Konya
Açık
28°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,0924 %0,51
48,0144 %0,58
4.506,97 % 0,54
Ara

UMUDU ÖLDÜRMEYİN

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kral bir gün dondurucu kış mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan bir muhafızın yanına giderek sordu.

-Üşümüyor musun?

Muhafız; ben alışığım efendim diyerek cevap verdi. Kral;

-Olsun dedi. Ben sana sıcak tutan elbiseler getirmelerini emredeceğim diyerek gitti.

Ancak kısa bir süre sonra askerlerine sıcak tutan elbiseleri götürmelerini emretmeyi unuttu.

Ertesi gün ise duvarın yanı başında soğuktan donarak ölmüş muhafızın cesedini buldular. Fakat muhafız ölmeden önce duvara bir şeyler yazmıştı. Duvarda şunlar yazıyordu;

“Kralım, ben soğukta nöbet tutmaya alışkındım. Fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü!”

Çünkü asker her gün o soğuk havada nöbetini tutuyor ve soğuğa direnmekten başka çaresi olmadığını biliyordu bu sayede her gecenin ardından doğan güneşi de görebiliyordu. Fakat o gece kralın sıcak elbise göndereceği düşüncesi onun gücünü azaltmış bir an önce gelecek elbiselerle ısınma hayalleri kurmasına sebep olmuştu. Elbiselerin sıcak tutacağı düşüncesi ile de soğuğa karşı olan savaşını yarıda bırakıp vücudunun nasılsa ısınacağını düşünerek direncini kaybetmişti. Buda doğacak olan güneşi beklemesine yetmemişti. Çünkü artık umudu doğan güneş değil elbiselerdi ve o elbiselerde gelmemişti…

Bu hikayede de olduğu gibi türlü vaatlerle insanları bir beklenti içe sokarak bir umuda bağlayarak imtihan edilmemeli. Çünkü sizin verdiğiniz küçücük bir umut ne kadar önemsizmiş gibi gelse de karşı taraf için tek tutunacağı dal oluverir bir anda. Ve verilen umut yerine getirilmezse o tek dal da kayar ellerinin arasından. İşte o zaman her şey için çok geç kalınmış olur. Çünkü o umudu bekler bekledikçe de değişir. Beklettiğiniz kişi ise hatası telafisiz olan olumsuz düşünceler içerisine girer. Daha sonra ise önce umudunu öldürür ardından ise sevgi, saygı ve güven ölür. Yukarıda ki hikayede muhafız ölmüştü ama eğer ölmeseydi de tüm duyguları ölecekti. Yani yine ölenler muhafızda olacaktı kral sıcak yatağında sabahlayacaktı.

Bu yüzden hayatımız boyunca dikkat etmemiz geren önemli şeylerden biri umuttur. Umutla oyun olmaz, umutla şaka yapılmaz, alay edilmez. Küçücük bir umuttur insanı ayakta tutan. Ekmek gibi su gibidir umut insanda. Umut gitti mi her şey yok olur. Onun için ne yaparsak yapalım umutlara asla oynamayalım. Yapabileceğimizin fazlasını dile getirip ardından olmadı demeyelim. Bizim üç heceli olmadı kelimesini söylememiz kadar kolay değildir karşıdakinin olmadığını kabul edişi.

O yüzden asla umutları öldürmeyelim, ama umut etmekten de asla vazgeçmeyelim. Unutmayalım ki “Umut fakirin ekmeğidir ama ekmek zengine de gerektir.” Bol umutlu yarınlara…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *