Konya
Açık
33°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9384 %0,53
47,7444 %0,60
4.380,97 % -0,06
Ara
reklam

Konya’da, çıktım dam başına!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından üçüncüsü düzenlenen ‘Medya, Kültür / Sanat ve Turizm Buluşmaları’nın buluşma kısmını Selçuklu Belediyesinin ev sahipliğinde, dolaşma işini de Kalecik Belediyesi’nin desteği ile yürüterek Konya’da yol almaya devam ediyoruz.

 

Acı datlı sular içtim!

 

Şehir, Ramazan sakinliği yaşarken, karanlığın içinde, “Şu Sille’den gece geçtim / Acı datlı sular içtim” hallerinde baktım Konya’ya, Konyalıya…

Çalışkanlığı, üretkenliği, girişimciliği ve ticari zekasıyla maddi zenginliğe ulaşmış şehrin manevi zenginliğinin güzergahı Türklerin ayak izini takip ederek Orta Asya derinliklerine uzanırken; ben; Konya’da bir ‘Özgüven’ arıyordum!

Buldum! Ancak… Uzaklardan gelen ses ile susup halime şükrettim:

 

Bir kız ile bir gelinin cengi var

Bilemedim hangisinin dengi var

Elinde bir gümüş saplı süngü var

Atar süngüsünü yare hükmeder

 

Bu kavga burada bitmez dedim. Çünkü tarafların olaya bakışı farklıydı. Şöyle:

 

-Kız da der ki ver aynamı elime

-Gelin der ki benim başım tapulu

 

Sabah olunca, bir ozanın, “Çıktım Dam Başına” türküsü çalındı kulağıma. Türkünün sözü; gazete manşetlerini, televizyon haberlerini inleten fakir fukara, garip guraba haberlerinin etkisiyle ‘başa huni takma’ hissi uyandırıyordu! Huni takmadım ama rahatlayayım diye bir dama tırmanıp ordan ünledim:

 

Çıktım dam başına kandil mi yanar

Öksüzün başına devlet mi konar!

 

Sesimi bastıran bir ses peyda oldu! “Efendim” diye başlıyordu ama “Kimi Cellat Olmuş” diye de ekliyordu:

 

Kimi cellat olmuş kimi kapıcı

Kimi yapıcı olmuş kimi yıkıcı

Evvel beğenmezdin mesti papucu

Şimdi bir çarığa mes verir oldun

 

Üzerime alınmadım! Ancak duydum ki başkaları da çığırıyordu türkünün farklı versiyonlarını…

Çevremde gördüğüm yoldaşlara, kulağımda yankılanan türküyü terennüm ettim:

 

Emmiler emmiler Türkmen emmiler

Uzun uzun entari salma yenliler

Hep bir araya gelmiş çifte benliler

 

Sesim duyulmadı! Sustum, yola devam ettim! Şehir futbol havasına girmişken, bir ‘Yiğit’in,

 

Futbolcular milyon dolar alırken

Garip Hasan takım tutmasa olmaz

Kendisi aç yatıp tok kalkar iken

Rakip taraftara çatmasa olmaz

 

Dediğini duydum! Bir arıza çıkmasın diye yatıştırmaya çalıştım. Tutmasam karakolluk olabilirdi!  O da durumu fark etmiş olmalı ki, çığırması değişti:

 

Bahçesinde güller deren

Her işine emek veren

Dinleyecek candan yaren

Hoş sohbete kamil gerek

 

Elimle ‘harikasın’ işareti yapıp, gözümle onaylayınca o da rahatladı!

Ben de Konya’da bulunma gerekçemize odaklandım.

Türküye takılınca geziyi geciktirdik…

YARIN: Kelebeğin Sille’si!

 
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *