmet, aldığıdan fazla.
Ticaret fazlası herşeye rağmen devam ediyor, ancak Çin ve ABD gibi büyük partnerlerdeki kayıplar bu üstünlüğün gelecekte daralabileceğini gösteriyor.
Bunun içinde mutlaka her zaman orta ve uzun vadeli planlamaları iyi yapan Almanya Friedrich Merz liderliğinde bu günleride aşacaktır.
Şu anki tablo, “kazanan ama hızını kaybeden bir ihracatçı” Almanya.
*
Tüm bu olumsuzluklara rağmen;
World Happiness Report 2025’e göre Almanya, dünya genelinde mutluluk sıralamasında 22. sırada yer alıyor.
Bu, bir önceki yıla kıyasla iki basamaklık bir yükseliş demek.
OECD’nin Better Life Index’inde Alman vatandaşları yine yaşam memnuniyetini ortalama 10 üzerinden 7,3 olarak değerlendiriyor.
Bu değer, OECD ortalaması olan 6,7’nin oldukça üzerinde.
Yani herşeye rağmen Almanya yaşanılabilir bir ülke ki milyonlarca yabancı gibi GURBETCİLERİMİZDE orada yaşıyor !
Onun için Almanlar yılda yaz-kış olmak üzere yılda iki kez TATİL edebiliyorlar!