Konya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.64
  • EURO
    35.29
  • ALTIN
    2503.3
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    61829.6$

SONSUZ ŞÜKRAN

28 Ocak 2022, Cuma 00:02

Göller kurumaya başlamıştı.

Kuruma..

Yani göl sularının çekilmesi.

Su seviyelerinin düşmesi.

Susuzluktan bazı göllerin bataklık ve sazlık haline gelmesi.

Mesela , Türkiye’nin 3. Büyük Gölü Beyşehir Gölü’ndeki manzara tam olarak böyleydi.

En derin noktası 24 metre olan Beyşehir Gölü  ihtiyacı kadar su ile beslenemeyince, 7 metreye kadar düşmüştü geçtiğimiz yaz aylarında. Gölün karaya yakın kısımlarında sular 250-300 metre  civarında çekilince göl küçülmüş, kara parçası da genişlemişti.  Ayrıca sazlık ve bataklıklar oluşmuştu.

Beyşehir Gölü bu coğrafya için çok önemli bir su kaynağı.

Gölden Konya’nın neredeyse tamamı  faydalanırken, Isparta’nın da göle yakın bölgeleri  faydalanıyor. Tarım, hayvancılık ve balıkçılık için Beyşehir Gölü 100 yıldır çok önemli bir kaynak bu topraklar için. Son yıllarda buna turizminde eklemlendiği düşünüldüğünde ise gölün öneminin daha da arttığı görülecektir.

Böylesine önemli olan Beyşehir Gölü’nde sular çekilince tarım, hayvancılık ve balıkçılık da doğal olarak geriledi. Tarımsal alanlar sulanamadı.  Beyşehir’den, Konya-Ereğli yolunun sağ tarafına kadar uzanan bölgedeki köylerde kanallar susuz kaldı. Buna bağlı olarak yüz binlerce insan geçim darlığına düştü.

Göllerimiz..

Tuz Gölü’nde de sular çekilmeye başlamıştı.

Eğirdir Gölü’nde de sular çekiliyordu.

Akşehir Gölü tamamen kurumuştu.

Ereğli-Karapınar Yolu üzerinde bulunan Acı Göl, acıların en büyüğünü yaşayan göllerimizden birisiydi. 10-15 yıl öncesine kadar 100-150 metre kadar su seviyesi düşen Acı Göl , görenleri hayrete düşürüyordu.

Aynı şekilde Karapınar’da bulunan dünya harikası Meke Gölü’nde su, sıfırdı. Bir avuç olsun  su yoktu. Dünyanın her köşesinden gelen insanlar Meke Gölü’nün dramını görünce  şaşkınlıklarını gizleyemiyordu.

Yüz yılın rüyası KOP’da  yağmur ve kar yağmayınca, toslamak zorunda kalmıştı duvara.

Barajlarda su toplanamıyor  bunun sonucunda da, planlanan su miktarına bir türlü ulaşamıyordu, KOP.

Bizi yakından ilgilendiren ve şehrin içme/ kullanma suyunu büyük oranda karşılayan Altınapa Barajı’nda su seviyesi bir hayli düşmüştü. Her an kırmızı alarm verilebilir durumdaydı. Bu ne anlama geliyor.. Suyu az iç, az kullan anlamına geliyor. Anlayacağınız planlı kısıntılar.

Türkiye’nin her tarafında aynı kader söz konusuydu.

Trakya, Marmara, Ege, Karadeniz, Orta Anadolu, Akdeniz, Güney Doğu Anadolu, Doğu Anadolu’da bulunan göller ve barajlar ya kuruyor ya da kurumaya yön tutuyordu.

Şehirlerin içme ve kullanma suyunu karşılayan barajların bazılarında, 50-60 gün yetecek kadar suyun kaldığı da ilgililerce ifade ediliyordu.

Su darlığı ve susuzluk tarımdan sanayiye kadar üretimin her alanında korkutucu sinyaller vermeye başlamıştı son yıllarda.

Vahim ya da felaket her neyse böyle bir şey olmalıydı.

Kuraklık, kapıdaydı.

Kıtlık görülebilen uzaklıktaydı.

Gıda darlığı tehdit oluşturmaya başlamıştı.

KABUSUN SONU

.. Ve yurdun her köşesine metrelerce kar yağdı. 40-50 yıldır kar yağmayan güney illerine bile günlerdir kar yağıyor.

Susuz göl, susuz baraj ve susuz toprak kalmayacak.

Ne denebilir ki?

Sonsuz şükran.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.