Konya
10 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.22
  • EURO
    34.76
  • ALTIN
    2455.6
  • BIST
    10235.98
  • BTC
    60336.37$

RUHUN İFLASI

23 Haziran 2022, Perşembe 07:00

Günümüzde insanların daha çok dış görünüşüyle ilgilendiği dış bakımına önem verdiği ve iç dünya ile pek alakadar olmadığı bulunduğumuz çevreden ve sosyal medya aracılığı ile yansıtılan filmler olaylar vb pek çok hadiseden anlaşılmaktadır.Yaşadığım Bosna mahalleside örneklemeler ve uygulamalı   fiiliyatlar nezdinde pek fazla zenginlik arzetmektedir.Gençlerimiz bilhassa sosyal çevrenin baskınlığı karşısında kültürel bir erozyonun fevkinde olmamakta aksine özenti benimseme içselleştirme gibi medyanında güçlü anaforu karşısında ne yapacağını şaşırmış vaziyette kendinden alabildiğince uzaklaşarak tabir caizse Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktadır.

Kendine hayran olan yüz göz beden güzelliğine tapan kişilikler ne yazık ki ruhunun iflas ve çöküşünü anlamaktan uzak kalıyorlar.Ruhunu terk den insan onu keşfetmekte acze düşünce bu sefer tüm gayreti beden yüz güzelliği gibi dış görünüş nefsini tatmin gezme eğlenme yeme içme gibi hasletlere dönüşünce hayatta olabilmenin ve yaşamanın tek gayesi olarak hep bu noktalarla haşır neşir oldu onun hayat sahnesi ve avuntusunun yegane tesellisi sadece seküler cepheden zevkü sefa durağında didinme oldu.

Ruhumuzun her gün yaşadığı sarsıntılar ve dünyevi teslimiyet çoğu insanın kişiliğini alt üst etmesine rağmen yine de düşkünlüklerinden taviz vermeyen karakterler doğdu.Bunlar her nasılsa ortam kolayca uyum sağlama da bir beis bir sakınca görmeyen tiplerdi.Öyle ya kalabalıklar nasılsa doğru yöne giderdi bizde peşlerinden gitmeliydik çünkü insan nefsi doymak bilmiyor ki istiyorda istiyor her şeyi çünkü haramın hududu sınırı yoktu.fakat gençlik dediğimiz bizim geleceğimizde neden bunlar sorgulanmıyordu?Acaba anne babalar evlatlarına inançla ilgili hiçbir olumlu referans olamamışlar mıydı?Elbette bunların kökenine inildiğinde pek çok ailenin seküler laik dini argümanlara lakayd kaldığını söyleyebiliriz lakin bu arada hemen cümlemize ilave edelim ki pek çok şöyle muhafazakar kesimin evlatlarından olanları söylüyorum onlarda öyle bir kompleks içerisindeler ki sanki onların arasına girip karışmasalar dışlanacaklar eziklik hissedecekler ve yok olacaklarmış hissiyatı hakim ki iç dünyasının gönül sesine kulak vermeyerek görüntü olarak sundukları kimliklerine maalesef halel getirmekteler   açıkcası hayal kırıklığına uğratmaktalar.O zaman geriye şu soruyu sormak kalıyor ya o kılık kıyafetinden vazgeç ya da ona uygun davran ki, yapamadığın bir şeyi  mış gibi yaparak din saldırganı bezirganlara fırsat verme.

Biliyor  musunuz özgürlük denilen kapitalizmin hülyası tüm gençlerin dünyasını kararttı sanki.Ben merkezcilik enaniyet kendinden başka tanımamazlık ben bilirim egosu haddi çiğneyen sözde özgüvencilik daha neler neler.Bizim mahallede bile artık insanımızı tanıyamaz hale geldiysek bizim diğerlerine söyleyecek sözümüz kalmaz elbet.Okuldaki gençlerin üniversiteli abi ve  ablalarına özentileri,sadece dünyevilik kuruntusu mananın yok sayılması ne kadar kendimizden uzaklaştığımızın bir işareti değil midir?hep gösteriş hep şaşaalık hep şımarıklık yapmacık kedi köpek sevgisi büyük küçük saygı sevgi kaybolması ve değerlerimizin bu özenti ile biri bir yok olması.Biz nasıl bu hale geldik ya da getirildik gerçekten çok zor bir durum.

İlim irfan yuvaları sadece giyim kuşam dış görüntüden örüntülü bir hayat demek değildir.İnsanın kişilik duruş ve kimliği  olmalı ve taviz vermeden uygun hayat koşullarında ruhunu ihmal etmeden nefsinin emrine girmeden müslümanca bir hayatı rehber edinmelidir.Medya dininin etkisi ve baskısı altında bunalan gönüllerin tek kurtuluş kaynağı islama yönelmek ve Allah’a teslimiyettir.Öyle bir kuşatma altında bulunuyoruz ki nefsini dinlemeden bunu yarıp çıkmak iman ve ihlas meselesidir.Haçlı misyoner zihniyeti içimizden teslim almanın hesaplarını başarmış ne aile ne kutsiyet ne örf adet nede toplumsal kardeşlik bırakmıştır.Bugün TV’lerde ihtiyaca binaen üretilen çeşitli ritüellerin modernize olmuş şartları, illaki başkasına benzemeyi hatırı sayılır hale getiriyor ve Müslüman kendini bununla dizayn ediyorsa bizim asrı saadet döneminden bihaber olduğumuzun kanıtıdır.Artık hayatımızda oluşturamadığımız bir farkındalık kalmadı.Kendi ihtiyaç kaynaklarından sürür etmeyen bir durumda sadece yapmacık çakma şeylerden ibaret verilen masumiyet havası hiçbir zaman orijinaline uymuyor ve sahte iç dünyamızın mağlup serencamı bizi içimizde kemirip duruyor fakat bizim kımıldayacak halimiz kalmamıştır.Üzerimize serpilen bu ölü toprağını ne zaman silkinir atarsak işte o zaman kendimiz olabiliriz.Din ve vatan düşmanlarıyla yatıp kalkanlar, nefsini putlaştırıp kendine, nevi şahsına münhasır tapanlar, nefsinin her dediğine koşanlar, batının dümen suyuna kapılanlar ve girdabında dönüp duranlar, sizin tarihiniz geçmişiniz kültürünüz yok mu? Bu toprakların hamuru mayası bellidir.Kula kulluğu değil Allah’a kulluğu öngörür.

Ey gençler genç kardeşler giyim kuşamıyla, özü sözüyle, örf adet ve yaşayışıyla bir kimlik savaşında olduğunuzu unutmadan medyanın oyuncağı olmaktan kendimizi kurtaralım.Hatta kurtuluşuna vesile olalım bazılarının.İçinizde özünüzde var olanı azıcık kurcalayın çıkacaktır açığa.Yeter ki aramasını bilin ve özlemini duyun halisane.Allah doğrunun yar ve yardımcısıdır.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.