Hep Yorgun Musunuz?
Son zamanlarda danışanlarımdan sık sık duyduğum bir cümle var: “Dinleniyorum ama hâlâ yorgunum.” Eğer siz de benzer bir durumdan şikâyet ediyorsanız, belki de bunun sebebi sadece fiziksel değil, ruhsal bir yorgunluk olabilir.
Hepimiz zaman zaman kendimizi bitkin, halsiz, enerjisiz hissederiz. Normalde bir gece güzel bir uyku ya da kısa bir tatil bu durumu hafifletir. Ancak kimi zaman, ne kadar dinlenirsek dinlenelim bu yorgunluk hâli üzerimizden bir türlü gitmez. İşte bu noktada devreye “psikolojik yorgunluk” dediğimiz kavram giriyor.
Psikolojik yorgunluk; kişinin yoğun bir şekilde enerjisiz, tükenmiş hissetmesine, dinlense dahi bu hissin geçmemesine verilen isimdir. Bu durumun temelinde ise çoğu zaman stres yer alır. Sürekli stresli bir iş ortamında çalışmak, ilişki sorunları yaşamak, geçmişte yaşanan olumsuzlukların etkisinden kurtulamamak veya gelecek kaygısı taşımak… Tüm bunlar zihnimizi ve ruhumuzu yorarak, bedenimizde de tükenmişlik yaratabilir.
Psikolojik yorgunluk sadece zihinsel bir durum değildir; günlük yaşantımızı, işlevselliğimizi ve ilişkilerimizi de olumsuz etkiler. Ne yazık ki çoğu zaman bu yorgunluğun farkına varmakta gecikiriz. Çünkü toplum olarak sürekli bir koşturmaca içinde olmak, her şeyi yetiştirmek ve güçlü görünmek zorundaymışız gibi hissediyoruz. Ancak unutmayın ki bedenin olduğu kadar ruhun da dinlenmeye ihtiyacı var.
Peki ne yapmalı?
Öncelikle bu yorgunluğun kaynağını anlamak çok önemli. Günlük hayatınızda sizi en çok zorlayan, strese sokan, enerjinizi tüketen şeyleri belirleyin. Bu bir iş olabilir, bir ilişki olabilir ya da kendinizden beklentileriniz olabilir. Kaynağı belirledikten sonra ise çözüm yollarını araştırmak gerekir.
Bu noktada psikolojik destek almak büyük bir adım olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi, psikolojik yorgunlukla baş etmede oldukça etkili bir yöntemdir. Bu terapi ile kişinin olumsuz düşüncelerinin farkına varması, daha gerçekçi ve olumlu düşünceler geliştirmesi hedeflenir. Aynı zamanda stresle başa çıkma becerileri kazanılır.
Bunun dışında hayatınıza küçük ama etkili dokunuşlar yapabilirsiniz:
• Kendinize vakit ayırın.
• Sevdiğiniz aktivitelere yönelin.
• Düzenli egzersiz yapın.
• Uyku düzeninize dikkat edin.
• Yapılması gereken işleri küçük parçalara ayırarak ilerleyin.
Unutmayın, hiçbir iş, hiçbir sorumluluk sizin sağlığınızdan daha kıymetli değil. Bedeninizin ve ruhunuzun alarm verdiği durumları görmezden gelmek yerine, zamanında önlem almak hem bugünkü yaşam kalitenizi hem de gelecekteki sağlığınızı korur.
Her şeyden önce şunu hatırlayın: Herkesin yorulmaya hakkı var. Ruhunuzun da dinlenmeye ihtiyacı olduğunu kabul edin ve ona iyi bakın.