Konya
Parçalı az bulutlu
30°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9773 %0,51
47,7735 %0,57
4.402,76 % 0,38
Ara

YAPRAK DÖKÜMÜ ve DOKTORLAR

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ihlamur ağacının sararmış yaprakları çoktan döküldü toprağa,

Çınar direniyor ama yavaş yavaş teslim olmaya başladı sanki…

Giden meslektaşlarımı hatırlattı bana bu manzara.

Son yıllarda doktorlar göç etmeye başladı başka diyarlara.

Niye? sorusuna çok cevap var ama en önemlisi: ‘değerli hissetmeme’ bence.

Maddi ve manevi geri dönüş, bunca fedakârlık sonucu elde edilen ve yine fedakarlıklarla icra edilebilen bir meslek için yetersiz.

Meslekler arasında bir kıyaslama yapmayacağım.

Ama, bir mesleğe sahip olabilmek için en uzun ve çileli eğitim yolcuğu hekimlikte.

İcra ederken de nöbetler, sürekli zihinsel meşguliyet, hata yapma ve bir insanın ölümü arasındaki ince çizginin yarattığı stres…ruhsal ve bedensel olarak yorucu.

Bir doktorun zihninde ‘maddi sorunlar, mesleği icra ederken şiddete uğrama riski, politize idareciler tarafından uygulanan kötü yönetim stresi vb. olursa mesleğin özünde olan ağırlık kat ve kat artar ve tükenmişlik ortaya çıkar.

Yurtdışında çalışan Türk meslektaşlarımın en çok memnun oldukları değişimler:

-insancıl çalışma koşulları: randevulu hasta, yeterli izin, konforlu iş ortamı vb.

-yeterli maddi kazanç,

-saygılı ve gerçek hastalar,

-profesyonel yönetim.

Biz bunları güzel ülkemde sağlayamaz mıyız?

Yazık değil mi bir sürü para harcanarak verilen tıp eğitimine?

Yazık değil mi faydalı doktorlar yetiştirme gayretiyle çalışan hocalara?

Biz yetiştirelim, Almanya, Hollanda vb. kapsın.

Giden gitsin biz de yurtdışında bazı ülkelerde tıp okumuş gibi yapanlara denklik vererek mi çözeceğiz sorunu?

Ben Meram Tıp Fakültesinde hocayım, çok hastam var ve hastalarım ve dostlarım; ‘neden özel sektöre geçmiyorsun? ’diye soruyor.

‘Araştırma yapmayı, okumayı, öğrenmeyi, eğitim vermeyi, öğrenci, asistan yetiştirmeyi seviyorum. Tıp fakülteme, üniversiteme katkı sağladığımı düşünüyorum.’ diye cevap veriyorum.

Ama bazen yorgun hissediyorum kendimi…tüm meslektaşlarımın hissettiği yorgunluk, aynı nedenlerden.

Son yıllarda genç hekimler uzmanlık olarak riskli branşları yazmıyor artık.

Yakında cerrah, çocuk hastalıkları uzmanı, kadın doğum vb alanlarda hekim sayısı azalacak.

Bu branştaki hekimler, devletin verdiği maaş aynı olsa da aldıkları risklerin muayenehane ile karşılığını alıyorlardı.

Şimdi komik ve ilginç bir şekilde mesai saati sonrası özel hastanede çalışabilirken muayenehane açamıyoruz. Niye?

Bazı hastane patronlarına para mı kazandırmak zorunda doktor, kaldı ki; muayenehanede de vergisini veriyor.

Usulsüzlük yapanı tespit et cezalandır.

Neyse, bu mevzu uzun…

Benim derdim yaprak dökümü olmasın!

Yetişmiş parlak beyinleri kaçırmayalım.

Şartları düzenlemek adına yapabilecekleri olan yetkililer koltuk kaygısı yaşamasın.

Bırakalım oy kaygısını, bu mevzu istikbal mevzusu.

Ben kendi adıma Meram Tıp Fakültesi’nde sağlığım elverdiği sürece olmaya devam edeceğim.

Bu mevzu ile ilgili de mücadele edeceğim.

Politize değilim ve doğruyu her yerde söyleme düsturunu bazen kaybettirse de devam ettireceğim.

Bir doktor kolay yetişmiyor.

Zannetmeyin ki gitmek kolay, bu kararı almak kolay, biliyoruz ki bir sürü zorluk gideni bekliyor: Dil sorunu, kültürel uyum, akademik derecelerin sıfırlanması ve yeniden aynı süreçler, çocuk yetiştirirken soru işaretleri, hep ikinci bir sınıf hissiyatının bilinçaltında olması…

Arkadaş muhabbetini, memleketimin havasını ve geride kalanları özledim diyor bir meslektaşım.

Ama kalmak mı-gitmek mi denkleminde kalmak kefesine bir şey koymazsak daha çok giden olur…

Avrupa ülkelerine göre üstün yanımız olan ‘genç nitelikli nüfus’ sahibi olmamızı da tersine çeviriyorlar, farkında mısınız?

Liyakat, adalet, değer verme olmaz ise durduramayız bu göçü.

Bırakın şu cemaat, cemiyet, vakıf-dernek ve parti referanslarını, yöneticileri seçerken bilgiyi, çalışkanlığı, dürüstlüğü ve donanımı referans alalım artık.

Vatansever dostlar, yetişmiş gençleri kaptırıyor olmak dokundu bana, sizleri bilmem…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *