Konya
10 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.29
  • EURO
    34.86
  • ALTIN
    2436.5
  • BIST
    10268.58
  • BTC
    62728.26$

YEŞİLAY YAŞIYORMUŞ…

09 Mart 2018, Cuma 07:27

Yeşilay yaşıyormuş ve hem de 98 yaşındaymış isterseniz bu kurumun tarihçesine bir göz atalım.

Yeşilay 1920’de kurulmuş, İngilizler bu tarihte İstanbul’un işgali sırasında gemilerle getirdikleri alkollü içkiyi gençlerimize bedava dağıtmaya başlamış ve gençlerimizi zehirlemek istemişler.

Dönemin şeyhülislamı İbrahim Haydarizade’nin himayesinde, Dr. Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından 5 Mart 1920’de İstanbul’da Hilal-i Ahdar adıyla kurulmuştur. Yeşilay’ın kurulduğu 1-7 Mart tarihleri ülkemizde ‘Yeşilay Haftası’ olarak kutlanmaktadır.

Hilal-i Ahdar ismi daha sonra ‘Yeşil Hilal’ ve ‘Yeşilay’ olarak değiştirilmiştir. 1934 yılında Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı sırasında, Bakanlar Kurulu kararıyla Yeşilay’a ‘kamu yararına dernek’ statüsü verilmiştir.

Kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri arttıkça Yeşilay’ın da tüzüğünde çalışma alanları çeşitlenmiş, alkolden sonra sigara, uyuşturucu, kumar ve yakın tarihte teknoloji bağımlılığı Yeşilay’ın mücadele alanına dahil olmuştur.

Yeşilay bahsettiğimiz zararlı alışkanlıklardan gençleri korumakla görevlidir. Okullardaki ‘Yeşilay Kolları’ ile üye sayısını ve bilinci artırmaya çalışsa da, gittikçe görev anlayışından uzaklaştığı kanaatindeyim. 1-7 Mart tarihleri arasında kutlanan Yeşilay Haftası ile de kendinden söz ettirmeye çalışmaktadır.

Şu anda ne ilimizde, ne de ülkemizde başkanlarını bilmeyiz. Yeşilay ‘var mı, var’ görüntüsündedir.

Okul etraflarında uyuşturucu kullanma yaşının çok düştüğünü, alkol kullanım ve bağımlılığının arttığını ve en önemlisi ‘internet ve oyun’ bağımlılığın arttığını düşünürsek Yeşilay’ın başarılı olduğunu söyleyemeyiz.

Peki Yeşilay nasıl yeniden dirilir? Bir kere maddeten güçlü bir kurum olmalıdır. Sık sık eğitim seminerleri düzenlenmelidir. Ders kitaplarına girmelidir. Okullarda uzman doktor ve psikologlar görevlendirilmeli ve seminerleri bizzat bunlar vermelidir. Özellikle ‘Bağımlılık’ konusu her fırsatta işlenmeli, aileler evlatları konusunda duyarlı olmalıdır. Gerektiğinde velilerde eğitilmeli ‘Benim evladım yapmaz’ deyişinin yanlış olduğu velilerin beynine işlenmelidir.

Bu çalışmayı en iyi kim yapar? Yine şahsi fikrimi söylüyorum. Belediye Başkanları Yeşilay’ın tabi başkanları olmalıdır. Ellerinin altındaki maddi imkanları ‘Gençlerimizin Kurtuluşu’ için kullanmalıdırlar. Hem de sürekli reklam peşinde koşan belediyelerimiz için ‘Yeşilay’ bulunmaz nimettir. Reklam panoları bu maksatla eğitici olarak kullanıldığı gibi, sık sık ilçenin, ilin çeşitli yerlerine gençlerimizi ve halkımızı uyarıcı dövizler asılmalıdır.

Gazetelerde belediyeler Yeşilay’a yaptıkları hizmetleri anlatıp, kendi reklamlarını kullanabilirler. Kötü alışkanlıktan kurtardıkları gençlerimizle vatandaşlarımızla övünebilirler.

Bunlar yapılmazsa biz Yeşilay’ın 1-7 Mart tarihleri arasında adını duyarız. Okullardaki Yeşilay Kolları angaryadan öteye gidemez.

Camilerimizde de Hutbe ve Vaazlarda konu sık sık gündeme getirilmeli ve gençlerimiz uyarılmalıdır.

Velhasıl kötü alışkanlıklarla mücadele tüm halkımız tarafından yapılmalıdır. Aksi halde bu sene 1-7 Mart arasında 98’inci yaşını kutladığımız Yeşilay’ı bir müddet sonra kaybedebiliriz. Yeşilay yaşlandıkça gençleşmeli, daha iyi hizmet sunabilmenin gayretleri içinde olmalı medyaya zorunlu reklam yayını getirilmelidir.

Vakit geçmeden nasıl Müge Anlı sayesinde ‘Okuma Yazma’ seferberliğine başladıysak, kötü alışkanlıklarla mücadele ve kurtulmaya da başlamalıyız. Seçme seçilme yaşını 18’e indiren siyasi iktidar, kötü alışkanlıklarla tanışma yaşını yukarılara çekilmeli hatta hiç fırsat vermemelidir. Gençliğe önem vermek gençleri koruma ve kollamayla olur. İnşallah Müge Anlı bu konuyu da gündeme getirir de başta siyasi iktidar olmak üzere hepimiz uyarız.

Kalın sağlıcakla.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.