Konya
10 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.75
  • ALTIN
    2450.5
  • BIST
    10235.98
  • BTC
    61029.4$

Sıcak havanın, mevsim normallerinin dışında olması korkutuyor

04 Nisan 2024, Perşembe 00:01
Sıcak havanın, mevsim normallerinin dışında olması korkutuyor
Dünya her geçen gün hızla değişiyor ve belirsizliklerle dolu bir gelecek bizi bekliyor. İklim değişikliği dünya üzerindeki en büyük tehditlerden biri. İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına "küresel ısınma" deniyor. Bilim adamları, küresel ısınmanın kontrol altında tutulabilmesi için öngörülen azami sıcaklık artışının önümüzdeki on yıl içinde aşılabileceği uyarısında bulundu. Hava ısınmaya devam ediyor ve  sıcaklıklar arttıkça sıcak hava dalgaları, yangınlar oluşabilir. Daha sıcak bir atmosfer aynı zamanda daha fazla nem tutabilir ve bu da sel riskini artıran daha yoğun aşırı yağışlara neden olabilir. Seller daha sık ve daha güçlü bir şekilde görülebilir. Küresel ısınmayla birlikte su kaynaklarının azalması, besin kıtlığına ve enerji sıkıntısına, kuraklıkla birlikte çölleşmeye ve göç gibi sosyoekonomik olgulara da sebebiyet vermektedir.
Maalesef sıcak havalarla, enfeksiyonların hızla yayılması doğru orantılı. Bu da demek oluyor ki son yıllarda yaşadığımız yoğun salgın durumu iklim değişikliğinde görülen sıcak havaların etkisi. Çöl alanlarında görülen humma hastalığı da solunum yoluyla geçen bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu hastalık şimdilik yoğun olarak ekvatora yakın, sıcaklığın yüksek olduğu bölgelerde görünsede, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte yaygınlaşabileceği öngörülüyor.
Avrupa’da, Dünya Hava Niteliklendirme Kurumu'nun kısa süre önce yayınladığı bir analize göre, Avrupa'da yaz sıcaklıkları 2050 yılına kadar 40 dereceyi aşacak. Avrupa'nın Paris gibi büyük şehirleri de uzatmalı sıcak havanın neden olduğu hava kirliliğiyle mücadele etmek zorunda kalacak. Fransa 2003'teki Avrupa sıcaklık dalgasıyla sarsılmıştı ve bu dalganın yaşandığı süreçte Paris'teki ölüm oranı yüzde 141 artmıştı. Yakın geçmişteki Lucifer sıcaklık dalgası da güney Avrupa'da birçok gazeteye manşet olmuştu. Paris’te bununla ilgili önlemler alınmaya başladı. 2030 yılında şehir içinde dizel arabaların kullanımının yasaklanmasına karar verdi.
Peki dünya neden böyle ısındı?
Hangi önlemler alındı?
Sanayileşmeyle birlikte fosil yakıtların aşırı kullanılması, atmosferdeki karbondioksit ve metan gibi sera gazlarının miktarını en yüksek seviyelere çıkardı. Artan sera gazı miktarı sıcaklıkların yükselmesine neden oldu. Bunun için dünya devletleri, 2015 yılında 195 ülke küresel ısınmayı 2 dereceyle sınırlandırmayı amaçlayan Paris İklim Sözleşmesi'ne imza attı. Ülkeler atmosfere saldıkları karbondioksit miktarını azaltmayı, bunun için de kömür, petrol ve fosil yakıt tüketimini azaltmayı taahhüt etti. 2016'da yapılan bir araştırma, Sibirya'da donmuş toprak üzerine inşa edilmiş kentlerin küresel ısınma nedeniyle paramparça olma tehlikesi altında bulunduğunu gösterdi. Akademik çalışmalar, Rusya'nın Arktik bölgesinin dünyanın geri kalan kısımlarından daha hızlı bir biçimde ısındığını ortaya koydu. Bu ısınma devam ettiğinden kent binalarında çökme söz konusu.
Dizel ve benzinli araçların sonu geldi
Yeşil bir geleceğin anahtarı elektrikli araçlar. Yenilenebilir enerji ile şarj edilen bir elektrikli araç, normal bir araca göre yüzde 85 oranında daha düşük karbondioksit emisyonu salıyor.
İngiltere, COP26 zirvesi için yapılacak törende, hibrit araçlarda dahil olmak üzere fosil yakıt kullanan araçların satışını, 2035 yılında yasaklanacağını duyuracağını açıkladı. Fosil yakıtlı araçlar (benzinli), dünyadaki sera gazı emisyonlarından ve dolaylı olarak küresel ısınma ve iklim değişikliğinden en az %20 oranında sorumludur. Şehirlerdeki sera gazı emisyonlarının ise yaklaşık olarak %40'ı fosil yakıtlı araçlardan kaynaklanmaktadır. Bu kullanılan petrol enerjisi, biran önce yenilenebilir çevreci enerjiye dönüştürülmeli.
Dünyayı tek başımıza kurtarabiliriz
Kaynaklarımızı verimli kullanarak gelecek nesillere daha yeşil ve yaşanabilir bir Dünya bırakabiliriz.  Nasıl mı?
Geri dönüşüm, malzeme ve enerji tasarrufu sağlar. Yeniden kullanılabilen ürünlerin geri dönüştürülmesi yoluyla, belirli endüstrilerde işlenen ham madde sayısının azaltılmasına yardımcı oluruz.
Su kaynakları iklim değişiklikleri nedeniyle azalmakta. Su tasarrufu yapabilirsek yarınların su ihtiyacını da güven altına almış oluruz.
Kullandığınız elektrik miktarını azaltabilirsek, elektrik üretimi sürdürülemez yöntemlerle üretildiğinde atmosfere tonlarca sera gazı salgılanmasını önleyebiliriz. Daha sürdürülebilir enerji ve elektrik üretimi yöntemleri keşfedilip kullanıldıkça, sera gazı üretiminin azaltılması mümkün olacaktır. 
Gerçekleştirdiğimiz sohbetlerde insanları bilinçlendirebiliriz. Sadece bir kişiyi bilinçlendirmek bile dünyayı kurtarmaya yardımcı olacaktır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.