ALMANYA’NIN KENDİNİ SAVUNMA PLANI
Almanlar…
Hani şu “bir daha asla silahlanmayacağız” diyenler…
Hani “barışın başkenti Berlin” diye yıllarca BARIŞ için direndiler.
Geçmişte zorunlu askerliği bile kaldırmışlardı.
Ancak;
Şimdi FEDERAL MECLİSTE alkış tufanı…
Savunma bütçesine rekor zam!
Sebep mi?
Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail-Filistin çatışmaları, göç dalgaları…
Ama asıl sebep şu:
Çünkü artık Almanya, artık Amerika’ya güvenmiyor!
Evet, evet…
Hani şu “NATO şemsiyesi” altında huzurla uyuyan,
“ABD bizi korur” diye sırtını dönen Almanya vardı ya…
O dönem kapandı!
Washington’un Ukrayna’ya verdiği desteği, İsrail’e olan tavrını, Çin’le ekonomik savaşı gördüler…
Ve anladılar:
“Bu dünyada seni senden başka kimse korumaz.”
Olup biten şu:
Almanya, 1945’ten beri ilk kez kendi savunma stratejisini yazıyor.
Amerikan üslerine güvenmek yerine kendi Leopard’ına, kendi Puma’sına, kendi Eurofighter’ına yatırım yapıyor.
Rheinmetall fabrikaları 24 saat çalışıyor, mühendisler ordusu “barış için silah” üretiyor!
Ama bir yandan da…
Dikkat edin, otomotiv devleri hâlâ Almanya’nın ekonomisini sırtlıyor.
Mercedes, BMW, Volkswagen…
Elektrikli, otonom, hidrojenli…
Çoktan Tesla’yı sollayacak teknolojiler geliştirdiler.
AR-GE yaptıkları milyarlık yatırımların meyvesini toplamaya başladılar bile!
Dizel skandalının yarasını sardılar, şimdi bataryalı devrim peşindeler.
2024’ün ilk yarısında, Avrupa’nın elektrikli araç satışlarının neredeyse yarısı yine Alman markalarından.
Yani, “otomotiv devi Almanya bitiyor” masalı şimdilik iptal!
Peki ya sosyolojik durum ne?
Berlin’de sokaklar kaynıyor.
Bir yanda Filistin bayrakları, diğer yanda İsrail bayrakları…
Polis ortada…
Toplumun sinir uçları çıplakta!
“Göçmenler dışarı!” diyenler, “İnsan hakları” diye haykıranlarla yan yana ama aslında dünyalar kadar uzak…
Aşırı sağcılar ellerini ovuyor !
Göç meselesi mi?
Son 10 yılda Almanya’ya gelen göçmen sayısı tarihi rekor kırdı.
Suriyeliler, Afganlar, Ukraynalılar, Afrikalılar…
Bir yanda yaşlanan nüfusu telafi eden, iş gücünü dolduran insanlar…
Diğer yanda sosyal yardım sistemini zorlayan, kira krizini derinleştiren kalabalıklar.
Alman mahalleleri değişiyor, çocuk parklarında 10 dil konuşuluyor.
“Çok kültürlülük” masalı, Merkel’in biz başaracağız (Wir schaffen das) sloganı…
Bugün 10. yılında tozlanma yerine güncelliğini koruyor!
Ekonomi?
Resesyon kapıda, enerji fiyatları uçmuş, sanayi üretimi yavaşlamış densede…
Ama savunma sanayisi?
Orası şaha kalkmış durumda!
Yeni fabrikalar açılıyor, binlerce kişiye iş çıkıyor.
Ki yurda dönen GURBETÇİ varmı hiç?
Almanya, hem barış nutku atıyor hem barut kokusuna yatırım yapıyor.
Ama kendini savunmak için!
Kısacası…
Almanya’nın yeni doktrini belli:
“Amerika varsa iyi… Ama yoksa, biz kendi Leopard’ımızla buradayız!”
Soruyorlar bana her zaman;
“Almanya nereye gidiyor?”
Cevap net:
Almanya kendini kurumak için düğmeye bastı.
Tankın palet izine…
Ama elektrik motorlu tankın!
Ama sadece yerde değil;
Örneğin hava savunma alanında
-Arrow 3 gibi uzun menzilli balistik füze savunma sisteminin konuşlandırılması.
-Patriot savunma sistemleri
-European Sky Shield Initiative (ESSI): Yani Almanya, 2022’de başlattığı bu girişimle 20’den fazla Avrupa ülkesini ortak bir hava savunma şemsiyesi altında topladı. Amacı kıtayı kısa, orta ve uzun menzilli tehditlere karşı sistematik bit şekilde koruma!—IRIS-T sistemlerinin sayısının üç katına çıkarılması.
-ESSI kapsamında ortak radar ağları ve entegre komuta merkezlerinin kurulması.
-Potansiyel olarak Hypersonik füze savunma sistemleri üzerine Ar-Ge yatırımları.
…
Ama son teknolojileri kullanarak yatırımlar sadece SAVUNMA SANAYİSİNDE değil…!!!
Her alanda !