Konya
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9157 %0,77
47,9224 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

MİLLETİN VEKİLİ Mİ, PARTİNİN MEMURU MU?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bugün 600 milletvekili var. Her biri, seçim bölgelerinden “milletin vekili” sıfatıyla gelip o kırmızı koltuklara oturuyor. Peki bu vekiller ne kadar milletin ne kadar partinin? İşte asıl soru bu.

Her ay ellerine geçen maaş şimdilik–yaklaşık 229 bin 676 lira. Bazıları Emekli milletvekili maaşıyla birlikte bu rakam 379 bin liraya kadar çıkabiliyor. Lojman yok ama uçak bileti bedava, otel masrafı problem değil, protokol desen zaten cebinde.Yani anlayacağınız,vekilliği kaptın mı hayat standartları da, sosyal çevre de aniden değişiveriyor.

Peki ne yapıyor bu 600 kişi?

Anayasaya göre görevleri belli:

-Yasama (kanun çıkarmak)

-Denetim (yürütmeyi yani hükümeti denetlemek)

-Temsil (milleti Meclis’te temsil etmek)

Kulağa hoş geliyor ama pratikte tablo öyle değil.

Çoğu milletvekili seçimden sonra sadece oy verirken el kaldırmak, sosyal medyada paylaşım yapmak, bir de seçim döneminde esnaf gezmekle yetiniyor. Halkla temas? Birçoğunda yok denecek kadar az olduğu iddia ediliyor!Meclis kürsüsünden konuşmak? Çoğunun sesini dört yılda bir kez bile duymuyorsunuz.

KOLTUK VAR, SORUMLULUK YOK…

İyi bir milletvekili nasıl olur?Milletin derdini bilir. Sahaya iner, dinler, not alır. Sonra bunu Meclis kürsüsüne taşır. Yasama teklifleri hazırlar. Komisyonlara katılır. Hükümeti denetler. Kısacası o maaşı, o unvanı hak etmek için çalışır.

Ama şimdi öyle mi?

Parti lideri ne derse o. El kaldır, kaldır. İndir, indir. Meclis kürsüsüne çıkacaksa önce izin alınacak. Eleştiri mi? Asla! Parti disiplinine aykırı olurmuş… Oysa unuttukları bir şey var:Vekil halkın vekilidir, genel başkanın değil.

BİAT DEĞİL, TEMSİL…

Milletvekili, seçmenden oy alırken partinin programıyla gider. Elbette bağlılığı olur ama bu biat anlamına gelmez. Halkın çıkarlarıyla partinin çıkarı çatışırsa vekil tercihini halktan yana kullanmak zorundadır.

Ama bugün vekil dediğimiz zatlardan bazıları, genel merkezin gözüne girmek için sıraya giriyor. “Acaba bir dönem daha aday gösterilir miyim?” derdindeler. Bu yüzden yanlış politikaları bile alkışlıyor, eleştiriye cesaret edemiyorlar.Vicdan, anayasa, halk? İkinci planda.

PARTİ DEĞİŞTİRME…

Siyasi AHLAK yasamız yok ama SİYASİ AHLAKA ihtiyaç var. Bugün bir partiden seçilip, ertesi gün başka partiye geçenler var. “İlkelerim değişti” diyorlar ama çoğu zaman bu dönüşümün ardında makam pazarlıkları çıkıyor.Seçmen kime oy verdiğini şaşırıyor. Hani temsil? Hani emanet?

Eğer bir partinin çizgisi, seçimden sonra radikal biçimde değişirse; örneğin demokrasi yerine tek adamcılığa kayarsa, o zaman vekilin durumuda  tartışılmazmı? Ama bunun bile açık, şeffaf ve halka hesap verir şekilde olması gerekir.

MECLİS, SUSKUNLAR MECLİSİ…

Bakın TBMM tutanaklarına… Her gün saatlerce süren Genel Kurul toplantıları var. Ama konuşanlar hep aynı yüzler. 600 kişiden yarısı Meclis’e bile doğru düzgün uğramıyor diye konuşuluyor! Bir kısmı yalnızca yoklamada imza atıp gidiyorlar diye!

Kimi vekiller dört yıl boyunca bir tek kanun teklifi bile sunmamış. Denetim görevi deseniz, yazılı soru önergeleri ya da araştırma komisyonlarına katılım yok denecek kadar az. Yani hem milletin derdinden uzaklar, hem görevlerinin bilincinde değiller.Oysa milletvekili sadece seçim zamanında ortalığa çıkan kişi değildir. Her zaman ulaşılabilir, sahada, halkla iç içe biri olmalıdır.

SON SÖZ: EMANETİN SORUMLULUĞU…

Milletin vekili olmak bir ayrıcalık değil, bir sorumluluktur. Oy aldığı halkın iradesini, taleplerini ve umutlarını taşıyan kişidir o. Bu görev ne şakaya gelir ne de şahsi çıkar oyunlarına.

Vekil dediğin adam, eğilmeden, bükülmeden halkı için çalışır. Kendi vicdanına, anayasaya ve halka karşı sorumludur.Partisinin değil, milletin emanetçisidir.

Kısaca söyleyelim:

– Vekil milletindir, genel başkanın değil.

– Görevi hizmettir, şov yapmak değil.

– Sadakat ilkelerle olur, biatla değil.

– Siyaset kariyer değil, emanettir.

O kırmızı koltuğa oturan her vekil, unutmasın:

O koltuk milletindir.Sen sadece emanetçisin!!!

Ancak Mecliste gerçekten işini hakkıyla yapan, halkın derdini dert edinen, sahada çalışan, Meclis’te söz alan, yasa teklifleri sunan ve halk adına denetim görevini ciddiyetle ve KORKUSUZ şekilde yerine getiren milletvekillerini de tebrik ediyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *