Biz Nasıl Pislik Sever Olduk?
Avluyla birlikte kapı önünün süpürüldüğü günleri bilirim; dükkan açılır açılmaz kapı önünün süpürüldüğü. günleri de öyle."Temizlik imandan" ya; Kızılören veya Çayırbağı pikniklerinde geride çöp bırakmak asla söz konusu olamazdı; tarihimizde Osmanlı döneminde yabancı gezginlerce dahi temizliğimize övgüler yazılmış. Günümüzde “kirletme özgürlüğü” var adeta, marka farksız araçlardan atılan sigara izmaritleri, piknik alanlarında, orman yürüyüşlerinde bırakılan atıklar, plaj kumlarına atılan izmaritler, etrafa fırlatılan çöpler. Bunları yapanlar her yaş grubundan ama maalesef daha çok genç yaş gruplarından değişik eğitim kategorisinde sözüm ona eğitim almış insancıklar. Şehirler arası yol molalarında da yığılı çöpler görürsünüz, karavan kamp alanlarında da öyle, şehirler arası yol kenarlarında şehirler arası otobüslerin savurduğu ikram artıkları, tarım alanlarına saçılmış ve çoğu yangın potansiyeli oluşturan cam atıkları. Kanıksadık ama tedbir almıyoruz nedense; tabirimi lütfen hoşgörün; biz insan doğup terminatör/çevre zararlısı yaratık haline gelen bu kişileri nasıl yetiştiriyoruz bilmem ama birileri dur dese iyi olacak. Fotoğraflar ülkemin her yerinden olabilirdi zira hemen her yerde görülebilecek manzaralar ama Ankara’nın önemli mekanı Saraçoğlu Mahallesinden. Cumhuriyetin ilk eserlerinden Alman mimar Bonatz eseri, 1946 bitiş tarihi. Önemli kişilere lojman hizmeti vermiş, 2020 yılında eskimesi, atıl hale gelmekte olması nedeniyle yenileme kararı alındı ve kıyamet koptu. Mimarlar odası başta itirazlar yükseldi, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi gibi nice yapıda neler olduysa burada da benzeri oldu, mahkemelere gidildi, “Saraçoğlu mahallesi kamusal alanın kamusallaştırılması” idam fermanı olarak tanımlandı. Mahalle sahipsiz ve sessiz kalacak, evler yıkılacak, ağaçlar kesilecek” açıklamaları yapıldı. Yıl 2025. Yaklaşık bir yıl önce ortak miras kabul edilen tarihi mekan hemşerimiz Murat Kurum bakanımız öncülüğü ve açıklamalarıyla 210 ağaç anıt ağaç olarak tescil edilmiş, biyolojik gölet yapılmış, 3000 ağaç eklenmiş, 119 konut, ticari işletmelerle özü korunarak meydan halinde yenilenerek aktif rekreasyon alanı olarak halkın hizmetine sunuldu. Buraya kadar çok güzel ancak fotoğraflarda göreceksiniz, çöp konteyneri yakınında olmasına karşın ticari işletmelerin attığı atıklar, moto kuryelerin eseri izmarit atıkları ile pislik halinde maalesef. Zabıta niçin ilgilenmez, Mimarlar Odası başta önyargılı davranıp geçmişte eleştirenler niçin ziyaret edip hak teslimi yapmaz, belediye yetkilileri bu pisliğe niçin müdahale etmez onu anlamam işte bu pisliği oluşturan yaratıkları niçin insan olarak yetiştiremediğimizi anlamadığım gibi. Son sözüm buradaki yabancı kökenli ticarethanelere; yurt dışındaki işletmelerinizde bu pisliğe neden olmayı aklınızdan bile geçiremezken burada bindiğiniz dalı kesme cesaretiniz nereden geliyor?