SAVATRA ANTİK KENT
Savatra, Karatay İlçesi Yağlıbayat Mahallesi Bozdağ eteklerinde bulunan ve geçmişi M.Ö. 4. Yüz yıla dayanan bir yerleşim yeri ve antik kent.
Tarihte Romalılar, Bizans, Selçuklular ve Osmanlıların hakimiyetinde kalan Savatra’da birkaç yıl önce kazı çalışmaları başlatıldı.
Kültür Bakanlığının izniyle Konya Müze Müdürlüğü’nün idaresinde yürütülen kazı çalışmalarına Büyükşehir Belediyesi, ev sahibi sıfatıyla da Karatay Belediyesi büyük destek sağlıyor.
Güney doğusunda bir kalenin olduğu Savatra’da bugüne kadar yapılan çalışmalar sonucu Roma döneminden kalma antik tiyatro gün yüzüne çıkartıldı. Gene yapılan kazılarda 2. Veya 3. Yüzyıldan kaldığı düşünülen ve bin 800 yıllık olduğu öngörülen sunak ( masa biçiminde taş)bulundu.
Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca kazı çalışmaları başlarken, kazıdaki nihai hedefin antik kentin kalıntılarından ne varsa tamamıyla ortaya çıkartmak olduğunu söylemişti. Daha önce merkezde tarihi ve kültürel alanları, ilçe sınırları içerisinde de Obruk Kızören’deki Obruk Hanı ve Kızören Obruğu’nu belediye olarak ülke turizmine kazandıran Kılca, Yağlıbayat Mahallesi’nde bulunan Savatra Antik Kenti’ni de aynı şekilde ülke turizmine kazandırmak istiyor.
Karatay Obruk Yağlıbayat’ta geçmişi prehistorik döneme kadar uzanan 2 bin 400 yıllık bir tarih gün yüzüne çıkartılıyor.
OBRUK HANI VE SAVATRA
Hafta sonu Obruk Hanı ve Savatra Antik Kent’teydik.
Obruk Hanı’ndaki araç ve insan yoğunluğu bizim olduğumuz saatlerde fena sayılmazdı. Park alanında 20 tane kadar araç gördük. Araçların görebildiğimiz kadarıyla 4 ya da 5’i 42 plakalı diğerleri de 06,07, 34 plakalı binek araçlardı.
Han’da yeme-içme gibi restoran hizmetleri gayet iyiydi. Çalışanlar nitelikle hizmette gayretliydi. Han otelin göl tarafındaki kapısı da konaklayan-geceleyen olmalı ki, bir açılıp-bir kapanıyordu. Etraf ilk gün kadar temiz ve bakımlıydı.
Hanın terasına çıkıp uçsuz-bucaksız ovayı seyrettik. Hanla özdeşleşen göle baktığımızda da, gölün kurumak üzere olduğunu gördük. Gölün suları dibe yakın çekilmiş olmalıydı. Kuruyan göle esefle bakarken uzun yıllar önce göle yapağı yıkamak için gelen aileleri hatırladık. Göle ilkokul önce yaşlarda ailemizin yanında aynı sebepten bizimde gitmişliğimiz vardır.
Sularında geçmişte yapağıların bazen de çamaşırların yıkandığı, 25-30 yıl öncesine kadarda tarımsal sulamanın yapılabildiği Obruk Gölü kuruyor.
Han’dan sonra Yağlıbayat’ta bulunan Savatra’ya geçtik.
Yağlıbayat benim kırım tatarı olan eniştemin köyü.
1880’de yerleşime açılan köyden eniştemin ailesi, 1960’ın başında şehre göç etmiş. Dolayısıyla bir Obruk köyü olduğu halde ben Yağlıbayat’ı geçmişte hiç görmedim. Görmediğim köyü, Savatra sebebiyle görmüş oldum. Toprak yapısı pek sağlıklı olmasa da bir çok Obruk köyüne göre, ağacı-yeşili olan bir köy Yağlıbayat.
Köye girdiğimizde Savatra Antik Kent’i, yönlendirmesi olmadığı için sora sora bulduk. Bizim gibi iki araç daha vardı, Savatra’yı arayarak bulan. Onlardan birisi Obruk Hanı’nda karşılaştığımız aileydi.
Güvenliğin olmadığı Antik Kent’te, gün yüzüne çıkartılan tiyatro bölümü gezdik. Bin 800 yıllık Sumak’ın önünde resimler çektik. Tabi etkilendik. Gidip görmek lazım.
Savatra, binlerce yıl öteden gelen önemli kültürel miras.