Konya
Açık
33°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9383 %0,53
47,7279 %0,58
4.379,32 % -0,09
Ara
reklam

Türkiye’de İngilizce Eğitimi neden başarısız? Neler yapılabilir?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Dünya’nın süper gücü olarak kabul edilen Amerika Birleşik Devletleri’nin yanı sıra, İngiltere, Avustralya ve Kanada’da insanların ana dili olan ve daha bir çok ülkede resmi dil olarak kabul edilen İngilizce’yi öğrenmek ve en iyi bir şekilde öğretmek büyük önem taşımaktadır. Üniversite eğitimini bitirmiş olan bir öğrenci günümüzde uluslararası arenada iş arama ve iş yapmak zorunda. Aynı şekilde bilim dünyasındaki gelişmeleri, yeniliklerden haberdar olabilmenin en iyi yolu İngilizce’yi iyi bilmekten geçmektedir. Buna karşın 2022 yılında Dünya İngilizce Yeterlilik Endeksinde Türkiye’nin 495 puanla 111 ülke arasında 64. sıraya sahip olduğunu görüyoruz. Çok üzülüyoruz ve hepimizin bildiği gibi toplumda zaman zaman neden biz İngilizce’yi öğretemiyoruz veya neden öğrenemiyoruz konuşmaları geçmektedir.

Ülkemizin kanayan yarasıdır yabancı dil eğitimi. Yıllardır bu soruna bir çare bulunulmaya çalışılmış ama net bir sonuca gidilememiştir. Sorunu çözmeye yönelik adımlardan birisi de Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 25.06.2012 tarih ve 69 sayılı kararı ile ilköğretim kurumları (ilkokul ve ortaokul) haftalık ders çizelgesinde yaptığı değişiklik ile 2013-2014 eğitim ve öğretim yılında ilk kez 2. sınıflarda yabancı dil dersi okutulmaya başlanmasıdır. Bu adım ile erken yaşta, algılaması, öğrenmesi daha kolay olan çocuklarımızı 2. Sınıftan itibaren haftada 2 saat İngilizce eğitimi alması ve bu dilin artık öğrenilebileceği düşünülmüştür. Bununla birlikte ders kitaplarında ciddi bir değişikliğe gidilmiş, çocuklara hitap eden görsellerle desteklenmiş Avrupai görünüme, dizine sahip olan kitaplar öğrencilerimizin karşısına konulmuştur. Peki sonuç ne olmuştur? 3 yıl boyunca ilkokul hayatı boyunca ve buna ilaveten ortaokul ve Lise eğitim hayatı boyunca İngilizce eğitimi alan çocuklarımız hedeflenen amaca ulaşmış mıdır? Sonuç giriş paragrafında da anlaşıldığı üzere yine hüsran olmuştur. Çoğunluğunun İngilizce bilgisi en basit İngilizce kalıplarla sınırlı kalmıştır. Bunlar da What is your name?, My name is Ahmet  ya da  What is this? , It is a pencil.ya da buna benzer ezberlenmiş basit kalıplar.

Ülkemizde İngilizce öğretimindeki başarısızlığın sebebini tek bir etmene bağlayamayız. Peki bir dil öğretiminde başarıyı etkileyen faktörler nelerdir? Bunlardan birkaçını saymak gerekirse;

  • Sadece İngilizce öğretmenlerinin yetiştirilmesinde değil genel anlamda her ders öğretmenlerinin yetiştirilme sürecindeki sorunlar,
  • Kalabalık sınıflar,
  • Eğitim materyallerinin nitelik sorunları ve bunları kullanan kimi öğretmenlerin yetersizlikleri,
  • İngilizce öğretiminde topyekün ortak bir felsefenin uygulanamaması (kimi öğretmenin konuşma ağırlıklı, dili kullanan bir eğitim yöntemi benimsemesi; kimi öğretmenin geleneksel olan dilbilgisi-çeviri yöntemi ile İngilizceyi öğretmesi)
  • İngilizceyi bir ders olarak gören öğrencilerin sadece dersi geçmeye odaklanmaları,
  • Gramer(Dilbilgisi) odaklı eğitim gibi bazı temel sebepler sıralanabilir.

 

Dil öğretiminde en önemli faktör olan öğretmenlerimizin ortak bir eğitim politikaları çerçevesinde sıkı bir şekilde hizmet içi eğitimden geçmeleri ve sahada yapılan uygulamaların ve sonuçlarının da sıkı bir şekilde takip edilmesi ve İngilizce’nin sadece geçilmesi gereken bir ders olarak değil de öğrenilmesi gereken beynelmilel bir dil olarak algılanması ve sevdirilmesi gerekiyor. Ülke olarak öğretmen ataması, kitap yazımı/basımı ve teknolojik anlamda okullarımıza oldukça yüklü yatırımların yapıldığını söylemeye gerek yok sanırım zaten bilenler biliyordur (etkileşimli tahta, internet bağlantısız okullarımızın kalmamış olması).

Yaş olarak 40 yaşının üzerinde olanlar bilir. “Anadolu” türü liselerin Hazırlık sınıflarında okumuş olanlar. Haftada 24 saat İngilizce derslerinin olduğu, hatta derslerin kendi içinde Listening(Dinleme), Reading(Okuma), Writing(Yazma) şeklinde kategorilere ayrıldığı dönemi. İşte bu hazırlık sınıflarında eğitim görmüş öğrenciler eğitim-öğretim hayatı sonunda en azından yabancı bir ülkede kendi meramını anlatacak şekilde İngilizce’yi öğrenmiş olarak mezun oluyorlardı.

Bizim Dünya ülkeleri içinde her alanda söz sahibi olabilmemiz, bilim, edebiyat, teknoloji alanlarında en yeni bilgilere ulaşabilmemiz için herhangi bir ülkeden daha iyi, stabil, kişilere göre değişmeyen bir dil eğitim politikamızın olması ve bu politikadan kesinlikle bir taviz verilmemesi, sonuna kadar uygulanması gerekiyor.

Sonuç itibariyle aslında elimizde İngilizce’yi öğretebilmek için her türlü malzeme var aslında. Olması gereken eskiden olduğu gibi Hazırlık sınıflarının tüm ortaokul düzeyinde tekrar getirilmesi, bununla birlikte elimizdeki kaynaklarla etkin ve daha çok dili kullanmaya, konuşmaya yönelik eğitim programları sayesinde neden İngilizce’yi Avrupa ülkeleri gibi güzel öğretemeyelim?

Yorumlar
g
gürsel k. 11 ay önce
hocam hav ar yu ne var yu
BEĞENME
0
CEVAPLA