Konya
Açık
29°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9830 %0,51
47,7554 %0,57
4.403,48 % 0,40
Ara

Bir Medeniyet Dönüm Noktası

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
  1. yüzyılın en belirleyici teknolojik atılımlarından biri, hiç kuşkusuz yapay zekâdır. Bugün içinde yaşadığımız dönüşüm, yalnızca teknik bir gelişme değil; aynı zamanda sosyolojik, ekonomik ve felsefi boyutları olan bir paradigma değişimidir. Yapay zekânın yükselişi, insanlığın üretim, düşünme, karar alma ve hatta “anlamlandırma” biçimlerini yeniden tanımlamaktadır.

Yapay zekânın temel gücü, büyük veri setlerinden örüntü çıkarma ve bu örüntüler üzerinden öngörüde bulunma yeteneğidir. Bu yetenek, klasik algoritmaların ötesine geçerek “öğrenen sistemler” kavramını doğurmuştur. Makine öğrenmesi ve derin öğrenme modelleri, bugün tıptan hukuka, eğitimden savunma sanayine kadar pek çok alanda aktif şekilde kullanılmaktadır.

Ancak her teknolojik sıçrama, beraberinde bir dizi etik, hukuki ve toplumsal soruyu da getirir. Yapay zekânın karar alma mekanizmalarına dâhil olması, sorumluluk ve öznellik kavramlarını tartışmaya açmaktadır. Bir yapay zekâ sisteminin verdiği kararın sonucundan kim sorumludur? Bu sistemler bilinçli midir? Değilse, onlara ne düzeyde yetki verilmelidir?

Ekonomik boyutta ise yapay zekâ, emek piyasasını dönüştürmektedir. Rutin görevlerin otomasyonu, düşük ve orta düzey beceriye dayalı meslekleri tehdit ederken; aynı zamanda yeni iş alanlarının ve meslek gruplarının doğmasına da neden olmaktadır. Ne var ki bu dönüşüm, eğitim sistemlerinin yapay zekâya uyumlu hale getirilmesini, yaşam boyu öğrenmeyi ve dijital becerilerin artırılmasını zorunlu kılmaktadır. Aksi takdirde, teknolojik ilerleme toplumsal eşitsizlikleri derinleştirebilir.

Felsefi açıdan ise en temel mesele şudur: Yapay zekâ, insanın yerini mi alacak, yoksa onu tamamlayacak mı? İnsan aklı ile yapay zekâ arasında kurulacak ilişkinin niteliği, geleceğin en kritik belirleyicilerinden biri olacaktır. Bu noktada teknolojik gelişmenin kendi başına nötr olduğunu; onu yönlendiren etik çerçevenin ve siyasi iradenin belirleyici olacağını unutmamak gerekir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *