BAŞKAN IŞIK ; KARAR ALIRKEN KONYALI GAZİ ALİ'Yİ UNUTMAYIN !
TBMM’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Göktaş'ın sunumunun akabinde konuşan Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul Ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı Mustafa Işık şu ifadelere yer verdi;
Sayın Meclis Başkanım Değerli Milletvekilleri ;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün önderliğinde kurulmuş, Diyap Ağa’ nın nefes alıp, kurtuluşa cesaret ve destek verdiği, kardeşliğin mayalandığı, Gazi Meclisimiz’ de, Yüce Türk Milletinin önünde sizleri saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği, 1915 yılında kurulmuş, 2847 sayılı kanunla bu ismi almış, ülke genelinde 54 şube ve 57 temsilciliği bulunan, tamamı şehit aileleri ve gazilerden oluşan 30.000’ in üzerinde üyeye sahip kamu yararına çalışan en eski ve köklü bir dernektir.
Bugün burada sadece derneğimizin genel başkanı, Terörle Mücadele Gazisi Mustafa Işık olarak değil,
• Her Gece Bir Fotoğrafın Altında Sabahlayan Bir Şehit Babasının,
• Düşmanı Sevindirmeyeceğim, Söz Verdim Evladıma, Ağlamayacağım, Vatan Sağolsun Diyen Bir Şehit Annesinin,
• Eşini Asker Selamı İle Son Yolculuğuna Uğurlamış Şehit Eşinin,
• Çocukluğu Bir Mezarın Başında Mermeri Silmekle Geçen, Annesi Üzülmesin Diye Yorgan Altında Gizli Gizli Ağlayan, Umutları Yarım Bırakılmış Şehit Çocuklarının,
• Şehidin Son Nefesinde Ona Kelime-İ Şehadet Getirten, Şehitlerimizin Yaşayan Şahitleri Kahraman Gazilerimizin Sesi Olarak Buradayım.
• Bu Süreç Geçtiğimiz Yasama Dönemiyle Başlayıp, Siyasi Liderlerin En Üst Perdeden, Hiç Beklenmedik Şekilde Açıklamaları İle İvme Kazanmıştır.
• Şahsım Ve Tüm Şube Başkanlarımızla Süreci Yakından Takip Ederek, Bekleyelim Görelim, Devlet İle Şehit Ailelerimiz Ve Gazilerimiz Karşı Karşıya Gelmesin, Kaos Ortamı Olmasın, Daha Sert Eylemlere Yönelmesin Diye Büyük Çaba Gösterdik.
• Sürece Destek Veren Siyasi Partilerin Önüne Şehit Tabutları Bırakmak İsteyen Şehit Aileleri, Madalyalarını Ve Protezlerini İade Etmek İsteyen Gaziler Vardı. Bu Çabayı Göstermeseydik, Çok Daha Farklı Eylemler Olacaktı, Onları Sakinleştirmeye, Ortamı Ilımlı Hale Getirmeye Çalıştık.
• Hemen akabinde sayın cumhurbaşkanımızın Samsun’da, şehit ailelerimiz ve gazilerimiz, içini ferah tutsunlar, onları üzecek incitecek hiç bir şey yapmadık, yapmayacağız demesi yüreklere su serpmiş, bizler tarafından teminat olarak görülmüştür.
• Emin olabilirsiniz ki bu zamana kadar hem şehit ailelerimizden ve gazilerimizden hem de vatandaşlarımızdan sustuğum, durduğum ve süreci bir görelim diyerek sağduyu çağrısı yaptığım için en büyük eleştiriler, en ağır sözler ve hakaretler bana yapıldı.
• Aylardır süren tartışmalar boyunca vakur duruşumuzu bozmadan, devletimize ve sayın cumhurbaşkanımıza güvenerek sürecin olgunlaşmasını bekledik. Konunun doğrudan tarafı şehit yakını ve gaziler olarak geçen hafta Ankara’da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımızın öncülüğünde bir araya geldik.
• Devlet büyüklerimiz ve siyasi partilerin temsilcileri ile görüştük. Süreci kendilerinden dinleme fırsatı bulduk, süreç ile ilgili şehit ailelerimiz ve gazilerimizin endişelerini, kırmızı çizgilerini dile getirdik.
Sayın başkanım değerli milletvekilleri,
• Aynı coğrafyada, aralarında etnik köken, mezhep ve meşrep ayrımı yapılmaksızın, kardeşçe ve huzur içinde yaşayan tüm vatan evlatlarına türk milleti diyoruz. Bizler; bin yıldır yan yana, omuz omuza yaşadık. Bu milletin kardeşiliğini hiç bir terör örgütü ve dış mihrak bozamayacaktır.
• Bugün hepimizin yüreğinde tek bir ideal var, o da Terörsüz Türkiye! Burada en büyük hatayı, kullanılan dilde gördük. Yanlış kavramlar, toplumumuzun zihninde kırılmalar yaratıyor. Oysa bu mücadele hiçbir zaman etnik gruplar arasında değil,Devletimiz ile eli kanlı bir terör örgütü arasındaydı. Zaten Kürt kökenli vatandaşlarımız da, terör karşısında, devletimizin yanında durmaktadır.
•İşte bu nedenle; bizler şehitlerimizi toprağa verdiğimiz en acılı günde bile, "Şehitler ölmez, Vatan bölünmez" ,“Türk, Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir" diye haykırarak kardeşlik vurgusu yapan bir milletiz.
•Terörist başının bu kardeşliğin farkına varması ve örgütüne silah bıraktırması bu minvalde önemlidir. Ama şunu da ifade edelim ki; bir terörist başını, kürtlerin tek temsilcisi gibi göstermek bu kardeşliğe zarar vermektedir.
• Devletimizin büyük bir kararlılık ve azimle sürdürdüğü “terörle mücadele” sonucunda terör örgütü Pkk silah bırakmak zorunda kalmış ve kaybetmiştir.
•Ancak terör örgütü pkk çatı bir örgüt olmasına rağmen, uzantıları silah bırakmadığı ve terörist faaliyetlerini sürdürdüğü sürece, sadece Pkk’nın silah bırakmasının bir anlamı olmayacağını özellikle vurguluyoruz.
•Başta Ortadoğu olmak üzere, dünyada yaşanan gelişmeleri ve kapımıza dayanan tehditleri dikkate alarak, ülkemizin terör prangasından tamamen kurtulması, enerjisini savunma, eğitim ve vatandaşlarımızın refahına yöneltmesi gerektiğinin farkındayız.
•Milli birlik ve beraberliğe, adalet ve samimiyet temelinde her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan bir dönemde olduğumuzun da bilincindeyiz. Bu yolda şehit aileleri ve gaziler her türlü fedakârlığı yapmaya hazırdır. Ancak siyasi hesaplar milli çıkarların önüne geçmemeli, hesabi değil, hasbi bir anlayış gösterilerek iç cephe güçlendirilmelidir.
Sayın başkanım ve değerli komisyon üyeleri;
Telefonun başında, eli yüreğinde: “acaba evladımdan, eşimden yürek yakan bir haber gelecek mi?” Diye bekleyişlerin, son bulmasını en çok isteyenleriz.
Sayın başkanım ve değerli milletvekilleri lütfen şimdi anlatacağımı daha da dikkatli dinlemenizi istirham ediyorum.
Buraya gelmeden 90 lı yılların başında vatani görevini yaptığı sırada, Diyarbakır kırsalında bölücü terör örgütünün düzenlemiş olduğu Eyt patlaması sonucu iki gözünü bir ayağını ve bir elinin parmaklarını kaybeden Konyalı bir Gazi arkadaşımı aradım. İsmi Ali.
Ali’ye o dönem kendisinden sonra şehit olan bir Mehmetçiğin gözü nakledildi. Kornea naklinden sonra Ali 7 yıl hiç görmedi. Tam yedi yıl sonra %45 oranında şehidimizin gözüyle görmeye başladı. Bence Terörsüz Türkiye konusunda ilk görüşü sorulacak kişi kendisiydi.elini, ayağını kaybetmiş bir gazi olarak hayat mücadelesine devam ediyor, hem de şehidimizin bir gözüyle görüyordu.Sordum kendisine Ali, nasıl bakıyorsun Terörsüz Türkiye sürecine, ne düşünüyorsun diye.
Başkanım, ben iki gözümü verdim, bir ayağımı verdim terörün bitmesi için. Canımı isteseler yine veririm vatana. Gazi Ali olarak hiç önemli değil. Ama yıllardır gözüyle gördüğüm şehidimize öbür dünyada ne cevap vereceğim?Bir söz söylemeye korktun mu? Demez mi diye sordu. Benim bile cevap veremiyeceğim bu konuda sizler bir karar alırken eliniz, yüreğiniz titresin .Gazi Ali’ yi unutmasın…!
•Bizler; ölümden, kolumuzun ya da bacağımızın kopmasından, kaybettiğimiz gözümüzle sevdiklerimizin yüzünü görememekten, sağır olan kulağımızın ezanı ya da çocuğumuzun sesini duyamamasından korkmuyoruz! Korkumuz; sadece teröristlerin cezasız kalmasıdır. Eğer sürecin sonunda teröristler cezasız kalırsa, bu ülke için canını vermeye hazır insanlar, “ben neden fedakârlık yapayım?” Demez mi ?Şehit aileleri ve gaziler bu sürecin sonuçlarına ilişkin derin kaygılar taşıyor, bu konuda bana ilettikleri düşüncelerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
•Kamuoyunda sıkça bahsedilen ‘’eşit yurttaşlık’’ ‘’ana dilde eğitim’’ adı altında masummuş gibi gösterilen talepleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne yönelik bir tehdit olarak görüyoruz. Şehit aileleri nihai fedakârlığı yaptı. Evlatlarını, eşlerini ve babalarını, ömürlerinin ilkbaharında kaybetti. Suç işleyen, kurşun sıkan, bomba atan kimse, askeri, polisi, öğretmeni, vatandaşı katleden cezasını çekmelidir.
Terörist başı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını ve teröre bulaşan kişilere covid19,yaşlılık veya kalıcı hastalık gibi nedenlerle kısmi af veya genel affın gündeme gelmesini, asla kabul etmiyoruz. Son günlerde bazı örgüt mensuplarının, salıverildiğinin, sosyal mecralarda paylaşıldığı görülmektedir.
Hukuk danışmanlarımız ve avukatlarımız tarafından tek tek bu olaylar araştırılmaktadır. Aksine bir durum tespit edildiğinde, gerçekleri şehit ailelerimize ve gazilerimize anlatacağımızı, buradan ilan ediyoruz.
Bu komisyonun anayasa ile ilgili bir değişiklik teklifi yapılmayacağı, siyasi partilerin ortak mutabakatının olması memnuniyet verici olmakla birlikte, terörle mücadele yasasında da bir değişiklik yapılmamasını istiyoruz. Şehit aileleri ve gazilerin hassasiyetleri göz önünde bulundurularak, onurları her ortamda en üst düzeyde korunmalıdır. Siyasiler tarafından, güvenlik güçlerini rencide eden, tahrik edici eylem ve açıklamalar yapılmamalıdır. Devletimize olan güvenimizden, aldığımız devlet terbiyesinden ötürü vakur duruşumuzu bugüne kadar bozmadık.
Zafer nidalarıyla yapılan kutlamalara, başta terörist başının ve diğerlerinin fotoğraflarının sokaklarda dolaşmasına, sözde paçavra bayraklarına ve her türlü yapacakları tahriklere müsaade edilmemeli, devleti ve milleti ile bütünleşmiş şehit yakınları ve gazilerin sabrı daha fazla zorlanmamalıdır.
Geçtiğimiz cuma günü Pkk’nın Eruh ve Şemdinli’de başlattığı ilk eylemlerine yönelik, Mardin Dargeçit’te havai fişek gösterili kutlama yapması gibi, güven sarsan ve sonuçta telafisi zor olacak olaylara izin verilmemelidir. Önceki açılım sürecinde Habur’da yaşananları, asla göz ardı etmeyelim ve bundan ders çıkaralım. Ayrıca milli dayanışma kardeşlik ve demokrasi komisyonunda, şehit aileleri ve gazilerin temsilcisi olarak, sadece bir gün değil, tüm komisyon görüşmelerinde yer almak ve özellikle komisyonun karar sürecinde burada olmak istiyoruz.
Sayın başkan ve değerli komisyon üyeleri;
Şehit anne, baba, eş, çocukları ile gazilerin ve terörle mücadelede yaralanıp malul sayılmayanların özlük hakları en üst seviyede iyileştirilmeli, 2018 yılından beri dernek olarak verdiğimiz mücadele sonrasında, Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı Ve Milli Savunma Komisyonu ile yaptığımız, bitirme aşamasına getirilen çalışmalarımız, hiçbir siyasi amaç gütmeden oybirliği ile, şehit ailelerimize ve gazilerimize vefa borcunu ödemek adına ivedikle yasalaşmalıdır.
Ancak şehit aileleri ve gazilerimizin özlük hakları ile ilgili yapılacak yasal düzenlemelerin şehidin ve gazinin kanı üzerinden bir pazarlık söz konusuymuş gibi algı oluşturulmasına izin verilmemeli, herhangi bir tavize örtü yapılmamalıdır. Terörün bitmesi ile “Şehit ailelerinin talep ve beklentileri için kaynak sorunu kalmadı’’ anlamına gelecek açıklamaları rencide edici buluyoruz.
Sizlere burada belki de ilk defa duyacağınız ve gazi meclisimizin açıldığında, yapması gereken ilk çalışma bu olmalı diyeceğiniz acı bir gerçeği ifade etmek istiyorum. Hiç bir kanun ve mevzuatta şehit ve gazinin tanımı yoktur. Şehitlik ve gazilik milletin gönlünde yer etmiş ancak hukuk sisteminde bir tanım bulamamıştır. Hatta SGK mevzuatında şehitlerimiz için ne yazık ki hayatını kaybedenler ifadesi geçmektedir.Bakara süresinin 154. Ayetini okuyarak konuyu sizlerin vicdanına bırakıyorum; ‘’Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.’’
Sayın başkanım ve değerli milletvekilleri;
Sayın Cumhurbaşkanımızın bizlere gönderdiği mektupta yer alan, “bu sürecin hiçbir noktasında pazarlığa, müzakereye, tavize, gizli ve süflî girişimlere yer verilmemiştir, bundan sonra da verilmeyecektir. Şehitlerimizin aziz ruhlarını muazzep edecek, şehit ailelerimizi ve gazilerimizi incitecek hiçbir adım atılmamıştır ve atılmayacaktır.” İfadesini devletimizin bizlere teminatı olarak kabul ettik.
Yapmış olduğumuz görüşmelerde terörist başı Öcalan asla yerinden kımıldamayacak, terör eylemine katılanlar cezasız kalmayacak, sokaklarda ellerini kollarını sallayarak dolaşamayacaktır. Sözü verilmesi üzerine, Şehit Ailelerimizin Ve Gazilerimizin ortak arzusunun terörden arındırılmış Terörsüz Türkiye olduğunu kamuoyuna açıkladık. Burada da ikrar ediyoruz.
Sayın başkanım ve değerli komisyon üyeleri;
Terörsüz Türkiye’ye destek açıklamamızdan sonra sizlerin huzuruna, tarafıma yapılan yorumları bırakıyorum. Biz ne kadar anlatsak da, sayın Cumhurbaşkanımız mektup da gönderse, siyasiler televizyonlarda açıklama da yapsa, Terörsüz Türkiye hedefi ilk ağızdan anlatılmadan şehit aileleri ve gazilerimiz rahatlamayacaktır.
Bunu anlatmak için İçişleri Bakanımızın desteği ile 7 bölgede sizlerin, bakanlarımızın, istihbarat yetkililerimizin şehit ve gazi ailelerimiz ile bir araya geleceği bir proje hazırladık. Bunu 7 bölge değil gerekirse tüm illerde yapacağız. Bizim tek isteğimiz; Bu işi, devletin birliği, ülkenin bölünmez bütünlüğü, Atatürk ilkeleri doğrultusunda, hep birlikte adaletle, kararlılıkla ve tavizsiz bir şekilde başarmak.Öyle bir başaralım ki sokakta oynayan çocuklardan tutun da, dağlarda nöbet tutan Mehmetçik’ e kadar kimsenin zihninde soru işareti kalmasın.
Sonuç olarak, terörün bitmesini en çok biz şehit aileleri ve gaziler istiyoruz.
Bizlere verilen sözler ışığında terörden tamamen arındırılmış, Terörsüz Türkiye’yi Destekliyoruz… ve sürecin en yakın takipçisiyiz.
İnanıyoruz ki yıllardır akan kan duracak, acı ve gözyaşı son bulacaktır.
Unutulmamalıdır ki! Bu topraklar uğruna canını ve kanını feda edenler gerçek vatansever ve gerçek milliyetçilerdir.
Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır…
Sizlerin ve Yüce Türk Milletinin Huzurunda, Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk Ve Silah Arkadaşları İle, toprağı kanıyla vatanlaştırmak üzere, verilen terörle mücadelede, feda-i can eyleyen aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal etmiş gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, şehitlerin yaşayan şahitleri gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyorum.
Gazi Meclisimizi ve burada konuşmamıza imkân tanıyan sayın meclis başkanımız ile komisyon üyelerini saygıyla selamlıyorum.