Yeni bir dünya düzeni…

Corona virüs sonrası yeni bir dünya düzeninin hakim olacağı söylentilerinin ardından başlayan Rusya ve Ukrayna savaşı sonrasına ertelenen yeni dünya düzeni. Kısa vadede gıda ve enerji krizlerinin çıkacağı söylemleri, görmezden geldiğimiz gıda problemi yaşayan ülkelerin varlığını bile hatırlatmaya yetmedi. 

Bütün ülkeler kendi dertlerine düştü. Kendi derdine düşen ülkelerde yaşayanların da bireyselsel olarak kendi dertlerine düştüğünü görmek mümkün gibi… olmak ve olmamak düşüncesinin hakim olduğu bir nesil… içerisinde inanç, kültür, gelenek ve göreneklerden yoksun yetişen bir nesil…

Aslında kendi iç savaşını yaşayan bir toplum. Daha doğarken ötekileştirilmiş, büyüdükçe isyanı artan, gelecek kaygısını kafasından silmiş, toplumun içerisinde yaşayan özel yetenekli az sayıda insan. Gelgitleri ile büyülü bir dünya efsununa kapılmış, dünyayı yönetebilme hayali kuran siyasetçiler. Kendi iç savaşlarını bitirememiş ve toplumu dizayn etmeye çalışan varlıklar…

Bugünün dünya düzeninden neden rahatsız olduğunun bilincine bile varamayan, akil insanlar. Bilim insanları, üniversitelerin kapılarına kilit vuran benciller… Eğitim veren içi boş eğitim kurumları. Daha birçok problemi yaşarken nasıl bir dünya düzeni kurabilirler ki?

Barışın, sevginin, hoşgörünün olduğu, fakirliğin ortadan kalktığı, her bir insanın üzerine düşen görevi yerine getirdiği yeni bir düzenden mi bahsediyoruz. Hayır!... İçinde savaşların yaşandığı, çocukların öldürüldüğü, korkunun hakim olduğu bir dünya düzeni kurmak için mi bütün çabalarımız… Daha çok platonik aşkların yaşandığı insanların birbirinden uzaklaştığı, göreceliğin ortadan kaldırıldığı, küpeli erkeklerin, kadın gibi erkeklerin sayısının arttığını bir düzenden mi?

Televizyon ekranlarından ya da kulaktan dolma bilgilerin yorduğu beyinlerden mi yeni bir dünya düzeni istiyoruz. Ya da yeni bir dünya düzenini kuracak olan toplumun hangi görevleri yerine getirmesini bekleriz. Kaostan beslenen, varlığınızdan bile bir haberdar olmayanlardan mı bekleriz yeni düzeni…

Gökkubbeye oturun ve gözlerinizi kapatın. Aşağı baktığınız da her yer yeşil. Çocuklar cıvıl cıvıl oyunlar oynuyor. Birbirlerine seslerini bile yükseltmiyorlar. Kavgayı bilmiyorlar. Bölüşmeyi ilke edinmişler. Bırakın büyümesinler… zaten o yaşta sevişmeyi de bilmiyorlar. Leyleklerden beklesinler bebekleri… Hiç büyümesinler… Enerji çocuklarda, gıda sevgide… Doğa öylesine temiz ki, küresel iklim değişikliği yok! Bütün güzellikler mevsiminde yaşanıyor. Kimse kimsenin tavuğuna seslenmiyor. Büyümesinler… Bırakın tertemiz bir dünya da yaşasınlar.

Daha yaşadığı şehirde düzeni kuramamış, ülkesine bir kaşık faydası olmayanların yeni bir dünya düzeninden bahsetmesi gibi ahmakça sorunları olan varsa çocukların dünyasına gitmeliler. Ter temiz yaşasınlar…

Gıda ve enerji stoklamaya devam edin. Suyu nasıl bulacaksınız? Diyelim ki suyu buldunuz 24 saat gün ışığında güneşin altında nasıl yaşayacaksınız. Dikili bir ağacın kalmadığı bir damınız yoksa yeni dünya düzeninden neden bahsedelim ki? Yaşanılmaz bir dünyayı bugüne getirenlerin yeni bir dünya hayali kurması da oldukça ilginç. Azaltılmış bir nüfus, herkese yetecek gıda ve enerji isteyenler üremeden ömürlerinin geri kalanını rahatça geçirebilmek için mi istiyor yeni dünyayı..

Bu arada en önemlisi sanki günümüz dünyasının sahipleriymiş gibi görüyorlar ya kendilerini. Gelin hep birlikte kendi dünya düzenimizi kuralım. Başı buyruk olmasın kimse… Barış olsun, sevgi olsun, hoşgörü olsun… Asırlarca bizim düzende yaşasın insanlar. Bunu da yalnız kalarak yapalım. Kimse olmasın yanımız da, kimseyle dost sevgili olmayalım. İkili ilişkilerimizi tamamen platonik yaşayalım… Platonik olunca acı da çekmezsiniz. Hep siz konuşursunuz, karşı tarafın söyleyeceklerini de siz belirlersiniz. Birlikte dolaşırken bile masraf etmezsiniz. Ayrılırken acı çekmezsiniz. Sizin dediğiniz olur. Kimse size karışamaz. Yaşasın yeni dünya bir dünya düzeni kurdum. Kendi dünyamda…