Konya
Açık
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9788 %0,60
47,6686 %0,66
4.366,96 % -0,43
Ara

Kolu Kanadı Kırık Kuşlar Misali Masum Filistinli Çocuklar ve Yarım Kalan Hayalleri…

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Hayal kurmak yaşam motivasyonuydu, büyük yürekli insanlar, başarılı insanlar hayal kurar ve hayallerinin peşinden koşarlardı, zaten hayal olmadan hakikat olmazmış derlerdi. Hayal kurmak geleceği inşa etmekti, büyük işler başaranlara baktığımızda hikayeleri hep aynıydı, ortak paydaları kurdukları hayallerin peşinden pes etmeden, koşmalarıydı. Bu öyle bir motivasyondu ki biz hayalimizin peşini bırakmak istesek dahi hayaller bizim peşimizi bırakmazlardı ve bu durum bizi yaşama bağlardı.
         Yapılan araştırmalara göre, insanların yüzde 49'u çocukken hayal kurmaya başlıyor ve hayal kurma, yaş ilerledikçe dramatik şekilde azalıyor. Yetişkinlerin sadece yüzde 14'ünün hayal kurduğu belirtiliyor. Evet çocukken daha çok hayal kurulur ve hayali oyunlar oynarken hayal güçlerini bu şekilde kullanırlar. Yaratıcı, hayali oyunlar oynama fırsatı verilen çocukların gelecekte, gerçek hayattaki problemlere de daha yaratıcı ve etkin çözümler buldukları ortaya konmuştur. Hayal gücü aynı zamanda merak duygusunu da geliştirir.
         Bununla birlikte hayal kurmak umuttur, özgürlüktür. Özgürleşmek için her engeli küçümsemek gerekir diye öğretildik ve hayal kurarak geleceği kucaklardık ancak 7 Ekim’de başlayan İsrail Filistin savaşında binlerce Filistinli çocuk İsrail güçleri tarafından öldürüldü, sakatlandı, yaralandı veya tutuklandı. Geçtiğimiz hafta işgal altındaki Batı Şeria'da iki Filistinli çocuk İsrail güçleri tarafından vurularak öldürüldü. Gazze'de 6.000'den fazla çocuk öldürüldü; hâlâ kayıp olan veya enkaz altında kalanlar hariç. İşte bu masum çocukların umutları, hayalleri  kolu , kanadı kırık  kuşlar misali yarım kaldı, hayalleri işgal edildi.
        Savaşın trajedisini sıklıkla çocukların çektiği acıyla değerlendiririz ancak nadiren onlardan haber alırız. İki yıl önce film yapımcıları, nüfusun neredeyse yarısının 18 yaşın altında olduğu Gazze'deki çocuklara görünüşte basit bir soru sordular: Hayalin ne? Son iki ayda bölgeyi saran şiddet göz önüne alındığında, daha da dokunaklı olan cevaplarını ortaya koyuyor. Kimileri doktor olmak istiyorum savaşta yaralananları tedavi etmek için diyor. Kimileri mühendis olmak istiyorum İsrail’in yıktığı evimizi tekrar yapabilmek için diyor. Bir kısmı da sadece ve sadece Gazze’de özgürce dolaşmak, koşmak istiyorum diyor. Çocuk hayali böyle olmamalı, ki onların hayal güçleri ve yaratıcılıkları rengarenktir. Allı, morlu, pembeli hem de tozpembedir hayalleri. Ne yazık ki bu çocuklar için hayallerin pembesi gitti tozu kaldı. 
         Niye de bir gün ‘’Bu çocukların, dillerine, dini inançlarına, tenlerinin rengine göre değil, karakterlerinin içeriğine göre değerlendirilecekleri bir dünyada yaşayacaklarına dair, Filistinli  çocukların bir gün kovalanmaktan korkmayacakları bir toprakta özgürce koşacaklarına dair ,bu çocukların hayallerinin işgal edilmediği günlerin olacağına dair ,bu çocuklara ve onların onur, güvenlik ve özgürlük içinde yaşamalarına yönelik bu zulüm kampanyasının, Filistin'in geleceğine kasıtlı bu saldırıların bitmesine dair hayallerimizi kaybetmemek hayaliyle, UMUTLA…
Yorumlar
İbrahim Sarıoğlu 1 yıl önce
Slm. Fulya hanım, yazınızı özellikle okudum. Herşeyden önce ben de insanım, bende üzülüyorum ama tarihi okumanızı öneririm. Bu çocukların vebalini sütçü imam, nine hatun, Köroğlu, .... olamayan abileri, ablaları, anneleri, babaları hele hele bizim dedelerimizi arkadan vuran dedeleri değil mi. Ladikli Ahmet Ağa'nın hatıralarını da okumanızı öneririm. Saygılar.
BEĞENME
0
CEVAPLA