Konya
Açık
29°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9795 %0,51
47,7923 %0,56
4.398,40 % 0,28
Ara

TEKNİK ELAMAN SORU NASIL ÇÖZÜLECEK ?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Sanayinin, üretim tesislerinin, inşaat sektörünün toplumun ihtiyacı olan teknik ara (aranan) elemanlar meslek okullarında, teknik liselerde eğitim görerek yetiştiriliyor.
Son yıllarda ülkemizdeki mesleki ve teknik orta öğretimde büyük bir çöküş yaşanmaktadır.
Bu çöküş, nitelikli ara eleman yetiştiren  endüstri meslek liselerini, meslek yüksek okullarını  olumsuz etkilemektedir.
Sanayide, imalat sektöründe son zamanlarda inşaat sektöründe nitelikli eleman bulmak başlı başına sorun haline gelmiştir.
Bu çöküşün nedenlerinin doğru bir şekilde tespit edilerek ortadan kaldırılmak için bir an önce mesleki-teknik öğretimin olması gereken seviyeye ulaştırılması, ülkemizin geleceği için hayati önem taşımaktadır.
Devletimizin başlıca görevleri arasında olmalıdır.
Gelişmiş ülkelerde orta öğretimde, mesleki eğitim öğrencilerinin toplam öğrenci sayısına oranının % 65,
Genel liselerdeki öğrencilerin oranının ise % 35 civarında olduğu bilinmekte.
Bu oranlar Cumhuriyetimizin ilk kurulduğu yıllarda ülkemizde sanat okullarında öğrenci sayısı yüzde 67, genel liselerde bu oran yüzde 33 oranındaydı.
Son yıllarda meslek liselerindeki öğrenci oranı tam tersine döndü.
1969 yılı öncesi sanat okullarından mezun olanlar askerliğini yedek subay veya köylerde ilk okul öğretmeni olarak yapıyordu. 
O yıllarda ilk okuldan mezun olanlar, sanat okulu orta kısmına girer 3 yıllık eğitim görürdü.Bu süre içerisinde her sabah 4 saat matematik, fizik, İngilizce, fen bilgisi ve diğer dersleri teorik dersler yapılırdı.
Öğleden sonra ise motor, elektrik, tesviye, demir, marangoz, döküm, model atölyelerinde dönüşümlü olarak 2 ay da bir değişerek tüm atölyelerde tatbikat dersleri yapılırdı.
Üç yıl sonunda orta okuldan mezun olanlar elektrik, motor, tesviye, demir, marangoz, döküm, model bölümlerinde iki yıl okuyarak sanat enstitüsü mezunu oluyordu. 
Üç yıl sonra sanat okulu orta kısmından mezun olanlar isterlerse genel liselere geçerek eğitimine orada devam ederek üniversite imtihanına girerlerdi  ama bu sayı yüzde 5 geçmiyordu.
O yıllarda sanat okullarına ekonomik durumu düşük ailelerin çocukları bir meslek sahibi olup hemen hayata atılacak köy çocukları tercih ediyordu.
Sanat enstitüsü mezunları hiç bir üniversite almıyordu yalnız İstanbul Yıldız Teknik okulu üç imtihan sonunda belirli sayıda öğrenci alıyordu ama kazanmak çok zordu.
Sanat okulu 2 yıllık Enstitüsü bölümüne devam etmek isteyenler  için yapılan imtihana her orta okul mezunuda girebiliyordu.
İmtihan sonunda başarı notuna göre  Elektrik, motor, tesviye, demir, marangoz, döküm, model bölümlerinde öğretime devam ediyordu.
İki yıl sabah meslek derslerin teorisini, öğleden sonra meslek hocaları ile birlikte  atölyede tatbikat dersleri yapılırdı.
Her öğrenci mesleğini iyi yapan teknik eleman usta olmak için çalışırdı çünkü mühendis olması o şartlarda hemen hemen imkansızdı.
Meslek liselerine eski dönemlere kıyasla, çok daha az yetenekli öğrenciler alınmak durumunda kalınmış ve artan nüfusa kıyasla sayıca azalmanın yanı sıra öğrenci kalitesinde de büyük düşüşler olmuştur.
Konya sanayisini gelişmesinde sanat okulundan mezun olan kişilerin, çocuklarının veya onların yanında çalışan elemanlardan yetiştirdiği ustaların büyük katkısı var.
O yıllarda sanat okulunda meslek ve atölye deslerine giren hocaların tamamına yakını  Ankara Yüksek Teknik Öğretmen okulundan mezun öğretmen formasyonunu almış mesleğinde deneyimli başarılı  kişilerden oluşuyordu.
Günümüzde meslek derslerini üniversitelerin teknik eğitim fakültesinden mezun vermekte.
Okuduğu üniversitede mesleğiyle ilgili laboratuvarda tatbikat yapmadan mezun olan bu hocaların meslek derslerinde öğrencilere günümüzde  ihtiyaç olan gerekli bilgiler verilmediği ayrıca sınıfta kalmanın kalktığı için de mesleğini tam olarak öğrenmeden mezun oluyorlar.
Mesleki eğitimi tam olarak meslek liselerinde almayan veya genel liseden mezun olan kişiler için göstermelik olarak Belediyeler, Ticaret Odası, Sanayi Odası, İŞKUR ve buna benzer kuruluşların kısa süreli açtığı kurslara devam edip ustalık belgesi alan kişiler
maalesef sanayicinin, kobilerin, iş dünyasının ihtiyacı olan ara teknik eleman ihtiyacını karşılaması mümkün değildir.
Esasında meslek liselerine ilginin azalması sorunu, son 20 yıldır meslek liselerinde yaşanan talep düşüklüğünün temel nedeni yapısal nedenlerdir.
 En önemli nedenlerden biri mesleki eğitimin statü ve itibar sorunudur. Esasında statü sorunu küresel bir sorundur. Genel olarak tüm ülkelerde akademik bilgi ve eğitim, mesleki ve teknik eğitimden daha itibar görmektedir.
Ancak bu itibar sorunu ülkemizde daha yoğun yaşanmaktadır. Öğrenciler meslek okullarını en son tercih olarak değerlendirmekte.
Mesleki sahibi olmak, kariyer geliştirmek ve başarılı olmak için üniversiteler tek adres olarak görülmekte bu da üniversitelere talebi şişirmektedir.
Bir diğer neden meslek lisesi mezunu olmanın piyasa getirisidir. İşgücü piyasası istatistiklerine göre, meslek lisesi mezunlarının, işsizlik oranları, iş bulma şansları, ücret seviyeleri; genel lise mezunlarından biraz daha iyi olsa bile üniversite mezunlarından düşüktür.
Türkiye’de ailelerin ve öğrencilerin yoğun üniversite tercihlerinin nedeni son derece anlaşılırdır.
Üniversitelere girişin yolu ise genel liselerden geçmektedir. Ailelerin ve öğrencilerin tercihi öncelik sırasına göre, fen lisesi, Anadolu lisesi, normal lise olmuştur.
Mesleki eğitimde talep düşüşünün bir diğer nedeni bu eğitim siteminde yaşanan kalite, verimlilik ve etkililikle ilgili sorunlardır.
Mesleki eğitim mezunlarının niteliğinden iş dünyası memnun değildir. Mesleki eğitim, günümüz üretim teknolojilerinin ihtiyacı olan nitelikli işgücünü yetiştirememektedir.
Mesleki eğitim sırasında verilen teorik eğitim yetersizdir.
Mesleki ve teknik eğitim mezunları, istihdam öncesi işletmelerde yeniden eğitilmek durumundadır.
Mesleki eğitimdeki kalite ve verim yetersizdir Mesleki ve teknik eğitim mezunları, istihdam öncesi işletmelerde yeniden eğitilmek durumundadır.
Günümüzde sanayiciler teknik eleman sorununu dışardan gelen göçmen işçileri yapacağı işlere göre eğitip çözmeye çalışmakta.
DEVLET VE ÖZEL SEKTÖRÜN İŞBİRLİĞİ YAPMASI GEREKLİ’
Öğrencilerin yetkinliğini artırmak için iletişim, yabancı dil, teknolojik bilgi, dijital yetkinlik, toplumsal ve vatandaşlık yetkinliği, girişimcilik, kültürel farkındalık ve ifade gibi donanımların öğrencilere kazandırılması gerekir.
Mesleki eğitim mezunu olan ve iş hayatında başarı sağlamış kişilerden iyi örnekleri, rol modelleri öğrencilerimizle buluşturulmalı
Mesleki eğitimin düşük statülü bir eğitim modeli olarak algılanmaması için devlet ve özel sektörün el ele vermesi gerekir düşüncesindeyim.
……………
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *