SAYIN VALİM; 10 GÜNLÜK TATİLDE KONYALILAR NE YAPACAK?

1-11 Temmuz Ramazan Bayramı tatili münasebetiyle boyumuzun ölçüsünü aldık. Şimdide 9-19 Eylül Kurban Bayramı nedeniyle 10 günlük tatil var. Konyalı olarak dişimiz ağrırsa hastalanırsak ne olacak?

Bu yazıyı damdan düşen biri olarak yazıyorum. 2 Temmuz cumartesi kaplama olan dişlerim korkunç ağrımaya başladı. Evdeki ecza dolabından ağrıkesici alıp geçiştirmeye çalıştım. Gece uykusu yok. 3 Temmuz Pazar gününü de ağrı, sızı ve uykusuz geçirdim. 4 Temmuz Pazartesi yani arefe günü Zindankale Ağız ve Diş Sağlığı merkezinin yolunu tuttum. Nöbetçi hekim var. Kayıt yaptırmadan kapıdaki görevliler kendilerine verilen talimatı uyguluyorlar. Hatta güvenlikçi de oturmuş. DİŞ çekimi yapılmamakta sadece ilaç verilmekte denilmekte… Anladım benim derdime derman olmayacaklar. Diş çekecek cerrahları yokmuş falan filan.. Sıra bekleyen insanlar, çocuklar var.

Düşünebiliyor musunuz 1-11 Temmuz arası koskoca Ağız Diş Sağlığı nöbetçi hekimle geçiştiriliyor.

Şimdi soruyorum… Vatandaşın 1-11 temmuz arası diş çektirme ihtiyacı olursa ne yapacak? Zindan Kale Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinde kaç hekim var. Neden böyle bir nöbetçiyle geçiştirilir. Yahu arkadaş kaç hekim varsa yaşına başına bakılmadan bu 10 günlük süreye bölünür, kimilerine 2-3 nöbet gelebilir. Vatandaşın sağlığı bu kadar ucuz mu?

Tabii bu söylediklerim sadece Konya için geçerli değil. Örneğin İstanbul’daki arkadaşımın kulağı ağrımaya başlıyor. Zaten vücudun uzuvları, dişler hep böyle aksi zamanlarda ağrır. İstanbul’da 4 hastaneye gidiyor. KBB Uzman doktoru yok…

Sağlık gibi bu kadar hayati öneme haiz bir kurum, hastaları daha doğrusu insanları bu kadar geçiştiremez.

Benim dişi soracak olursanız 4 Temmuz akşamı adeta ağrıdan kudurdu. Saat 22.00 sıralarında özel dişçi aramaya başladım. Ağrıdan kafayı keseceğim. Allah yardım etti. NHalçacı’nın göbeğinde bir diş hekimi bir hastasının dişini yapıp, Alanya’ya düğün için yola çıkacakmış. Diş hekimi halime dişlerime bakıp sen bu dişlerle 11 Temmuz’a kadar bekleyemezsin dedi. İltahaplı da olan 3 dişimi tecrübesiyle çekti. Allah’a dua ettim. Şükürler olsun dedim. Ve diş hekimine de dua ettim. E be kardeşim ben niye devletime ve onun diş hekimine dua etmeyeyim. Devletim de dünya kadar diş hekimi var ama hepsi izinde.

Böyle kurumda, hekimlikte olmaz. Bilmiyorum diş hekimleri de HİPOKRAT yemini ediyorlar mı? gerçi diğer tıp hekimleri ediyor da ne oluyor? Mesaiye geç gelip erken giderler. Ne arayan, ne soran ne de hakkında işlem yapan var. Ama ay sonu maaşlarını tam alırlar. Para size feda olsun. Sizler yani doktorlar bu mesleği gönüllü seçtiniz. Altınızda lüks arabalar, yatlar, katlar. Hepsi feda olsun. Ama kardeşim hizmetten, nöbetten kaçmayın. Bir tane çömez doktoru bulup ona yüklenmeyin.

Diyeceğim şu! Hastaneler, Ağız ve Diş sağılığı merkezleri böyle uzun tatillerde kaç doktor var, günde kaçı nöbet tutuyor. Allah’ın emri mi hekim on günlük tatilde bir kere nöbet tutar diye. Ortada bir CAN meselesi var. Rahmetli bir doktor tanıdım. Adı Demir ATILGAN. Beyin cerrahı… Gece 3’te 4’te hastalarını kontrole gelir. İşte doktorluk bu. Cep telefonunu kapatıp, ev telefonunun fişini çekmekle doktorluk yapılmıyor. İl sağlık müdürlüğü de herhalde kendi meslektaşlarının üzerine gitmiyor.

Sayın Valimizden Konyalı olarak istirhamımız konuya el atması, çalışan görev aşkıyla yanan doktorlarımızla görevi geçiştiren doktorlarımızın ayırt edilmesini, sağlık hizmetinin sağlıklı sunulmasını istiyoruz.

Konu sağlıktan açılınca AİLE HEKİMLERİ’inden bahsetmeden geçemeyeceğim. Bu hekimlerimiz uzman değil, pratisyen. Bu hekimlere Cumartesi Pazar yanılmıyorsam haftada 8 saati geçmeksizin nöbet yazılacaktı. Kıyameti kopardılar. Nöbet tutmayın diye… Anlamadığım bir hususta yüksek yargı bu doktorların lehinde yani nöbet tutmamaları konusunda karar verdi. Şimdi bakıyorum SAĞLIK SENDİKASI’da Sağlık bakanı Recep Akdağ ile görüşmüş. O da nöbetleri kaldırma hususunu araştıracaklarını söylemiş. Nerede kaldı KAMU YARARI…

Aman çalışmayın, az çalışın. Halkın sağlığını düzeltip hayır duası almayın. Ama ne olur maaşınızı tam alın.

Geçenlerde eski Sağlık Bakanlarından Mete TAN vefat etti. Rahmetlinin arkasından konuşulmaz ama TAM GÜN yasası ile hekimliği hizmet, şifa dağıtmadan çıkarıp paraya dönüştüren bakandır…

Ey hekimlerimiz! Rabbim size öyle bir meslek vermiş ki, kabul olunan hasta duası ile her an karış karşıyasınız. Gelin hastalarınıza zaman mevhumu tanımadan hizmet verin. Dua alın, işi bedduaya dökmeyin. BU vesile ile ömrünü hastalarına vakfeden tüm doktorlarımıza güzellikler sunuyoruz ve hep dua ediyoruz.

Doktorlarımızın moralini düzeltmek için, TSK, Emniyet mensuplarına bir bakın. Adamlar nöbetten başını kaldıramıyor. Fırınlar AVM’lere allaş aşkına bir bakın yaa… 1-2 gün tatil göreve devam.

KONYA HALKINA SESLENİYORUM!

Merkez İlçe Belediyelerini kurban satış yerleri için uyaralım! Geçen yazımda da bahsettim. Bilmem kaç ilden büyük Selçuklu Belediyesi sadece 1 (bir) tane kurban satış yeri açıyor. Ama aynı belediye emlak vergisini toplarken AVM’lere bile şube açıp epey bir sayıda vezne açıp para topluyor. Karatay, Meram belediyeleri ise 2’şer satış yeri ile geçiştiriyorlar.

Eğer en çok kurban satış yeri açan belediyenin başkanını MİLLETVEKİLİ yapacağız desinler vallahi Konya şehir merkezi hayvan satış yeri ile dolup taşar. Tabi bu işin latifesi. Ama ey belediyeler. Konyalıya gerçekten değer verin! Çok sayıda satış yeri açın…

CHP’NİN HDP SEVGİSİ

Biraz da ülke gündemine değinelim. Benim şu CHP’yi pek aklım almıyor. Sayın KILIÇDAROĞLU HDP Cumhurbaşkanlığı Sarayına niye çağırılmadı, Yeni Kapıdaki mitinge niye çağırılmadı diyor.

Ey CHP’li kardeşlerim HDP, PKK’nın siyasi kolu. Yani terör örgütünün uzantısı. Yani terörist cenazelerini organize edip, katılanlar HDP’li vekiller. Yahu bunların neresini çağıracaksınız. CHP’li Engin ALTAY Teke Tek programında Fatih Altaylı’nın konuğu… O da aynı şeyi söylüyor. Cumhurbaşkanı HDP’yi niye saraya davet etmemiş açıklamalıymış. Yahu Engin bey, sokaktaki çocuğa sor sana niye çağırılmadığını söylesin. Sonra sizler HDP’nin avukatı mısınız? Onların ağzı, dili yok mu?Arkamızı şuna önümüzü buna dayadık diyen, bülbül gibi konuşan, PKK’ya bizleri tükürüğüyle boğduranlara müsaade eden onlar sorsun. Bizi niye çağırmıyorsunuz Cumhurbaşkanım diye… Terörist cenazesine katılan hain vekil sorsun bizi niye çağırmıyorsunuz diye? Birlik ve beraberliği yakaladığımız şu günlerde bırakın HDP’yi siz AKP, CHP, MHP birlikte yürüyün.

Yine Engin ALTAY Teke Tek programında efendim 5-6 milyon oy alan HDP gözden çıkarılamaz diyor. Biz terör örgütü PKK’nın HDP işbirliği ile silah zoruyla yöre halkına nasıl oy verdirdiğini biliriz. 5-6 milyon oy diyorsunuz. Gözardı edilmemeli diyorsunuz. Bu 5-6 milyon ülkeyi bölmek isterse böldürecek misiniz? Bırakın Sezgin Tanrıkulu’nun gözüne girmeyi. Türk Milletinin gözüne girmeye ve oyunu almaya bakın.

MAKAM FARKI…

Bahsettiğimiz makam, Türk Sanat Müziğindeki makam değil. Makama girerken sazlardan biri giriş taksimi yapıyor,  makamdan makama geçerken geçiş taksimini yine bir saz yapıyor. Yani makama giderken de makamdan makama geçerken de bir ön hazırlık var.

Ya insanlar! Adama bir makam veriyorsunuz. Giriş taksimi yok. Adama o makamdan alıp, başka makama veriyorsunuz geçiş taksimi yok…

Bakanlarda öyle değil mi? Bakıyorsunuz Milli Eğitimi Bakanı Kültür Bakanı oluyor. Bakıyorsunuz Milli Savunma Bakanı Milli Eğitim Bakanı oluyor. Çalışma ve Sosyal güvenlik bakanı Tarım Bakanı oluyor. Falan filan. Demek ki herkes her şeyi çok iyi biliyor.

Kamu kurumlarında da öyle değil mi? Hele belediyeler. Ha bire makam değiştiriyorlar. Geçiş taksimi yok. Çoğu da daha makama ısınmadan kendini belediye başkanı ya da vekil görüyor ve oralara oynuyor. Biz de hiç anlamıyoruz.

Rabbim herkese hak ettiği makamı versin. Hak etmediği makamlarda bulunanlar bir an önce bulundukları yerlerden gitsinler. Ama beylik vermeyelim. Zira o zaman babasının yaşamı tehlikeye girer.

Darbe girişiminden önce ne makam sahipleri vardı, şimdi içerdeler.

İnşallah hak edenler hak ettikleri yere gelirler. İnşallah işi ehline verirsiniz.

Rabbim hepimize helal kazançlar hak edilen makamlar versin.

Cumamız mübarek olsun.