Teknoloji: Kolaylık mı, Yük mü?
Bir sabah uyandığımızda telefonumuzu bulamasak, çoğumuzun gün boyu aklı yerinde olmaz. Çünkü artık cep telefonlarımız sadece bir iletişim aracı değil; ajandamız, kütüphanemiz, fotoğraf albümümüz, alışveriş merkezimiz, hatta bazen arkadaşımız haline geldi.
Teknoloji sayesinde hayat kolaylaştı. Bir tıkla yemek söyleyebiliyor, dünyanın öbür ucundaki arkadaşımızla görüntülü konuşabiliyoruz. Uzaktan çalışmak, çevrim içi eğitim almak, yapay zekâ ile metinler üretmek, her şey mümkün artık. Ama bu kolaylık beraberinde başka bir soruyu da getiriyor: Bu kadar kolaylık, bizi daha özgür mü yapıyor, yoksa daha bağımlı mı?
Sabah gözümüzü açtığımız anda ekrana bakmak, yemek yerken bile bildirim kontrol etmek, boş kaldığımız her anı ekranla doldurmak… Bunlar fark etmeden teknolojiyle kurduğumuz bağımlılığın göstergesi olabilir mi?
Teknoloji kötü değil. Hatta insanlık tarihinde belki de en büyük sıçramayı sağlayan araç. Ama biz teknolojiyi değil, o bizi yönetmeye başladığında denge bozuluyor. Asıl mesele, teknolojiyi ne kadar bilinçli kullandığımız.
Bazen teknolojiye kısa bir mola vermek, bir kitap sayfası çevirmek, yürüyüşe çıkmak ya da sadece sessizce düşünmek bile bize unuttuğumuz bir şeyi hatırlatır: İnsan olmak.