Başarının düşmanı KONFOR BAĞIMLILIĞI..

İnsanın yaşam yolculuğunu anlamlı kılan, hayatı ve başına gelenleri anlamlandırıp, hayat yolcugununda kendisini bulmasıdır..

Ailemiz ve doğduğumuz ev, öğrendiklerimizle birlikte sosyal hayata açılan bir kapıdır. Sevgiyi, saygıyı,değer görmeyi, yardımlaşmayı, iletişimi, kadın ve erkeğin toplumsal cinsiyet rollerini ve insan ilişkilerini ilk orada öğreniriz ve hayata adım atarız. hepimizin hayatında geçmişte yaşadığımız zorluklar mutlaka olmuştur fakat anne ve babalar kendi yarasından yola çıkarak yaptığı en büyük yanlış kendi travmalarını çocuklarına yaşatmamak için ettikleri mücadeledir. Çocuklarınız kendi hayallerinizi gerçekleştirecebileceginiz bir proje değildir. Ebeveynler eksiklikliklerini, ulaşamadığı şeyleri, hayalini kurduğu yaşantıyı çocuğunda görmeye çalışarak konforlu bir hayat sunarak yetişkin bir birey olduklarında zorluklarla mücadele etmelerine sebep olmaktadır.

Bu durum beraberinde, çocuklarda ve gençlerde şişirilmiş bir ego olarak karşımıza çıkmaktadır. Sen "harikasın", "muhteşemsin" gibi aşırı övgü sözcükleri, gerekli gereksiz yerlerde veya hakedilmeyen durumlarda söylenmesi, ya bambaşka biri olduğuna inanmasına sebep oluyor ya da var olan özellikleri abartılarak bir hayal dünyasında yaşamaya mahkûm ediliyor. ta ki gerçeklerle yüzleşinceye kadar. Sosyal hayatta, iş hayatında, arkadaş ilişkilerinde, evliliğinde aşırı övülen çocuk, elestiriye yada haksızlığa maruz kaldığında yüksek bir binanın tepesinden düşer gibi yere çakılınca mutsuzluk, depresyon, iletişim bozukluğu gibi istenmeyen durumlarla karşı karşıya kalabiliyor. Çocuklarımızdan övgüyü elbette esirgemeyecegiz fakat, yerinde ve dozunda onların kaşını gözünü güzelliğini, yakışıklılığını ya da zekasını değil, çabasını, emeğini, azmini, niyetini övmek daha doğru bir yaklaşım olur. ruhsal gelişimlerine de faydalı olacaktır. Akademik kariyer tabiki önemli fakat mutluluk için yeterli mi elbetteki hayır. anlamlı bir hayat, derin bağlar kurabildigimiz, kendimizle ve diğer kişilerle barışık yaşayabileceğimiz bir hayattan geçer. Zorluklarla mücadele edebilen, başetme becerileri kazanmış, başarıyı ve başarısızlığı hazmedebilen, eleştiriye açık, hata ( tabiki her hata değil) konusunda esnek ve affedici bireylerin daha kolay ve mutlu bir yaşam sürdürdüğünü görebiliyoruz. Şunu unutmayın ki hayatımızda olumsuzluklar, başarısızlıklar, üzüntüler de olacaktır.

Aslında her şey zıttıyla kaim'dir. Nerden bilirdik mutsuzluğu yaşamadan mutluluğun kıymetini, gece olmasa güneşin değerini, üzüntü olmadan sevincin anlamını.

Düştüğü yerden kalkmayı bilmek, cebinde tecrübelerle hayata 1-0 önde başlamak demektir. insan kırıldığı yerden güçlenir ve en büyük derslerini görmesini bilen alır..

Çocuklarınızı dünyanın gerçekliğinden uzak büyütmeyin ki, ağır hayalkırıklığı yaşamasınlar. Kıymetli hocam Acar Baltaş'in kitabına da ismini verdiği sözüyle kapatmak istiyorum .

HAYAT EN ÇOKTA İYİLERİ KIRAR..