Konya
12 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2444.4
  • BIST
    10218.58
  • BTC
    60933.530$

Taş Çorbası

26 Haziran 2021, Cumartesi 08:43

Bir gün bir gezginin yolu bir köye düştü. Gezginin geldiğini gören tüm köylüler kendilerini evlerine kapatıp, kapılarını ve pencerelerini kilitlediler.

Gezgin, “niçin hepiniz benden korkuyorsunuz” diye sordu. Ben kendi halinde bir gezginim, sadece gece kalmak için yumuşak bir yer ve yemek için sıcak bir yer arıyorum.

Köylüler “burada bir lokma bile yiyecek yok, çocuklarımız zayıf ve aç. Yolunuza devam edin” diye seslendi saklandıkları yerden.

Ah, ama ihtiyacım olan her şeye sahibim” dedi Gezgin.

“Aslında, sizlerle paylaşmak için biraz taş çorbası yapmayı düşünüyordum.” Pelerininden demir bir kazan çıkardı, suyla doldurdu ve altına bir ateş yakmaya başladı köy meydanında. Sonra büyük bir törenle ipeksi bir çantadan sıradan görünümlü bir taş çıkardı ve suya bıraktı. Yemek söylentisini duyan köylüler merakla evlerinden gezgini izlemeye başladılar. Gezginin “suyu” koklaması ve yapacağı lezzetli taş çorbasının beklentisiyle dudaklarını yalaması onları iyice meraklandırdı. Korkularının üstesinden gelip yavaş yavaş evlerinden çıktılar.

“Ahh,” dedi yabancı, oldukça yüksek sesle, “Lezzetli bir taş çorbası çok severim. Tabii ki, lahanalı taş çorbası, ayrı bir güzel olur ama bulmak zor.” dedi. Köylülerden biri tereddütle de olsa evinden getirdiği küçük bir lahanayı verdi gezgine. Gezgin çorbayı karıştırmaya devam etti. Derken çorbayı tattı “Olağanüstü!!” dedi sonra da “biliyor musun, bir zamanlar ben de lahana ve biraz dana bifteği ile taş çorbası vardı ve krallara layık bir yemek olmuştu.” Köy kasabı bir miktar et bulmayı başardı. Bu durum patatesler, soğanlar, havuçlar, mantarlar vb. ile devam etti. Ta ki köy meydanında herkese yetecek nefis lezzette bir çorba olana kadar.

Herkes çorbanın hayatlarında içtikleri en güzel çorba olduğu konusunda hem fikirdi. Herkes çorbasını içtikten sonra, Gezgin çorba yaparken kullandığı taşı itinayla çıkardı. Güzelce temizledi ve tekrar ipeksi özel çantasına koyup kaldırdı. Köyün en yaşlısı, gezgine çorbada kullandığı taş için büyük miktarda para teklif etti, ama gezgin kabul etmedi. Ve ertesi gün köyden ayrıldı.

Giderken, yolun kenarında duran bir grup köy çocuğuna rastladı. En küçük çocuğa taşı içeren ipeksi çantayı verip, gruba fısıldadı “çorbanın o kadar güzel olmasının nedeni taş değildi, ellerindekini paylaşan köylülerdi.”

Elindekini paylaşmak insanoğlun da gittikçe zorlaşır oldu. Paylaşmak, bölüşmek eskisi kadar yapılmıyor artık. Hele birde işin içine yokluk girdimi tamamen imkansızlaşıyor. İnsanlar kendilerine yetmeyeceğini düşündüğü bir şeyi başkasına vermeye tahammül bile edemiyorlar. Haklılar mı  derseniz kısmen derim. Çünkü biri paylaşsa diğeri paylaşmaz. Paylaşmak tek başına da anlam kazanmaz. Fakat burada gezginin küçük bir hile ile herkesi paylaşmaya davet etmesi ve ikna etmesi sayesinde paylaşmanın tadı çıkmış. Hem de bol ve lezzetli olarak. Herkesin damağında tadını bırakarak. Herkese eşit olarak. Ellerinde ki azıcık yiyeceklerle kendi karınlarını bile doyuramazken paylaşarak, birleştirerek koca bir köy halkı karnını doyurmuş oldu.

Şimdi asıl mesele bunu koca bir ülke olarak örnek almak ve sade iki kap yemek olarak düşünmeden her konuda hayata geçirmek değil mi sizce de? Bence öyle. Umarım ülkemiz paylaşmanın, çoğalmanın kocaman bir bütün olmanın faydasının farkına varır ve bunu başarır…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.