Konya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.40
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2439.8
  • BIST
    10082.77
  • BTC
    62878.32$

Hayırlı olsun başkanım!...

02 Nisan 2024, Salı 00:01
Seçim de bitti! Şimdi ne yapacağız? Birde Ramazan bitse oruç filan asıl ondan sonra ne yapacağız? Biz normal de ne yapıyorduk? Onu bile unutmuşum. Seçim seçim derken araya giren Ramazan insanı baya bir yoruyor. İnsanı diyorum. Yoruyor!..
Ne yaşadığınız önemli olmasa bile yaşayacaklarınızın çok önemli olduğu bir döneme giriyoruz. Mesela bu yaz çok sıcak geçecek. Yanacağız. Kavrulacağız! Pişeceğiz…
Bu durum insanı çok ama çok etkileyecek. İnsanı diyorum. Etkileyecek!
Yaşanması muhtemel öngörü benimkisi birkaç konu var. Yazacak bir şey bulamayınca makale olsun diye karalıyorum. İşte öyle… Nasıl olsa okuyanca küfrü basacaksınız arkasından… İşitmediğim sürece çok önemli değil. En önemlisi hissetmediğim sürece önemli değil.
Önümüzdeki ay Mayıs Haziran gibi fidanlar toprakla buluşacak. Sebze olmaya başlayacak. Bu ara fidanlar yetişiyor. Çok severim bahçe işlerini. Tam emeklinin yapacağı şeyler. Benim gibi yaşlı, emekli ve bir o kadar da hızlı. Öfkeli de! Öfkesi kendine. Çok öfkelenirim fakat hemen geçer. Bazen içimdekini pat diye sayarım, bazen de susarım. Sussam da saysam da hemen geçer öfkem.
Öfke demişken. Bakın ne diyeceğim. Öfke aslında insanın kendine verdiği en büyük zarar. Öyle büyük ki, öfken geçtikten sonra anlıyorsun. Kendine ne denli zarar verdiğini. Birde inat! İnat etmek de kendine verebileceğin en önemli zararlı maddelerden bir tanesi…
Alkol, sigara ve uyuşturucudan daha büyük tehlike… İnat diyorum. İnat. İnsanı yok ediyor. Diyorum… Olmuyorsa bırakıver peşini ne bu inat? İnsan neden inat eder ki? Onu da anlamış değilim… İnat istediğini almak için ısrarcı olmaktır. Yapmak istediğin, satın almak istediğin ne varsa o konuda çok ama çok istekli olduğunu gösterir. Ama bir de benim gibi kuru inat olanlar var. Cahil inadı benimkisi…
Cahilce bir inat işte! İnat. İnat… Kuru, cahilce bir inat.
Uğruna kişiliğinizi kaybettiğiniz onurunuzu yitirdiğiniz kuru bir inat. Çok istemese; niye inat etsin ki insan? Ama öyle değil mi? Olsun inatta bana yakışıyor. Bir de inatla istediğiniz ve elde edemediğiniz bir şey varsa o zaman kaçarım işte… Arkama bile bakmadan kaçarım. Topuklarım popoma vurur. Kimse görsün istemem. Kimseyle görüşmek de istemem. Kaçıyorum lan. Kaçıyorum. Kaçacağım da zaten. Kaçmak bazen kendini kontrol etmek anlamına da gelir! Gelir mi bilmiyorum. Deneyeceğim…
Midem bulanıyor. Bir şey yemediğimden olsa gerek. Kahve, çay ve sigara. Daha kötüsünü yaşadığımda oldu. Çay, kahve sigaranın da yokluğu mesela…
Seçimi kaybedenlerin halini merak ediyorum. Sabah olmuş, başkan değilsin. Birde mesleğin filan yoksa nereye gider insan. İnsan diyorum. Kime diyorum. Sana diyorum…
Kahve de okey oynar. Sessiz bir ortama çekilir. Evinde çocuklarıyla konuşmak istemez sanırım. Herkesten kaçar. Firari başkan. Birkaç aya kalmaz unuturlar. Başta bir iş arayışına girerler. Hiç yapamadılar. Başka şehirlere göç ederler. Ben olsam yaşadığım o şehri terk ederim. Okey oynamaya gitmem! Hem ben okey oynamayı da bilmiyorum. Bilardo derseniz onu iyi biliyorum. Başkanlık döneminde aldığım maaştan artırdığım para ile küçük bir emlak ofisi kurarım. Emeklinin ve seçimi kaybeden başkanların işi. Üçbeş kuruş para kazanır zaman geçiririm.
Geçen zaman! Ne çabuk geçti zaman? Neyse bir sonraki seçimlerde görüşmek dileği ile… Dilek dedim de aklıma geldi. Dileğiniz varsa ve kabul olmuyorsa bu konuda çok ısrarcı olmayın. Vardır kabul olmamasının bir sebebi. Belki de büyük bir musibetten kurtuluyorsunuz. İnatlaşmayın sakın. Hayırlı olsun başkanım…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.