MENU
  • Dünya
  • Kültür - Sanat
  • Yaşam
  • Medya
  • Bilim
  • Tanıtım
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YEREL HABERLER
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • TAZİYELER
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
  • Seri İlanlar
Konya Postası Gazetesi
DOLAR8.079
EURO9.6631
GR ALTIN452.58
ÇEYREK742.75
Konya
Konya Postası Gazetesi
Konya Postası Gazetesi
  • Güncel
  • Türkiye
  • Konya
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Teknoloji
  • Sağlık
  • Spor
  • Magazin
  • Asayiş
Kapat

AVGAZIN SIRRI

Ana SayfaYazarlarMehmet BAYKAN
03 Mart, 2021, Çarşamba 09:00 851
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
AVGAZIN SIRRI

Koşup oğlunun feryadına yetiştiği anda avgazdan kafasını çıkartmış, öylece bakan kocaman bir yılanla göz göze gelmişti...

Havalar ısınmaya yüz tutmuş, öğle saatleri güneş insanın sırtını iyice ısıtır olmuştu. Yine asma altında ve yine geçmiş günler, yaşanmışlıklar ile baş başaydı. Bir ömür aynı yastığa baş koyduğu hayat arkadaşı düştü birden aklına. Hayat arkadaşı da ne hayat arkadaşıydı ha. Vefat etmeden önce son zamanları hasta yatağında geçmiş olsa da ömür boyu hep en büyük destekçisi olmuştu.

“Dağdan gelip şu Gonya’da yer yurt sahibi olmuşsak senin gayretin çok” derdi. Veled  gızı da hiç mütevazılık kabul etmez “Ne zannettin tabi öyle oldu. Balkona çıktım seslendim. Beni al gacır, başkasına verecekler” diye; “Dur yatsı namazına gidiyorum kılıp geleyim öyle” dedin diye takılırdı hep. Fazla uzatmadan “Eyi ya işte namazda dua ettim. Gelenleri geri çevirip seni bana verdiler. Çok şükür bu günleri gördük” deyip hemen mevzuyu kapatma yoluna giderdi. Şu Çaybaşı’na gelip yerleşmeleri de hanımının cevvalliği sayesinde olmuştu.

1941’de Taşkent’ten Konya’ya göç ettiklerinde Topraklık taraflarında ilk oturdukları evin sahibi, bir gecede kapı dışarı yapmış “Dur efendi, bizim adam gurbetten gelsin. Şimdi ben birisi kucağımda 3 çocukla nereye giderim” deyip yalvarmışsa da ev sahibi dinlememiş, tahta kapıyı suratlarına çarpmıştı. Düşünmüş taşınmış gün ışır ışımaz çocukları ve eşyayı bir Antalya arabasının üstüne atıp Çaybaşı’nda hemşerileri Ahmat Ağa’nın Nurullahoğlu Konağı’na vardığında sonuç beklediği gibi olmuş, daralanın kapısına başvurduğu varlı vakıtlı ağa, hemşeriliğini yapmıştı hemen.

“Al şu anahtarı Veled gızı, ta köşede Sarayönlülerin boş evine göçünü at. Size büyük olur amma şimdilik oturun. Yeğen gurbetten gelince bakarız bir çaresine” deyince dünyalar onların olmuştu. İlerleyen yıllarda yer yurt, torun torba sahibi olunacak ve bir ömür konaklanılacak Çaybaşı günleri böylece başlamıştı....

Havuzda biriken kuyu suyunu sebzelere ulaştıran su yolunun kenarlarında biten naneleri toplamaya koyulmuştu yine. Öyle adım başı çay demlenen zamanlara gelinmemişti daha. Horantaya kahvaltıda nane kaynatılır, yüz gramlık paketlerde alınan çay akşam oturmalarına gelen misafire, o da gelenin durumuna göre, ikram edilirdi. “Epey oldu topladığım. Birkaç tutam daha koparayım yetsin gayri” diye düşünürken havuzun başında duran ortanca oğlunun feryadı ile irkildi;

“Anaaaa yetiiiş” Ok gibi fırladı olduğu yerden. Koştu vardı yanına; amma çocuğun beti benzi atmış, dili tutulmuş, titreyerek eliyle avgazın çıkışını gösteriyordu. O da ne! Kocaman bir yılan ile göz göze gelmişlerdi. Hışımla etrafa bakındı ve gözüne ilk çarpan şeyi, fidanları keserlediği baltayı, kaptığı gibi...

Kışın üzeri naylon kaplı ocaklarda yetiştirdikleri fideleri gözü gibi korur, böcü börtü köklerini kesmeden bahara yetiştirdi mi dünyalar onun olurdu. Soğuğa dayanıklı olan ıspanak, pırasa, soğan hasat edilip hale gönderildikten sonra Hıdırellez ile birlikte domates, biber, salatalık, fasulye, kabak, patlıcan dikimi yapılırdı bir uçtan bir uca ev ahalisinin belleyip hazır ettikleri toprağa. Caddeden geçen çayda, su olduğu zamanlarda yolun altından bahçeye çekilmiş adına avgaz denilen su yolundan çevrilen su ile avarlar sulanır, çay suyu kesildi mi motor ile çekilen kuyu suyuna gelirdi sıra.

Veled gızının göz göze geldiği yılan da kullanılmadığı zamanlarda nem ve rutubetten dolayı serin olan ve özellikle yaz aylarında yılan, kurbağa, kirpi gibi hayvanların barınağı haline gelen buradan kendini göstermişti ve büyük bir tehlike az ötede duruyordu. Çocuk, balta yılanın kafasına ha indi ha inecek diye korku içerisinde beklerken ardına saklandığı anasının baltayı yere doğru indirdiğini ve yılana doğru konuşmaya başladığını gördü:

- “Benim çocuklarım var, herhal senin de vardır. Baltayı kafana indirmeden koy git geldiğin yere.”

Çocuk, gerek korkudan gerek şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı neredeyse. Hele bir de söylenenleri anlamışçasına yılanın geri dönüp geldiği yöne doğru süründüğünü görünce artık daha fazla dayanamayıp kendinden geçti ve anasının kucağına yıkılıverdi...

Yorum Yazın

Mehmet BAYKAN

    iletişime geç

    Mehmet BAYKAN

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    YUSUF ERDOĞAN
    YUSUF ERDOĞAN ASHÂBÜ’l-UHDÛD
    A.Geylani ÜRKMEZ
    A.Geylani ÜRKMEZ Yüzbaşı Mehmet Muzaffer…
    Ali Rıza TABAN
    Ali Rıza TABAN SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 46 YAŞINDA
    Rümeysa Özkan
    Rümeysa Özkan RAMAZAN AYINDA NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
    Nihat BAŞBUĞU
    Nihat BAŞBUĞU KASAPKEN CERRAH OLMAYA HEVESLENMEK
    Muharrem Balatekin
    Muharrem Balatekin HOŞGELDİN MÜBAREK AY RAMAZAN!
    Adnan GÖNÜL
    Adnan GÖNÜL Ramazanın İlk Gecesi ​​​​​​​
    Abdullah UÇAR
    Abdullah UÇAR AVRUPALILARDA TÜRK KORKUSU VE DÜŞMANLIĞI (5)
    DİLEK GÖRÜR
    DİLEK GÖRÜR GÜMÜŞÜN ZARAFETİ
    Hatice ERDEN
    Hatice ERDEN Onu unutmuyor
    Salih Geçer
    Salih Geçer Bu hastalık bitmez
    Abdurrahman YILMAZ
    Abdurrahman YILMAZ DÜNDEN BUGÜNE DİNLER VE TEMEL ÖZELLİKLERİ
    Hasan MERT
    Hasan MERT Rahmet Ayı Ramazân-ı Şerif
    Cemil KARAKAP
    Cemil KARAKAP Bamya’nın faydaları
    Mehmet ERŞAHİN
    Mehmet ERŞAHİN RAMAZAN-I ŞERİF YAKLAŞIRKEN
    Mehmet BAYKAN
    Mehmet BAYKAN EVLADIM BADEM YEME
    Necati DEMİR
    Necati DEMİR Hukuk Devletinden Vazgeçip Kanun Devletini Arar Hale Gelmek (3)
    Fatih ERSOY
    Fatih ERSOY AK Parti üzerinden Konya’ya saldırmak
    Fatmagül KIZMAZ
    Fatmagül KIZMAZ FAKİR BAYKURT VE ANNESİ
    Yılmaz Çelik
    Yılmaz Çelik HA BİRE FIRSAT TEPİYORUZ
    Ahmet BİLGİÇ
    Ahmet BİLGİÇ MERHAMET
    Aslı PARLAKÇEREZ
    Aslı PARLAKÇEREZ YAZA DOĞRU SAĞLIKLI BAŞLANGIÇLAR
    Ali AKPINAR
    Ali AKPINAR Ramazan Yaklaşırken
    Şükrü Özbuğday
    Şükrü Özbuğday Hz. Mevlâna (4)
    Prof.Dr. Ali ACAR
    Prof.Dr. Ali ACAR Kan Uyuşmazlığı ve Anne Karnında Bebeğe Kan Transfüzyonu(bebeğe kan verimesi)
    Şahide ORAL
    Şahide ORAL DOĞRU BESLENMENİN ÖNEMİ?
    Mustafa GENÇ
    Mustafa GENÇ Transfer olmazsa, olmaz!
    Yazan Adam
    Yazan Adam Paspasın altından kir eksik olmuyor..
    Hasan Hüseyin KARA
    Hasan Hüseyin KARA BENCİLİZ!!!
    Erdal ARSLAN
    Erdal ARSLAN Ne Haldeyiz ???
    Melahat ÜRKMEZ
    Melahat ÜRKMEZ ŞEB-İ ARUS’UN HİSSETTİRDİKLERİ…
    Misafir Kalem
    Misafir Kalem ALIN SİZE GENEL KURUL
    Emre YAVUZ
    Emre YAVUZ Dil belası?
    Konya Postası Gazetesi
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Konya Postası 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle